Mahkeme kararı gereği atamadan 4 ve 17 gün sonra tekrar alma kararı 'etkisizleştirmedir'

Danıştay 2. Dairesi, Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapmakta olan davacının, görevinden alınarak 1. dereceli boş bir kadroya atanmasına ilişkin işlemin, ilgilinin açtığı davalarda kazanmasına rağmen birisinde 4 diğerinde ise 17 gün sonra tekrar görevden alındığı gerekçesi ile hukuka aykırı buldu.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 04 Mayıs 2024 14:00, Son Güncelleme : 29 Nisan 2024 10:07
Mahkeme kararı gereği atamadan 4 ve 17 gün sonra tekrar alma kararı 'etkisizleştirmedir'

Açtığı iki davada da kazandı

Olayda, davacının görev yaptığı. kadrosundan alınarak. kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin mahkemece iptali ve göreve başlatılmasından 4 gün sonra 23/02/2021 tarihinde yeni bir işlemle 1. dereceli şube müdürlüğü kadrosuna atandığı, bu işleme karşı açtığı davada işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 21/02/2022 tarihinde daire başkanı kadrosuna iade edildiği, iade edildikten kısa bir süre (17 gün) sonra dava konusu edilen . günlü, . sayılı işlem ile 1. dereceli boş. kadrosuna atandığı görülmektedir.

Kararı uygulayıp atadıktan sonra tekrar alma kararı ETKİSİZLEŞTİRMEKTİR

İdarenin mahkeme kararlarını yerine getirmesi, Anayasa'nın 138. maddesi ve 2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi gereği temel bir ödev olup, kararları geciktirme ya da uygulamama gibi bir tercih hakkı olmadığı gibi iptal kararlarını etkisizleştirecek idari işlemler yapma imkanı ve hakkı da olmadığından, davacının mahkeme kararı gereği görevine iadesini etkisiz kılacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemin yargı kararını etkisizleştirmeye yönelik olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE
Esas No: 2023/2288
Karar No: 2023/3538

İSTEMİN KONUSU:

. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen . günlü, E:., K:. sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem:

Dava; . Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde . olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, anılan görevinden alınarak 1. dereceli boş . kadrosuna atanmasına ilişkin .Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü Yönetim Kurulunun . günlü, . sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesinin . günlü, E:., K:. sayılı kararıyla; üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda atama yapma konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin bu kadrolar için daha geniş olduğunun kabulü gerektiği, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönünün bulunmadığı, davacının Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı görevinden alınarak 1. dereceli (boş) daire başkanlığı kadrosuna yine daire başkanı olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmadığı, davalı idare tarafından kendisine mobing uygulandığı, sürekli olarak haksız atamalara maruz bırakıldığı, hakkında verilen disiplin cezası ile ilgili olarak davacının herhangi bir kamu zararına yol açmadığı, kusurunun bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI:

Davalı idare tarafından, takdir yetkisi kapsamında yapmış olduğu atama işlemi neticesinde davacının özlük hakları bakımından hiç bir kayba uğramadığı, davacının temyiz başvurusunun reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : .

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde . olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, anılan görevinden alınarak 1. dereceli boş . kadrosuna atanmasına ilişkin Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü Yönetim Kurulunun . günlü, . sayılı kararının iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiç bir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." kuralına yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrasında, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. (...)" hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesi kararlarında, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, "insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet" şeklinde tanımlanmıştır.

Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi "hukuki güvenlik ilkesi"dir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Diğer bir ifadeyle hukuki güvenlik ilkesi, kişilerin hukuksal ilişkiler kurarken tabi olacakları hukuk kurallarını önceden bilmeleri anlamına gelirken, "idari istikrar ilkesi" ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade etmektedir.

Anayasa'nın 138. maddesi ve 2577 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca idarenin, yargı kararının gereğini "aynen" ve "gecikmeksizin" yerine getirmesi zorunluluk olmakla birlikte; idarenin, yargı kararını biçimsel olarak uygulanması sonucunu doğuracak yeni işlem tesisinin de yukarıda anılan ilke ve kurallara aykırılık teşkil edeceği kuşkusuzdur.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, 2014 yılında Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde . olarak göreve başladığı, 2019 yılına kadar söz konusu . görevini yürüttüğü, anılan görevinden 16/07/2019 tarihinde alınarak 1. dereceli . olarak atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada . Bölge İdare Mahkemesinin . günlü E:., K:. sayılı kararıyla söz konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 19/02/2021 tarihinde yeniden daire başkanlığına atandığı; mahkeme kararının uygulanmasından sonra 23/02/2021 tarihinde, daire başkanlığından alınarak tekrar 1. dereceli . kadrosuna atandığı ve anılan atama işleminin iptali istemiyle açılan davada .. İdare Mahkemesinin . günlü, E:., K:. sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verildiği ve 09/02/2022 tarihinde yeniden daire başkanlığına atamasının yapılarak 21/02/2022 tarihinde göreve başladığı; Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü Yönetim Kurulunun . günlü, . sayılı kararı ile üçüncü defa . alınarak bu sefer 1. dereceli boş . kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davacının görev yaptığı . kadrosundan alınarak . kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin mahkemece iptali ve göreve başlatılmasından 4 gün sonra 23/02/2021 tarihinde yeni bir işlemle 1. dereceli şube müdürlüğü kadrosuna atandığı, bu işleme karşı açtığı davada işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 21/02/2022 tarihinde daire başkanı kadrosuna iade edildiği, iade edildikten kısa bir süre (17 gün) sonra dava konusu edilen . günlü, . sayılı işlem ile 1. dereceli boş . kadrosuna atandığı görülmektedir. İdarenin mahkeme kararlarını yerine getirmesi, Anayasa'nın 138. maddesi ve 2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi gereği temel bir ödev olup, kararları geciktirme ya da uygulamama gibi bir tercih hakkı olmadığı gibi iptal kararlarını etkisizleştirecek idari işlemler yapma imkanı ve hakkı da olmadığından, davacının mahkeme kararı gereği görevine iadesini etkisiz kılacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemin yargı kararını etkisizleştirmeye yönelik olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu durumda, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak ve yargı kararlarını etkisizleştirmeğe yönelik olduğu anlaşılan davacının daire başkanlığı görevinden alınarak 1. dereceli boş . kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine dair . Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesince verilen kararda ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2. . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . günlü, E:., K:. sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/06/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :

... İdare Mahkemesinin . günlü, E:., K:. sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . günlü, E:., K:. sayılı kararı hukuka ve usule uygun bulunduğundan, anılan kararın onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber