Dava Dilekçesi Böyle mi Olmalıydı?

Türk Eğitim Sen'in internet sitesinde bugün ilginç bir dava dilekçesi yayımlandı. Yayımlanan dava dilekçesinde, bir kanun hükmünün iptali için Danıştay'a başvurulmaktadır. Ancak dilekçeyi dikkatli bir şekilde incelememize karşın davanın def'i yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülmesine ilişkin bir ifadeye ve gerekçeye de rastlayamadık. Hem usulen hem de gerekçe açısından dava dilekçesi oldukça yetersizdir.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Kasım 2008 12:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

DEF'İ YOLUYLA DAVA AÇMAK

Anayasa'nın 151. maddesi şu şekildedir:

"Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır."

Bu hükme dayanılarak, bugüne kadar, kanun hükümlerinin iptali için idari mahkemelere veya Danıştay'a yapılan başvurularda şeklen de olsa, dava dilekçelerinde, davanın Anayasa Mahkemesine götürülmesi talep edilir, dilekçede buna yani Kanun hükmünün Anayasa'nın hangi hükümlerine aykırı olduğuna açık bir şekilde yer verilirdi.

Ancak Türk Eğitim Sen tarafından Danıştay nezdinde açılan davada, Danıştay'dan kanun hükmünün iptali istenmiştir. Sanıyoruzki ülkemiz ilk kez böyle bir taleple karşılaşmaktadır.

Dilekçede "kazanılmış hak kavramı" gerekçesi dışında bir gerekçe yer almamaktadır.

GEREKÇE NE KADAR DOĞRU?

Dava dilekçesinde, 5754 sayılı Kanunun 64. maddesinin iptali istenmektedir. Zira bu madde 657'nin 209. maddesini yürürlükten kaldırmıştır. Dilekçede yer alan gerekçe şu şekildedir:

" Bu anlamda, 5754 Sayılı Kanun ile sağlık yardımı hukuka aykırı olarak ellerinden alınmıştır. Bu husus kazanılmış hak ilkesine aykırıdır. 43 Yıllık bir uygulamanın varlığı söz konusudur. Anılan yasanın uygulanması ile toplumda iki başlılık ve hak kayıpları meydana gelecektir. Hukuk normları herkes için aynı uygulanmalıdır ki bu durum eşitlik ilkesine uygun olsun. Belirli bir gruba verilen hakkı başka bir gruba verilmemesi içinden çıkılmaz bir hal alacak ve kargaşa tüm ülke genelinde kendini hissettirecektir."

Oysaki burada sağlık yardımının elden alınması gibi bir durum sözkonusu değildir. Devlet sağlık harcamalarını kurum bütçesinden ödemek yerine Sosyal Güvenlik Kurumunun bütçesinden ödemek yönünde bir düzenleme yapmıştır. Bu düzenleme "tedavi giderlerinin" karşılanmaması anlamına gelmemektedir. Eski uygulamada hak sahibi olanların hakları da zaten korunmuştur. Türk Eğitim Sen yetkilileri http://www.memurlar.net/haber/121719 adresinde yer alan memurlar.net haberine bakılabilir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber