Şener: Yeni parti için uygun ortamı hazırlıyorum

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 28 Nisan 2008 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AKP kapatılsa da, kapatılmasa da Türkiye'de siyasetin yenilenmesinin bir zorunluluk olduğunu düşünüyor Abdüllatif Şener.

Mine Şenocaklı

Foto: Fotoğraflar: Özer ŞENDİR

Tüm kalbiyle AKP'nin kapatılmaması gerektiğini vurgulayarak... Peki bu yenilenmede onun rolü ne olacak? İlk kez bir rolü olacağının ipuçlarını veriyor...

Son dönemlerde yaptığım en ufuk açıcı söyleşi oldu galiba. Dile gelenlerden değil sadece hissettiklerimden... Söz gelimi, AKP'nin kapatılabileceğini anladım. Merkez sağın yeni bir çatı altında bir araya gelebileceğini de...

Bunların hiçbiri lafa dökülmedi, Abdüllatif Şener ile yaptığımız söyleşide, ama boşlukları doldurduğumda bu sonuç çıktı. Şener, AKP'nin kapatılmasına içten karşı, o kökenden geldiğinden değil, Türkiye'ye zarar vereceğinden. ?Refah Partisi için de, Fazilet Partisi için de kapatılmaz demiştim. Sonuç malum. Şimdi AKP için de aynı şeyi söylersem, benzer bir sonuçtan korkarım? diyor.

Tahmin yapmak bile istemiyor anlayacağınız. Bu konuda tahmin yapmıyor, ama diğer konularda net bir fikri var. Mesela Türkiye'nin bir seferberliğe ihtiyacı olduğu konusunda. Terör, ülkedeki sosyal kutuplaşma, ekonomik durgunluk, Ortadoğu'daki bitmek bilmeyen gerilim, AB sürecindeki tıkanıklık ve tabii ABD ile olan bıçak sırtı ilişkiler... Türkiye'nin çok önemli bir dönemeçten geçtiğini söylüyor Şener.

İşte bunun için gerekli seferberlik. Seferberlik içinse yeni bir oluşum şart ona göre. Peki yeni oluşumun neresinde olacak Şener? Herkes, yeni bir oluşumda liderlik yakıştırıyor ona. O ise bugüne kadar net bir yanıt vermemişti buna. Bir de ben sorayım dedim, belki bu kez farklı bir yanıt alma umuduyla. Aslında o sırada gelen ziyaretçiler biraz teşvik etti beni...

AKP'li vekiller odasındaydı!

Ankara'da, TOBB Üniversitesi'ndeki odasında yaptığımız söyleşinin daha bir saati dolmadan kapı çalınmaya başladı. Sekreteri Şaziye Hanım, ?Konuklarınız geldi. Ne yapalım?? diye sordu, Şener içeri buyur etti. Gelenler AKP eski milletvekilleriydi.

?Tam sırası? dedim içimden, ?Yeni oluşum için mi geldiniz?? diye sordum şaka yollu. Gülüştüler, ama kimse ?Hayır? demedi! Söyleşiye hep birlikte devam ettik, ki yine kapı çalındı. Bu kez gelenler AKP milletvekilleriydi, halen vekil olanlar!.. Onlar da oturdular, grup kurmuş gibi olduk söyleşide!.. Artık net bir cevap almam lazımdı. Nereden bağlayayım diye düşünürken, bir yıl önceki bir röportajı geldi aklıma. Yeni dönemde AKP'den aday olmayacağını açıklamasının ardından verdiği... ?Üniversitede mutlu olursam, siyasete dönmem demiştiniz. Hocalık sizi mutlu etmedi mi?? diye sordum. Güldü, ama yine cevap yok! Milletvekillerinden biri koştu yardımıma, ?Ama halkın mutluluğu da önemli? diyerek... Şimdi sıra bendeydi; ?Gerçekten bir parti hazırlığı var mı?? soruma, ?Start verilmiş bir çalışma yok. Böyle bir şey için uygun ortama ihtiyaç var. Bu ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Halkın yeterli düzeyde desteğini sağlamaya yönelik bir çaba içinde olmadığım söylenemez? diye verdi yanıtı. Benim için net bir yanıt... Siz ne dersiniz?


AK Parti'nin kapatılmamasını temenni ederim

* AKP kapatılırsa ne olur?

Kapatılmamasını temenni ederim.

* Peki kapatılmazsa ne olur?

Bugün itibariyle bile Türkiye'de siyasette büyük bir boşluk olduğunu, yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç bulunduğunu düşünen çok sayıda insan var. Bu boşluğu yeni bir siyasi oluşumun dolduracağını, mevcut siyasi partilere ilave olarak yeni bir güç merkezinin oluşabileceğini düşünüyorum.

* Sürekli laflar atılıyor ortaya. Bir ara Tansu Çiller'le, sonra Mesut Yılmaz'la irtibatta olduğunuz söylendi. Yeni oluşumdan kastınız bu mu? Onlarla görüşüyor musunuz?

Şu anda hiçbir organizasyon içerisinde değilim. Kamuoyunu, toplumsal talebi izliyorum, bunun belli bir potansiyele ulaşıp ulaşmadığını test ediyorum. Ama bunun ötesinde herhangi bir aktif çaba içerisine girmiş değilim henüz ve özellikle bahsettiğiniz siyasi isimlerle ne doğrudan, ne dolaylı, ne yüz yüze, ne telefonla hiçbir görüşmem olmadı. Mesut Yılmaz da benimle hiçbir görüşmesi olmadığını açıkladı zaten.

* Demirel'le görüştünüz mü?

Sayın Demirel ile zaman zaman toplantılarda karşılaşıyoruz. Eski cumhurbaşkanımızın protokolde bir yeri vardır; tabii ki bu münasebetle... Bir düğünde veya bir başka toplantıda ayaküstü karşılaşmışızdır, ama sadece selamlaşmışızdır.

* O kadar mı?

O kadar! Hiç siyaset konuşmadık.

* Yeni oluşum olabilir diyorsunuz, ama herhangi bir çalışma yok öyle mi?

Şu anda kamuoyundaki talebin belli bir düzeye ulaşması gerektiği kanaatindeyim.

* Diyelim ki AKP

kapatıldı? AKP bir şekilde devam eder mi?

Oradan bağımsız kalan milletvekillerinin bütünlüklerini koruyup koruyamayacakları ayrı bir şey. Yeni bir parti kuracaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama bununla birlikte yine siyasette var olan ayrı bir potansiyel nedeniyle Türk siyasi hayatına yeni bir hareketin de ayrıca girebileceğini her zaman düşünmek lazım.

* Yeni bir parti hazırlığı var mı?

Start verilmiş bir çalışma yok. Böyle bir şeyin uygun ortama ihtiyacı var. Bu uygun ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Toplumun, halkın yeterli düzeyde desteğini sağlamaya yönelik bir çaba içinde olmadığım söylenemez.


Refah için de Fazilet için de ?kapatılmaz' demiştim ama...

* Şöyle düşünenler çok; önce Refah vardı, kapatıldı. Sonra Fazilet kuruldu, o da kapatıldı ve AKP kuruldu. Bundan sonra da başka bir parti olur, onun başına da Şener geçer...

Hiç böyle bir organizasyon içersinde değilim. Ama partilerin tavanı ile tabanını her zaman bir arada düşünmemek lazım. Yani önemli olan geniş seçmen kitlesidir, partilere güç verecek olan da seçmen kitlesidir. O seçmen kitlesi, bir seçimde bir partiye oy verse bile, bir başka seçimde bir başka partiye oy verebiliyor. İlk kez 1991'de Meclis'e girdim, o günden beri 5 seçim yapıldı. Zannediyorum ki, Türkiye'de 5 seçimdir aynı partiye oy veren seçmen sayısı yüzde 10'u bulmaz. Türk seçmeni kadar seçimden seçime oyunun yerini değiştiren başka bir seçmenin bulunabileceğini de zannetmiyorum. Vatandaş bakıyor, izliyor, sonra her seçimde kararını yeniden gözden geçirip oy veriyor. Dolayısıyla şu yanılgıya düşmemek lazım; ?Bu seçimde şu partinin bu kadar oyu var, bir sonraki seçimde buna benzer bir oy çıkar.' Veya ?Bir parti vardı, o partinin külleri arasından yeni bir parti çıktı, o parti de onun oy potansiyelini devam ettirir' gibi bir yaklaşım biçimi Türk siyasetinin gelişimini iyi okumamaktır. Ben siyasetin Türkiye'de önümüzdeki dönemde yenileştirileceğini düşünüyorum, kapatma davası nasıl neticelenirse neticelensin.

* Yani taşlar yerinden oynayacak?

Evet. Öyle görüyorum.

* AKP'nin kapatma davası sürecinde ne tür hataları oldu sizce?

Hataların, kusurların envanterini çıkarmayı doğru bulmuyorum. Hataları tek boyutlu konuşmanın da çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Ben hukuk devletine inanırım. Bu sürecin hukukun gereklerine göre işleyeceğine ve işlemesi gerektiğine de inanırım. Her zaman parti kapatmanın doğru olmadığını düşündüğüm için her açılan davada kapatma kararının çıkmayacağına inanmışımdır. Refah davasında da kapatma kararının çıkmayacağına inanmışımdır, Fazilet davasında da... AK Parti davasında da bir kapatmanın çıkmamasını temenni ederim. Demek ki bu konularda ben hep yanılıyorum. (Gülüyor)

Peki hiç değişmedi mi Türkiye sizce? O süreci de yaşadınız, bu süreci de... Arada hiç fark yok mu?

Üstelik şimdi yüzde 47 oy desteği var...

Refah davası açıldığında da, Refah Partisi iktidarın büyük ortağıydı. Başbakanlık da Refah Partisi'ndeydi ve böyle bir konumda açılmıştı dava. Şimdi AK Parti tek başına iktidarda ve böyle bir dava açıldı. Fazilet Partisi de muhalefetteyken açıldı dava. Bu arada başka partiler de kapatıldı. Dolayısıyla çok farklı şartlarda, çok farklı konumlarda Türkiye'de çok sayıda parti kapatılmıştır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber