Aydın Doğan'a 5 gün süre

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 08 Eylül 2008 07:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Şamil Tayyar'ın yazısı

İyi gazete okurları, Doğan Medya Grubu'na bağlı gazetelerde siyasi sonuçları olan her manşetin kendi içinde gizli, kimi zaman açık mesajlar taşıdığını bilir. Yani, siyasi içerikli hiçbir manşet ?masum' değildir. Bazen bir açıklamayı büyütmek veya sayfalara gizlemek ya da kurgu başlıkla örmek bile mesajdır.

Alman Savcı Kerstin Lotz'un Deniz Feneri ile ilgili hazırladığı iddianamenin ?kampanyaya' dönüştürülmesi, bazı sanıkların ifadeleri üzerinden Başbakan Erdoğan ve Kanal 7 yöneticilerinin ?vurulmak' istenmesi, bunun somut örneğidir.

Denebilir ki, bu iddianamenin hiç mi haber değeri yok? Evet, var. Ama siz; Yakın karanlık tarihi deşifre etme yolunda en önemli merhale olan Ergenekon iddianamesini ?ikna olmadım' diyerek görmezlikten gelirseniz, aylar önce ele geçirdiğiniz dosyayı bekletip talepleriniz yerine getirilmediği an servise koyarsanız, burada habercilik refleksinden değil menfaatçilikten söz edilir.

Kaldı ki, Savcı Lotz'un cumartesi günkü Vatan'da açıklaması var: ?Türk hükümetiyle hiçbir temasımız olmadı. Ne bana ne arkadaşlarıma böyle bir siyasi baskı yapılmadı. Zaten böyle bir siyasi baskı sözkonusu olamaz, burası Almanya...'

Aynı gün Radikal, Milliyet ve Hürriyet'te Alman savcıya AK Parti iktidarının baskı yaptığı iddiası yer alıyordu.

Yazılarımı yakından takip edenler hatırlayacaktır. Vatan'ın 22 Mayıs günü Yargıtay Başkanlar Kurulu Bildirisi'ni ?Dilediğin her şeyi yapamazsın uyarısı' kurgusuyla manşete taşımasını eleştirdiğim 23 Mayıs tarihli yazımda, Vatan'ın devlet görmüş bir yazarı ile Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Turan Erol arasında bir görüşmeye yer vermiştim.

Yazar: Bizim iş neden uzuyor? Şu işi bir an önce bitirin. Yoksa büyük sıkıntı olabilir. Aynı durumda bir özel TV kanalı (ismini vererek) ile ilgili dosya var elimizde ama biz bu dosyayı yayınlamıyoruz. Bir an önce kararınızı verin.

O gün yazmadım, artık tarihe not düşme zamanı. O yazar Prof. Dr. Aydın Ayaydın'dı. Ellerindeki dosya ise ?Kanal 7' dosyasıydı.

Malum, Vatan Gazetesi Doğan Grubu'na borçlarıyla birlikte satıldı. Rekabet Kurulu, bu satış sözleşmesi üzerinde titiz bir çalışma yaptıktan sonra ?2 yıl içinde üçüncü şahsa satılması' şartıyla onay verdi.

Halka açık bir şirketin, Vatan'ı zararıyla birlikte satın alması, Doğan hisseleriyle borsada işlem yapan küçük yatırımcı için ağır fatura demekti. Bazı yatırımcılar bu durumdan şikayetçi olunca SPK yeniden değer tespiti yapmaya başladı. Haliyle bu süreç, Vatan'ı, dolayısıyla patronları germeye başladı.

Aradan 3.5 ay geçtikten sonra ?Kanal 7' dosyası patladı. Oysa Deniz Feneri davası yeni değildi, dosya da aylar önce ellerindeydi. Bu sürede hükümetle ilave ne gibi pazarlık yapmak istediler? Erdoğan'ın dediği gibi Hilton arazisi mi? İddiaa mı? Yeni bir dağıtım ihalesi mi? Naklen yayın hakkı mı? Vatan'ın devri mi? CNN Türk'e karasal yayın izni mi?

Öyle ya, böylesine büyük bir haberi bekletmek için Aydın Doğan'ın makul bir sebebinin olması lazım.

Gölge iktidar

Doğan medyasına bakıyorum, Başbakan Erdoğan'a suçlamada bulunan bir sanığın ifadesinin yer aldığı bölümün fotokopisini yayınlıyorlar. Ergenekon soruşturması kapsamında ifade veren Mustafa Balbay'ın sorgulanmasını ?Ne sorgu ama' manşetiyle sulandıran, iki emekli orgeneralle ilgili iddiaları ?deli saçması' olarak gören Hürriyet, ne hikmetse o sanığın Erdoğan hakkındaki ifadelerini ciddiye almış.

Ayrıca Alman Savcı Kertsin Lotz işini iyi yapmış, Türk Savcı Zekeriya Öz sanıkları gereksiz konuşturmuş!

Temel kaygı habercilik olsaydı, çizgide kırıklık olmaması gerekirdi. Devlet büyükleriyle ilgili aslı astarı olmayan her iddiayı manşete taşıyabiliyorsanız size birkaç örnek vereceğim. Mesela darbe günlüklerinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'la ilgili çok ağır ithamlar var. Kullanabilir misiniz?

Yahu, o günlüklerin gerçek olup olmadığı belli bile değil!

O zaman Ergenekon davasına eklenen bir MSN (24.7.2005) yazışmasından (Gölge İktidar, sayfa 301) örnek verelim. Sanık Ümit Sayın diyor ki: ?Eğer Başbuğ 1. Ordu'ya gelirse ve HT (Hurşit Tolon) emekli olursa ordunun sigortası yok demektir.'

Kesmediyse ve ?ben gerekirse patronumu bile yazarım' külhanbeyliği modundaysanız, Aydın Doğan'la ilgili olsun.

Hatırlayın Fatih Altaylı ve Serdar Akinan, 1 Temmuz günü Sky Türk'teki açıklamalarında Aydın Doğan'ın Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanabileceğini söylediler. Aynı gün İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, soruşturma savcılarını arayıp (Gölge İktidar, sayfa 149) ?Aydın Bey'i de mi alacaksınız?' diye sordu.

Aydın Doğan'ın Ergenekon'la bağlantısının olup olmadığı şüphesi, soruşturmada sanık ve tanıklara yöneltilen sorulardan biriydi. Savcı Doğu Perinçek'e (Gölge İktidar sayfa 67, Aydınlık Dergisi 27 Nisan 2008) şunu sordu: ?Veli Küçük'ün talimatıyla Aydın Doğan'la görüştünüz mü? Görüştüyseniz neler konuştunuz?'

Doğan medyasında tek satır haber bile olmadı.

O nedenle, Ergenekon'da sınıfta kalan Doğan medyasının Alman savcının hazırladığı iddianamedeki bir sanık ifadesi üzerinden iktidarı kuşatma altına alma çabası ve Tansu Çiller'i hatırlatmasını habercilik refleksiyle açıklamaya çalışmak, Komedi Dükkanı'nda bile prim yapmaz.

Önce kirli geçmişinizi temizleyin sonra gazetecilik dersi verin. Unutmayın, bu kez karşınızda ?Çiller lokması' yok.


AKŞAM GAZETESİNİN HAHBERİ

Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan'ı hedef almaya dün de Bayrampaşa'da devam etti. ?Bu hamur daha çok su kaldırır? diyen Erdoğan, Doğan'a gazetelerinden açıklaması için 5 gün süre verdi, hafta sonu ilçe kongrelerinde cevabını vereceğini söyledi. Doğan Medya Grubu Başkanı Aydın Doğan ve Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün, Güngören'deki konuşması üzerine cevap verme yarışına girdiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

YAZMA DİYEN Mİ VAR: Yönetmen diyor ki, ?İnsani duyguları sömürenleri yazmayalım mı?' Yazma diyen mi var. Yaz da doğruları yaz, yalan ve iftira yazma.

MAKBUZUM NEREDE?: Düne kadar Baykal'la paslaşma halinde ?toplanan yardım paralarının Başbakan Erdoğan'a verildiğini gösteren makbuz' diyordunuz. Peki ne oldu o belgeye? Kayıp mı oldu, bir gecede değişimiverdi? Nerede? Ben ispatlayın deyince başbakanlığa verildiğini söylüyorsunuz. Baştan doğrusunu yazsaydınız ya!

İFTİRAYA YATAKLIK: Hukukta yataklık etmek diye bir olay var; Sayın Doğan şu anda bir iftiraya yataklık ettiğinin farkında mısın? Önce bunu öğren. Hani sen Türkiye'nin bir numaralı medya grubusun ya! Sor bakalım Başbakanlığın basın müşaviri var, ?Böyle bir şey duyduk, doğru mu?' diye. TC Başbakanı'na kara leke atmanın ne denli çirkin olabileceğini hiç aklının ucundan geçirmiyor musun? Yoksa eski komünistlerin yaptığı gibi ?Tutmasa da iz bırakır' mantığıyla mı hareket ediyorsun?

HANGİNİZE İNANACAĞIZ: Tutanak dediğiniz ama yayınlayamadığınız şey, üzerinde imza ve rakam olmayan bir makbuz. ?Başbakanlık üzerinden tsunami bölgesine göndermek üzere teslim aldım' diyor. Benim adım da unvanım da yok. Mahkeme safahati hakkında böyle mi bilgi veriyorsunuz. Bak yayın yönetmenin ?Başbakanlık' diye yazıp duruyor, sen hâlâ ?Başbakana verilmiş' diyorsun. Biz hanginize inanalım şimdi? Şimdi ben bunun neresini düzelteyim. Bu kadar ucuz mu bu iş?

ŞIRACININ ŞAHİDİ BOZACI: Deniz Baykal'ın yalancısıyım, diyor. İyi de Baykal'a sorunca, o da Aydın Doğan'ın gazetelerinin yalancısıyım diyor. Hani var ya, şıracının şahidi bozacı, oyun oynuyoruz ya!

BEŞ GÜN SÜRE: İnsanları önce suçlu ilan edeceksiniz, sonra kendilerini aklamalarını isteyeceksiniz. Buna hakkınız yok. O işi mahkemelere bırakın. Karar aşamasına gelen bir dava var; gerçekler ortaya çıkacak. Sizin bu telaşınız ne? Bu saldırganlığınızın altında ne var, siz asıl onu söyleyin. Altında muhakkak açıklamadığınız bir şey var. Bunu ben biliyorum, açıklayın. Önümüzdeki hafta cumartesi pazar kongreleri için yine İstanbul'dayım. Açıkladın açıkladın, açıklamadın ben açıklayacağım. Çünkü nedenini biliyorum.

ZAHİD AKMAN'LA NE İŞİN VAR: RTÜK ile hangi işiniz var? Bir menfaat davanız mı var? Açıklamadığın takdirde açıklayacağım. Görülmekte olan davanın sonuçlanmasını bekleyemeyecek kadar ne acelesi var. RTÜK Başkanı'nı peşinen suçlu ilan etmenin çıkar hesaplarınızla alakası var mı yok mu? Açıkla! CNN'in karasal yayın talebiyle alakası var mı yok mu açıkla. Gerçekleri yazacaksanız önce bunları yazın. Yazmadınız, ben açıklayacağım.

BÖYLE Mİ GAZETECİLİK YAPIYORSUN: Siz değil misiniz önce ?Alman mahkemesine Tayyip Erdoğan baskı yaptı' diye yazıp sonra da ?Pardon doğru değilmiş' diye yazan? Alman yetkili diyor ki, ?Siyasi baskı söz konusu olmadı.' Bunu Alman söylüyor. Size ne oluyor? Madem yazacaksın, al sana delil diye dosyaya eklenen belge. Bunun kupürünü neden gazetelerine koymuyorsun? Böyle mi gazetecilik yapıyorsun sen? Nasıl olsa köşe yazarların avukatlığınızı yapıyor. Onlar patronlarını savunmakta bayağı mahirler.

Cevreci Doğan sevsinler seni!

AYDIN Doğan'ın yazılı açıklamasında yer alan ?Özgür basını susturmak istiyor? iddiasına Erdoğan şöyle cevap verdi:

SARIGÜL DE YANLARINDAYDI: Diyor ki, ?Hilton ile ilgili konuyu ben belediyenin sorunu olarak biliyordum.' Peki bana niye getirdin? Niye yardım istedin? Şimdi teferruatını açıklayacağım. Benim milletim kimin doğru söyleyeceğini çok iyi bilir. Sayın Doğan, Hilton'un önündeki devasa yeşil alanı rezidans yapmak üzere benden ricada bulundu. Dedim ki, ?Mümkün değil.' Benden sonra Büyükşehir Belediye Başkanım ile de bir görüşme yaptı, bir yemek de yediler. Yanlarında Şişli Belediye Başkanı da vardı. Gazetelerin çevreci çevreci dolaşıyor ya, işte ben de diyorum ki, çevreci Doğan sevsinler seni.

?BOŞUNA MI PARA VERDİM' DEDİ: Şişli Belediyesi'nden herhalde işini halletmişti. Ama Büyükşehir'den 5 binlikler noktasında işini halledemedi. Kullandığı ifade de şu, ?Ben boşuna mı o kadar parayı Hilton'a verdim?'

BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN: Bunlar köşeyi böyle döndüler. Bugüne kadar iyi yürütüyorlardı, bizden bunları temin edemedikleri için rahatsızlar. Önce köşeye sıkıştıracaklar. Gazetelerinin tekniği de taktiği de budur. Köşeye sıkıştırdıktan sonra ver! Alamadıkları için çılgına dönüyorlar. Dedim ya, bu hamur daha çok su kaldırır. Biraz sabırlı olacaksınız, bizi izlemeye devam edeceksiniz.

YAZDIKÇA AÇIKLAYACAĞIM: Doğan grubu yazdıkça ben açıklayacağım. Çünkü bu hamur su kaldıracak. Daha çok vaktimiz var. O yazacak biz açıklayacağız. Bütün o kara kaplı defterleri ortaya çıkacak. Bir dakika ya, sen eleştirirken, hakaret ederken senin hakkın da, senin bu hakaretlerine siyasetçi olarak en önemli sermayesi konuşmak olan bizler susacağız öyle mi? Kusura bakma. Attığın her iftiranın cevabını alacaksın.

BENİM PARALI SİLAHŞORUM YOK: Diyorum ki Doğan grubuna, eğer demokrasi diyorsanız o zaman sana bir katkım olsun. Bunu da iyi öğren: Demokrasilerde konuşma hakkı sana da senin gazetelerine de mahsus değildir. Gazete sahibi olmak bir gazete patronunu veya köşe yazarını la yüs'el (sorgulanamaz) yapmaz. Eleştirmek istiyorsan eleştirilmeyi de göze alacaksın. Ne kadar tahammüllü olduğunu, cevap hakkına ne kadar saygılı olduğunu zaten yaptırdığın yayınlarla ortaya koyuyorsun. Çünkü senin maaşlı köşe yazarların, silahşorların var. Benim o kadar köşe yazarım, silahşorum yok.

TAHAMMÜL KONUSUNA GİRME: Sen en iyisi bu eleştirilere tahammül konusuna pek girme. Önce git dersini çalış. Bir yayıncının ilk öğrenmesi gereken cevap hakkına saygıdır. Bunu öğrendiğin zaman seninle bir daha görüşürüz. Ama cumartesi pazarlar hariç. Hafta içerisinde doğrular yazılsın, çizilsin, bize de cumartesi, pazara böyle bir şey kalmasın. Devamı halinde cumartesi pazar yine İstanbul ilçe kongrelerindeyiz, orada gerekli cevaplar verilmeye devam edecektir.

?Hilton için gitmedim rafineri talep ettim'

AYDIN Doğan, kendi kanalında canlı yayında Başbakan Erdoğan'ın iddialarına cevap verdi. Doğan ?Muhatap ben değilim. Alman medyası bir takım deliller tespit etmiş ve dava açmış. Burada Alman mahkemeleri iddianame hazırlamış. Bizim gazeteler de o iddianameleri yazıyorlar. Başbakan bana neden kızıyor anlamadım? dedi. Erdoğan'ın Deniz Feneri Derneği'nden para aldığı yönündeki iddialara da değinen Doğan, bu iddiayı kendi yayın organlarının yayınlamadığını, iddiayı gündeme getirenin Baykal olduğunu hatırlattı. Hilton ile ilgili iddialar konusunda yanıt veren Doğan, bunun çok ucuz polemik olduğunu ve bu durumun da kendisini rahatsız ettiğini söyledi. ?Erdoğan neden bu kadar ucuz bir polemik yapıyor? diye soran Doğan, kendisinin Hilton arazisiyle ilgili yasal olmayan talepte bulunmadığını tekrarladı. Doğan ?Ben Başbakan'a Hilton için gitmedim. (2.5 milyar dolar param var, rafineri kurmak istiyorum, ruhsat lazım. 3 yıl sonra bitireceğim) dedim. Başbakan'ın da ?Orayı sana veremem oraya Çalık Grubu talip? yanıtını verdiğini söyledi. Doğan, bu görüşmede Hilton konusunu Erdoğan'ın gündeme getirdiğini de ifade etti.

?Bekleme hemen açıkla'

BAŞBAKAN'IN kendisine bir haftalık bir süre verdiğini belirten Doğan, ?Ben hakikaten üzülüyorum. Bir hafta süre vermiş, niye bekliyor bugün açıklasın. Elinde bir belge bilgi varsa bunları açıklamıyorsa siyasi şantaj yapıyor. Elinde belge bilgi varsa o zaman getir polisini tutuklat beni. Doğan ?Öfkenin sebebi 2002 yılında Erdoğan ?Yolsuzluğun üzerine gideceğim? dedi. Ama yolsuzluklar arttı. Bunlar için bir suçlu arıyor. O suçluyu da Doğan Grubu olarak buldu? dedi.

Süleyman ARIOĞLU

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber