DPT: Önlem alınmazsa gıda ürünlerinde fiyat artışları sürer

Haber Giriş : 15 Temmuz 2008 10:15, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

-Devlet Planlama Teşkilatı'nın ?Tarım ve Gıda Ürünleri Fiyatlarında Yaşanan Sorunlar ve Öneriler? raporunda, stokları azalan ve üretiminde sorunlar yaşanabilecek ürünlerde, gelecek dönemde yüksek fiyat artışları yaşanabileceği belirtildi. Ayrıca raporda, petrol fiyatlarında yaşanan yükseliş trendi nedeniyle biyoyakıt talebinin artarak devam etmesinin, gelecek dönemde tarım sektörü fiyatlarını artırıcı rol oynayacağı uyarısında da bulunuldu.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), önlem alınmaması durumunda, stokları azalan ve üretiminde sorunlar yaşanabilecek ürünlerde fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu bildirdi. DPT, petrol fiyatlarında yaşanan yükseliş trendi nedeniyle biyoyakıt talebinin artarak devam etmesinin, gelecek dönemde tarım sektörü fiyatlarını artırıcı rol oynayacağı uyarısında da bulundu.

DPT Planlama Uzmanı Taylan Kıymaz ve Yurdakul Saçlı tarafından hazırlanan ?Tarım ve Gıda Ürünleri Fiyatlarında Yaşanan Sorunlar ve Öneriler? raporunda, fiyat artışına neden olan etkenlerin değişmemesi durumunda, uzun vadede tarım ve gıda ürünleri fiyatlarının reel olarak yükselmesinin beklendiği, gıda fiyatlarındaki bu artışın yoksullaştırıcı etkilerinin ise dünya çapında bir başka büyük sorunu oluşturduğu dile getirildi. Raporda, petrol fiyatlarındaki son dönemde gözlenen yüksek seyrin, tarımsal piyasalardaki dalgalanmalara hem arz hem de talep yönüyle etkide bulunduğu belirtildi. Raporda, ?Petrol fiyatlarındaki artışın üretim maliyetlerini etkilemenin yanı sıra biyoyakıt talebini artırarak biyoyakıt hammaddesi tarım ürünleri piyasalarında da dalgalanmalara neden olduğu düşünülmektedir? denildi.

Rapora göre, tarımsal ürün fiyatları dünya piyasalarında 2006'da yükselmeye başlayan artış eğilimi 2007 yılında da devam etti. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda fiyatı endeksi 2006 yılında yüzde 9 civarında artarken, 2007 yılında bir önceki yıla göre artış yüzde 23 düzeyine çıktı. Aralık 2006 tarihinden 2007'nin son ayına kadar fiyatlardaki yükseliş oranı yüzde 37 oldu. Bu artışa neden olan temel ürünler ve bu ürünlerde yaşanan fiyat artışları sırasıyla, sütte yüzde 80, yağlarda yüzde 50, pirinçte yüzde 26 ve hububatta yüzde 42 oldu.

Gıda fiyatlarındaki artışın dünya toplam enflasyon ortalamasına katkısı 2006 yılında yüzde 27 iken, 2007 yılı itibarıyla yüzde 44.3'e yükseldi. Petroldeki artışın ise aynı ortalamaya katkısı 2006 ve 2007 yılları için sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 8 olarak gerçekleşti.

-STOKLARDA YÜZDE 5'LİK BİR DÜŞÜŞ DAHA BEKLENİYOR

Gelecek dönemde hububat stoklarında yüzde 5'lik bir düşüş daha beklendiği için mevcut fiyat seviyesinin devam edeceği belirtilen raporda, ?Pirinçte dünya fiyatındaki artışlar diğer temel ürünlere göre görece düşük olmakla birlikte, önemli boyutlardadır. Arz kaynaklı sorunlardan ziyade ABD dolarında yaşanan değer kaybı ile temel ürün niteliğindeki diğer ürünlerin fiyatlarındaki artışlar, pirinçte piyasa fiyatlarındaki artışı tetiklemiştir? denildi.

Raporda, petrol fiyatlarındaki artışların üretim maliyetleri yanında taşıma maliyetlerinin de artmasına neden olduğu kaydedildi. Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyüme ve gelir artışının gıda maddeleri talep yapısının da değişmesine neden olduğu belirtilen raporda, Çin ve Hindistan'dan kaynaklanan bu durumun, nişastalı yiyeceklerden et ve süt ürünlerine doğru bir kayma yarattığı ifade edildi. Raporda, ürün piyasalarındaki son dönem fiyat artışlarına ve dalgalanmaya yol açan bir diğer faktörün ise bazı ihracatçı ve ithalatçı ülkelerin hububat ve pirinç başta olmak üzere ürün ticaretine getirdikleri kısıtlamalar olduğu bildirildi.

Raporda, stokları azalan ve üretiminde sorunlar yaşanacak ürünlerde fiyat artışlarının yaşanması olasılığının gelecek dönemde yüksek olduğu belirtildi. Raporda, ürün-fiyat projeksiyonlarında dünya fiyatlarının gerek biyoyakıt kullanımı gerekse Dünya Ticaret Örgütü nezdinde gerçekleşecek piyasa serbestleşmesine dönük yeni anlaşmaların dünya piyasalarında önemli fiyat artışları yaratacağı öngörülerinin yer aldığı bildirilerek, ?Bu beklenti, ileriye dönük olarak gıda güvencesi sorunlarını da doğurabilecektir? denildi. Ayrıca küresel ısınmanın getireceği olumsuz etkilerin de yine ürün fiyatlarında önemli artışlara yol açabilecek bir olgu olarak görüldüğü kaydedildi.

-"ARTIŞLARIN FAKİRLEŞTİRİCİ ETKİLERİ SORUN OLUŞTURUYOR"

Gıda fiyatlarındaki artışın fakirleştirici etkilerinin birçok ülkede önemli sorun oluşturduğu dile getirilen raporda, ?İthalatçı durumdaki az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ticaret dengelerini sarsacak ölçülere varmaya başlayan gıda fiyatı artışları, gıda güvencesizliğini de artırmaktadır? denildi.

Raporda, üretim maliyetini doğrudan etkileyen ve olmazsa olmaz konumda olan iki girdinin mazot ve gübre olduğu belirtilerek, her ikisi de petrol ürünü olan bu girdilerde yaşanan fiyat dalgalanmalarının üretim maliyetlerine de ?doğrudan? yansıdığı belirtildi. Raporda, söz konusu durumla dünya petrol piyasalarında yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin genel ekonomik dengelerine olduğu gibi tarım sektörüne de doğrudan etki yaptığı açıklanarak, şöyle denildi:

?Gerek ham petrol gerekse gübre fiyatlarının hemen hemen aynı seyri göstermeleriyle birlikte, özellikle 2002 yılından sonra görülen tırmanış, 2006 yılından sonra daha da hızlanarak sadece Türkiye'de değil genel olarak dünyada tarımsal üretim maliyetlerinde yükselişe neden olmuştur.?

-"TARIMDA YAPISAL SORUNLARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ"

Raporda, tarımda yapısal sorunlarını bir ölçüde çözebilen bir Türkiye'nin tarım ve gıda ürünlerinde rekabet gücünü yükselterek tarımsal gelirini artırmasının önemli bir hedef olarak ortaya konulabileceği anlatıldı. Raporda, orta ve uzun vadede sektörde istikrarlı ve rekabet gücü yüksek bir yapının ve bunu destekleyici nitelikte gerekli alt yapının oluşturulmasının zorunluluk arz ettiği ifade edildi. Raporda, fiyat dalgalanmalarının yurtiçi piyasalara olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik olarak Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından yıl içinde temel tahıl ürünlerinde yürütülecek stok yönetiminin spekülatif hareketleri önleyebileceği ve ürün rekolte miktarlarıyla toplam yurtiçi talep gözetilerek kullanılacak dış ticaret araçlarının kısa vadeli çözümler olarak öngörüldüğü dile getirildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber