Zübeyde Hanım Öğretmenevine ilişkin müfettiş raporu

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 04 Ekim 2008 07:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Yalçın Bayer'in yazısı...

Bir müfettiş raporu ve Bakan Çelik'in tavrı

"BİRÇOK ihalede, Kamu İhale Kanunu ve bağlı mevzuatına uyulmadan keyfi biçimde alımların gerçekleştirildiği, kişilerin hakiki imzaları model alınmak suretiyle sahte imzaların atıldığı, bazı ihale evrakının yok edildiği, kurum müdürü ve ilgili müdür yardımcılarının, ihalelerde kanun ve yönetmelikleri hiçe sayarak keyfi iş ve işlemleri gerçekleştirdikleri veya gerçekleştirilmesine sebebiyet verdikleri, bu suretle resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçları kapsamında icrai ve ihmali eylemlerinin, sorumluluklarının bulunduğu..."

Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfettişleri böyle diyorlar.

Olayın başlangıcına gelirsek; Kadıköy'deki Zübeyde Hanım Öğretmenevi'nde geçen yılın ekim ayında Öğretmenevi'nin Müdür Yardımcısı Cemile Samancı'yı darp etmeye kadar varan olaylar oluyor. Bunun üzerine bakanlığa ihaleler ve Öğretmenevi'ndeki tüm satın almalarla ilgili şikáyetler gidiyor. Darp edilen Samancı, kurumda huzur ve sükunu bozduğu iddiasıyla görevden alınıyor; buna karşılık darp eden müdür Nilgün Ulusoy görevini sürdürüyor.

İki bakanlık müfettişi, söz konusu iddiaları altı ay süreyle derinliğine araştırıyorlar. Tüm ihaleler mercek altına alınırken, Öğretmenevi'nde görevli 33 kişinin ifadelerine müracaat ediliyor.

3674 SAYFALIK MÜFETTİŞ RAPORU

Belki şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde 3674 sayfa tutarında 'inceleme raporu' hazırlanıyor müfettişlerce...

Sonuçta, müfettiş raporunda, 'şüpheliler' hakkında resmi belgede sahtecilik, kriminal polis laboratuvarı, ekspertiz raporu ile kişilerin hakiki imzaları 'model' alınmak suretiyle sahte imzaların atıldığı, Kamu İhale Kanunu'na aykırı alımların yapıldığı, suç delillerini ortadan kaldırmak için bazı ihale evraklarının yok edildiği gibi suçları içeren TCK'nın 204, 257, 281'inci maddelerine muhalefetten işlem yapılması isteniyor. Dosya, disiplin ve idari işlemler için Bakanlığa sunulurken, adli işlem için de Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na veriliyor.

Savcılık da dosyayı Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gönderiyor. İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hasan Keçici, müfettişin görüşlerine katılarak soruşturma izni verilmesi yönünde rapor veriyor. Şimdi dosya hakkında Bölge İdare Mahkemesi karar verecek.

Düşünün... Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlık müfettişlerini görevlendiriyor; olay soruşturuluyor, idareciler ciddi suçlamalarla (ağır cezalık) karşı karşıya kalıyor. Ne yazık ki, bu kişiler hálá kurumlarında görev yaparak, her türlü ihaleye imza atıyorlar.

Görevden alınmaları ve disiplin işlemlerinin yapılması için bakanlık müfettişlerinin önerileri yerine getirilmeyecekse, bu gibi soruşturmaların bir anlamı kalır mı?

SAHTECİLİK SUÇ DEĞİL MİDİR

Devlet memuriyetinde en ağır suçlardan birisinin resmi belgede 'sahtecilik' olduğunu bakan bilmiyor mu?

Bu kişilerin görevlerine devam ettikleri sürece yaptıkları her türlü yanlışlığın sorumlusu, müfettiş raporunun gereğini yerine getirmeyenler olmaz mı?

Sayın Çelik, en iyisi teftiş kurullarını kaldırın! Zaten kaldırmak istemiyor muydunuz? Her şey güllük gülistanlık olsun!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber