Hayatınızı etkileyen dört değişim

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 20 Mayıs 2008 12:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hayatınızı etkileyen dört değişim

Değişim rüzgârları hayatımızı iyiden iyiye etkilemeye başladı. Belki şu anda tam anlamıyla hissedemiyoruz veya kısmen hissediyor olabiliriz ama değişim çok hızlı. Her gün birikerek geliyor ve bundan böyle en küçük bir işin nasıl yapılacağı için bile bilgilerimizi sürekli dönüştürmek zorunda kalacağız.

Gözlemlediğim kadarıyla hayatımızı etkileyen dört değişim şöyle:

1. Zamanın ve mekânların

iyice sıkıştırılması.

2. ?Karmaşa?nın artması.

3. Şeffaflığın artması ve

yaygınlaşması.

4. Her bireyin her alanda

beklentisinin artması.

Zamanın ve mekânın sıkıştırılmasına bakacak olursak: İnsanoğlu her zaman sabırsızdı ve bugün de her şeyi eskisine oranla daha hızlı çözümleme arzusunda. Sadece biraz hızlı değil son bir iki yıldır çok daha hızlı. Örnek mi: Daha hızlı internet, daha hızlı bilgisayar, daha hızlı seyahat, daha hızlı araçlar, daha hızlı eğitim vs.

Tabii ki eğitim değişimden bağışık değil. Zaman kısıtlamasını düşünün. Günde kaç e-mail geliyor, cep telefonunuza kaç çağrı, kaç SMS geliyor. Mesajları gönderenler hemen cevap bekliyor, gelen telefonları cevaplama da cabası. Veriye ulaşmak artık saniyelerle ifade ediliyor, bir konu hakkında öğrenmek istedikleriniz mi var? Hemen internete giriyorsunuz.

Dünyada her geçen gün yeni eğitim programları üretiliyor ve öğretmenlerden bu programları hemen uygulaması bekleniyor.

Öğretmenden devamlı bilgi talep ediliyor ve tabii ki mümkünse hemen veya en kısa sürede!

Kısacası, teknoloji ürünlerinde artan bolluk ve hızla gelişen komünikasyon teknolojisi, zaman kavramına bakışımızı değiştiriyor. Eğer 20. yüzyılın esprisi ?daha azla daha çok yapmak? idiyse, 21. yüzyılınki ?daha azla daha çok ve daha hızlı yapmak? olacak!

***

Her öğretmen, her geçen gün daha fazla ölçüm sınavı ve mevzuatla iç içe kalmaktan yakınıyor. Onlardan artan talepleri toplamda aynı iş saatlerine ve iş günlerine sıkıştırmaları bekleniyor. Her geçen gün öğrenci sayısı da artıyor. Böylece eğitim sektörü zaman ve mekân sıkışıklığından nasibini almış oluyor.

Eğitimde zamanın sıkışmasına yol açan en büyük unsur teknoloji. Eskiye göre çok daha fazla sayıda keşif ve üretimle karşı karşıyayız. Bunun tercümesi de şu: Eğitimcilerden her çıkan yeniliğe en hızlı şekilde adapte olup bunu sınıflarına ve eğitim metotlarına taşımaları beklenecek, adapte olamayanlar ise ?güncelliğini yitirmiş? sayılacak.

Eğitimi mekân daralması da vuracak. Dünya ?küçüldükçe? dünyanın her bir yanından çok daha fazla kişiyle etkileşim (fiziksel veya teknoloji vasıtası ile) olanağımız artacak. Düşünün, öğrencilerimiz günlük hayatının parçası olmuş bir konuyu o alanın uzmanından, bulunduğu yerden (böylece çok daha hızlı) öğrenecek. Örneğin piramitlerle ilgili bir bilgiyi

uzman bir Mısırlı'dan anında öğrenebilecek. Teknoloji sayesinde sanal turlar düzenleyip bu ortamı sınıflara taşıyabileceğiz, işte zaman ve mekân sıkışmasının bir değişik örneği daha.

Gezegenimizde yaşayanlarla daha da yakınlaştıkça, eğitim sistemimizin standartlarını karşılaştırma imkânı çok daha genişleyecek. Sonuçta eskisine göre daha çok kişiyle rekabet etmek zorunda kalacağız. ?Mesafelerin kısalması? eğitim standartlarımızı hızla düzenlememizi ve zaman açısından sıkıştırmamızı zorunlu kılacak.

Belki de bu fenomeni en

iyi özetleyen, ünlü yazar Tom Peters'ın şu sözü: ?Artık

mesafe öldü.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber