Tesettürlü Türk avukat Time'a kapak oldu
Elazığlı bir aileden olan Famile Fatma Arslan, 1975 yılından buyana Hollanda'da bulunuyor. İlk, orta ve yüksek öğrenimini Lahey'de tamamlayarak, uluslararası hukukta mastır yapan Arslan, Lahey'de 6 yıldır avukat olarak çalışıyor. Sekreterini de kendisi gibi tesettürlü bir öğrenciden seçen Arslan, çalışma bürosunu aile fotoğraflarıyla süslemeyi de ihmal etmiyor. Dinine, örf ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Famile Arslan, Türkiye ve Hollanda'da son günlerde gündemi oluşturan başörtüsü sorunu konusunda açıklamalarda bulundu.
Hollanda medyasında "ilk başörtülü avukat" olarak yer alan Famile Fatma Arslan, tesettürlü bayanların gururu ve dayanağı durumunda. Kendisine çok sayıda başörtüsü sorunuyla ilgili davaların geldiğini ve buna karşın hukukun gereğini yaptığını belirten Arslan, başörtüsü sorunu konusunda şunları söyledi;
"Öğrencilik dönemimde ve iş hayatımda başörtümden dolayı bazı sorunları yaşamadım değil. Ama bu çok garip bir şey değil. Çünkü ben göçmen bir ailenin kızıyım. Ve benim dinim olmayan, benim lisanım olmayan bir memlekette eğitim hakkına ve çalışma hakkına kavuşmak için bazı mücadeleler verdim ve bazı fedakarlıklarda bulundum. Bunu garipsemiyorum. Başımızdan geçenlere rağmen yılmadım, azimle yoluma devam ettim ve Rabbim de utandırmadı."
- "Time dergisine kapak olmak hem hoşuma gitti, hem beni tedirgin etti"
"Sebebine gelince; bugün sizi övenler, yarın küçük bir yanlışınızdan dolayı yererler. Hata yaparsam daha büyük gösterilebilir endişesini taşımıyor da değilim. Tedirginlik deyince,. yaşadığımız Avrupa'da Müslümanlara yönelik çok olumsuz havalar esmekte. Bugün bizi kapak yaptılar, 'yarın ne olabilir' endişem var. Bu bakımdan 'çok yüksek uçmayalım, alçak düşeriz' diye düşünüyorum. Özellikle Türkiye için son başörtüsü meclis kararına saygıyla bakıyorum. Türkiye'nin bir süper güç olma potansiyeli var. Çok
başarılı hanım kardeşlerimiz var. Çünkü bayanların ilerdeki eğitici rolünü küçümsememek gerekir. Yine bir toplumu başarıya götüren kadınlardır. Başörtüsü serbestliği bir özgürlük değildir, varolan bir hakkın verilmesidir. Bu yüzden bu gelişmeleri çok sevindirici buluyorum."
- Hollanda'da İslam fobisi
"Avrupa'da olsun, Hollanda'da olsun Müslümanlara karşı bir rahatsızlık var. Batı dünyasında İslam'a karşı olumsuz havalar esmekte. Bir tarafta göçmenlerle alakalı sorunlar İslam'a mal ediliyor ve Müslümanlara zulüm ediliyor. Bütün bu olumsuzluklar bence Müslümanları daha çok mücadele etmeye yönlendirmeli ve pes ettirmemeli. Hollanda insan haklarına çok değer veren bir ülke olmasına rağmen, böyle bir ortamda böyle bir yasağın ortaya çıkması olumsuz bir etki ve beğenmediğim bir gelişme. Hollanda'da yavaş yavaş tesettüre getirilmek istenen bu yasağın hukuki yollardan bertaraf edilmesi de mümkün olabilir. Ben olan biteni yine çok korkunç algılamıyorum. Buna rağmen rahat değiliz. Örtünmek de örtünmemek de bir haktır. Her ikisinin de kişiye göre muhafaza edilmesi gerekir. Kapalıysan, başını örtecek olursan okula gidemezsin, üniversiteye gidemezsin. Bu yönde imkanların kısıtlı. Bu tabii ki olumsuz bir şey. Ama örtünmeyi yasak ettiğimiz bir ülkede, burada da örtmeyi yasak edecek olursak, gülünç olur. Ben tesettürümden dolayı işe alınmıyorum. Başarım engelleniyor yönünde bir çok davaya baktım. Bence tesettür eğitime ve başarıya giden yola engel değil."
- "Ayrımcılık ne yazık ki var"
Hollanda'da ister kapalı olalım ister açık olalım, unutmayalım ki ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekteyiz. Dinimiz ayrı kültürümüz ayrı, bir çok konuda imkansızlıklarımız vardır. Bütün bayanlar ekonomik bağımsızlığını kazanmak durumunda. Ne pahasına olursa olsun, okuyup eğitim görmek durumundadırlar." şeklinde konuştu.