Kabine değişir mi?

Okan Müderrisoğlu'nun yazısı

Hafta içi Ankara'da ziyaret ettiğimiz ekonomi bürokratları kadar Bitlis seyahatine katılan iş adamlarının merak ettiği konu, "olası kabine değişikliği" idi. Başbakan Erdoğan'ın, yeni bir başlangıç adına kapsamlı kabine değişikliğine gitmesi gerektiğini savunanlar çoğunluktaydı. Ancak AK Parti Grubu'nu iyi tanıyan, camiadan sayılabilecek bir iş adamının yorumu farklıydı:

"Başbakan, baskı altında karar almayı sevmiyor. Kabine değişikliği dillendirildi mi, yapacaksa da yapmıyor. Lakin, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını gördükten sonra durum değerlendirmesine gidebilir. Buradaki temel kriter, iddianamede ismi geçen bakanların değiştirilmesi olmayacaktır. Zira Başbakan, iddianamenin zaten siyasi gerekçe ile hazırlandığı, zorlama olduğu kanaatinde. Bu yüzden, kabine değişikliğinde dikkate alınacak faktör, bakanların son dönem performansları ile kapatma davası sürecinde takındıkları tutum olacaktır. Yani, dava sürecinde, kapatma sonrasına ilişkin hesap yapanların değiştirilmesine tanık olabiliriz. Üstelik yenilenmiş kabine beklentisi doruğa çıkmışken kimsenin diyeceği bir şey olamaz. Değişen de bakan olamayan da gönül koyamaz."

Söz, kabine değişikliğinden açılmışken, yerel seçimin zamanlaması da önem kazanıyor. Ekonomi yönetimindeki genel hava, "İlk bahardan önce seçimin yararlı olacağı" yönünde. 2008 yılının zaten siyasi nedenle kaybedildiğini, küresel mali krizin etkilerinin Türkiye'ye de sıçradığını düşünen bürokratlar, radikal ekonomik kararlar alınmadan önce sonbaharda bir seçimin gerekliliğini vurguluyorlar. 2009'un ilk aylarında ekonomik sıkışıklık nedeni ile seçmen davranışının olumsuz etkileneceğini öne sürenler kadar, yerel yönetimlere bütçeden ayrılan payın artırılması, hazineye olan borçların ertelenmesi nedeniyle, vitrini olan adaylarla seçimin kazanılacağını söyleyen de var.