Erdoğan: Kişilerin yasa dışı yollarla dinlenmesi kabul edilemez

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Mayıs 2008 22:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz; hangi gerekçeyle olursa olsun, hangi amaca hizmet ederse etsin, kimi hedef alırsa alsın ayrım yapmaksızın kişilerin yasa dışı yollarla dinlenmesini özel hayata müdahale olarak görüyoruz ve kabul edilemez buluyoruz" dedi.

Erdoğan, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, temel hak ve özgürlükler konusundaki, özel hayatın gizliliği noktasındaki, iletişim hakkı konusundaki hassasiyetlerinin herkes tarafından çok iyi bilindiğini belirterek "Biz, hangi gerekçeyle olursa olsun, hangi amaca hizmet ederse etsin, kimi hedef alırsa alsın ayrım yapmaksızın kişilerin yasa dışı yollarla dinlenmesini özel hayata müdahale olarak görüyoruz ve kabul edilemez buluyoruz" diye konuştu.

"CHP'nin soruşturma talebinde bulunmak, suç duyurusunda bulunmak yerine meseleyi siyasi bir soruna dönüştürme çabası içerisinde olduğunu" ifade eden Başbakan Erdoğan, "Konunun muhatapları belliyken, CHP liderinin meseleyi Hükümet'le ilişkili hale getirmesi hayret verici bir çarpıtmadır" dedi.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Konu daha yargıya intikal etmeden, enine boyuna incelenmeden, araştırılmadan, ortada bir tespit yok iken AK Parti'yi suçlamak, Hükümet'i zan altında bırakmak, İçişleri Bakanlığımıza, güvenlik güçlerimize, polisimize çeşitli isnatlarda bulunmak insaf dışıdır, izandır.

Göreceksiniz, CHP istemese bile, üzerine gitmese bile biz bu olayın sonuna kadar üzerine gideceğiz ve bütün boyutlarıyla inanıyorum ki bu işi açığa kavuşturacağız.

Tabii CHP Genel Başkanı'nın ve Genel Sekreteri'nin paniğini soğukkanlılıktan, sağduyudan uzak ithamlarını, iftiralarını da anlamakta hiç güçlük çekmiyorum.

Geçtiğimiz günlerde, kamera önünde, yaşlı bir vatandaşımızın dini duygularıyla alay eden, aynı zamanda Sevgili Peygamberimiz gibi bütün Müslümanlar için kutsal bir şahsiyeti tahkir eden Sayın Sav'ın telaşını anlıyorum, ama bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmek, telafi etmek, unutturmak mümkün değildir.

'Bu ülkenin yüzde 99'u Müslümandır' diyoruz, Sayın Sav'ın öncelikle çıkıp, bu ülkenin insanlarından özür dilemesi lazım, ama hala çıkıp dilememiştir, dileyememiştir. Şimdi bunu örtmenin gayreti içinde. Çünkü bunlar yanlışlarını, hatalarını ancak böyle düzeltebiliyor. Yoksa daha büyük bir skandal meydana getirerek, başka bir skandalın varlığını ortadan kaldıramazsın.

Buradan tekrar ediyorum; Sayın Sav, milletin değerlerine yönelik hakaretamiz yaklaşımlarından kurtulmak için kendinize avukatlar aramayın. Grup Başkanvekili'nin konuşması bu işi kurtarmaz. Siz kendiniz konuşmak durumundasınız. Bu iş avukatla çözülmez, sizin dilinizden çıkacak, sizin dilinizden çıkmadıkça bu işi çözemezsiniz. Başka çıkış yolları aramayın, çünkü bu çıkmaz yoldur."

"Gerçekleri çarpıtarak, yalan ve iftiralardan medet umarak hiçbir amaca ulaşılamayacağını" söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bu yolla benim aklıma doğrusu 1940'ların baskıcı, otoriter, tek parti dönemini yeniden hatırlatan gerçekleri de gelmiyor değil. Belli ki Cumhuriyet Halk Partisi hala o tek parti olmanın özlemi içinde. Tek partili yönetimlerin olduğu dönem var ya onun özlemi içinde" diye konuştu.

Erdoğan sözlerin şöyle sürdürdü:

"Sayın Baykal ve arkadaşları 40'lı yılların CHP'sini hasretle arıyor. Bu durumu sadece nostaljik bir özlem olarak geçiştirmek mümkün değildir. Sayın Sav öyle görünüyor ki kendisini hala 1940'lı yıllarda zannediyor. Devletin valilerini de CHP'nin il başkanları zannediyor. Öyleydi ya... Birilerinin artık Sayın Baykal ve Genel Sekreteri'ni bu uykudan uyandırmasında fayda var. Valiler; artık CHP'nin il başkanları değil, veya bir başka partinin il başkanları değildir. O devirler çok geride kaldı.

Yatıp kalkıp AK Parti'nin bir kadrolaşma harekatı içerisinde olduğunu söylüyordun Sayın Baykal, genel sekreterinle aynı odada oturan Vali, beş yıldır orada görev yapıyor. Eğer kadrolaşma harekatı içerisinde olsaydık, o valiyi oradan çoktan görevden alırdık. Lütfen bunun üzerinde de hassasiyetle düşünmelerinde fayda var. CHP'nin ve Genel Sekreteri'nin, zorda olsa bunu artık anlaması ve kabullenmesi gerekiyor. CHP'nin eski günlerinin özlemi içinde, bürokrasiyle kurmaya çalıştığı bu çarpık ilişkiyi de ortaya çıkarması bakımından bu olay son derece düşündürücüdür."

"Bu ülkede kadrolaşmanın mihmandarı, önderi ve duayeni CHP zihniyetidir, bunu da özellikle bilmenizi istiyorum" diyen Başbakan Erdoğan, son gelişmeleri "siyasi ahlakla bağdaştırmanını mümkün olmadığını" söyledi.

Başbakan Erdoğan açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "Konuşmanızın bir bölümüne değindiniz, Sayın Dışişleri Bakanı'nın da yurt dışında bir konuşmasında, 'Müslümanların da Türkiye'de kendini Müslüman hissedenlerin de gayrimüslimler gibi dini özgürlüklerini yaşama konusunda bazı sıkıntıları olduğu' yönünde açıklamaları oldu. Sadece CHP'den değil, diğer muhalefet partisi MHP'den de eleştiriler geldi. Siz bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynı görüşte misiniz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Ben Dışişleri Bakanının o görüşmedeki açıklamalarının içeriğini tam olarak bilmiyorum. Kendisiyle de o konuyu henüz görüşmüş değilim, ama şunu bilmenizi istiyorum; ülkemdeki değişik dini guruplar nasıl sorunlarını gündeme getiriyorsa, bu ülkenin yüzde 99'unu teşkil eden Müslümanlar, yani bizler 'sorunlarımız yok' diyemeyiz. Bizlerin de sorunları var ve bu sorunlar değişik alanlarda zaman zaman ortaya çıkmaktadır. Bunu en açık en net anlamda aslında Diyanet işleri Başkanlığıyla irtibatını kurarsanız, hangi alanlarda sorunlar olduğunu Diyanet İşleri Başkanlığımızdan çok daha açık, çok daha net alırsınız."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber