Babacan: Zamanım yok, kitapları eşim okuyup bana özet çıkarıyor

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 09 Aralık 2008 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Babacan: Zamanım yok, kitapları eşim okuyup bana özet çıkarıyor

Türkiye, dış politikada son yıllarda baş döndürücü bir diplomasi trafiği yürütüyor. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan on beş ayda 100'e yakın ülkeye gitti.

Birçok ilkin gerçekleştiği bu ziyaretlerde Babacan, mevkidaşları ile resmî görüşmelerin dışında özel dostluklar kurdu. Babacan, özel hayatında kitap okumasını seven, sinemaya giden, ailesiyle tatile çıkmaktan keyif alan bir bakan. Yoğun diplomatik temaslar ise bu aktivitelerin bir kısmını engellemiş: "Bazen yalnız kalıp kendimi kitaplara vermek istediğim oluyor. Ama şartlar elvermiyor. Eşim hızlı kitap okuyor. Sürekli elinde bir kitap var. Sonra bana özetliyor."

Mesaisinin ağırlıklı bölümünü görevi gereği uluslararası zirveler, uzak yakın coğrafyalara yaptığı ziyaretler oluşturan Ali Babacan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısı için gittiği Helsinki'den dönerken Zaman'a konuştu. Yurtdışı temaslarının ülkeye ekonomik getirisinin yüksek olduğunu ifade eden Babacan, "Bakan olarak ülke ülke dolaşmak işadamlarımızın önünü açıyor." dedi. Daha çok insani yönünü öğrenmeye çalıştığımız Babacan'ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

Sinemaya gidiyor musunuz?

Film seyretmeyi çok seviyorum. Fakat Dışişleri Bakanlığı'na geçtikten sonra fırsat bulamıyorum. Son bir yıl içerisinde üç dört filme ancak gidebildim. Onlar da çocuk filmi. Yani ben çocukları değil çocuklar beni sinemaya götürüyor.

Mevkidaşlarınızla yaptığınız görüşmelerde Türk dizilerinin gündeme geldiğini biliyoruz. Ne düşünüyorlar?

Türk dizileri Arap dünyasında büyük ilgi görüyor. Bazı ülkelerde Türk dizileri televizyonda oynarken sokaklar tenhalaşıyor. Gümüş dizisine hayranlar. Suudlular Türk dizilerinin etkisiyle İstanbul'da dizi çekmeyi düşünüyor. İstanbul'da Hind filmleri festivali yapacağız. İstanbul'un Hintliler tarafından tanınmasını sağlayacak. İstanbul'u duymayan kalmayacak.

Bayramları nasıl geçiriyorsunuz?

Bayramları çocukluğumdan bu yana önemserim. Bayramların kendine göre coşkusu var. Büyüklerle bayramlaşma, ziyaretler her gittiğin yerde özenle yapılmış tatlıların ikram edilmesi çok hoştur. Görmediğin insanları bayramlarda görme fırsatı bulursun. Ama artık bayramlarda zaman bulamıyorum.

Son dönemde Türk dış politikasında ilkler yaşandı. İlk kez Türkiye'ye gelenler yabancı devlet adamları, sizlerin ilk kez gittiği ülkeler. Bunun arka planında özel bir çalışma söz konusu mu?

Bugüne kadar adını duymadığımız ülkelere resmî ziyaret yaptım. Onlar bize geldi. Ankara'ya ilk kez Sri Lanka devlet başkanı geldi. Laos dışişleri bakanı geldi. Andora dışişleri bakanı ile buluştuk. 'İlk kez bir Türk dışişleri bakanı'nın elini sıkıyorum.' dedi. 15 ayda 100'e yakın ülkeye gittim. Moritanya'ya Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ben gitmişim. Bu ziyaretlerin siyasi ve ekonomik getirisi yüksek oluyor. Duşanbe'de işadamlarımız 'Siz buralara geldikçe işlerimiz açılıyor.' demişti. Gerçekten bakan olarak ülke ülke dolaşmak işadamlarımızın önünü açıyor. Diplomatlarımıza talimat verdik bulunduğunuz ülkelerin yöneticilerini Türkiye'ye davet edin, diye. Ziyaretlerde bunun da etkisi var. Başbakanımız Finlandiya başbakanına İstanbul'u mutlaka görmelisin, demiş, Helsinki'de karşılaştık İstanbul'u görmek için yakında geleceğim, dedi.

Sık görüştüğünüz bakanlarla resmî ilişkilerin dışında özel dostluklar kurduğunuz medyaya yansıdı. Yaşadığınız ilginç anekdot var mı?

Bakanlarla sık görüştüğümüz için ilişkilerimiz çok iyi. Hatta geçen gün Avrupalı bakanlardan birisiyle bir toplantıda karşılaştım, isimlerini söyleyerek eşini ve çocuklarının durumlarını sordum. O da eşine anlatmış. Eşi çok duygulanmış. Sonra kendisi de bu kadar işin arasında çocuklarımın hatırını sorman çok hoşuma gitti. Sabah yola çıkarken cep telefonumdan aradı 'Akşam görüşemedik, hoşça kal.' dedi. Direkt cepten görüştüğümüz bakanlar var.

Oğlum Saraçoğlu'nu görünce Fenerli oldu

Birbirleriyle ilgisi olmayan bir ülkeden başka bir ülkeye geçerken görüşmelere nasıl hazırlanıyorsunuz, zor olmuyor mu?

Çok çalışmayı seven bir yapım var. Bakanlıkta iken bile geceleri saat üçe dörde kadar çalıştığım oluyor. Bu yüzden kıtalararası uçuşlarda jet lag olmuyorum. Bir de uçaklar çalışmak için iyi ortamlar. Seyahatlerde ne bulursam onu yiyorum. Yemek seçmem, özel yemek aramam. Dinç kalmak ve formumu korumak için özel yiyeceğim içeceğim yok. Doğal yaşıyorum. Ziyaret ettiğim ülkeye sadece dosyalarla, notlarla hazırlanmıyorum. İlgili diplomatlardan bilgi alıyorum. Brüksel'e indiğimde gecenin ilerleyen saatine rağmen iki ayrı toplantı yaptım.

Kitap okuyabiliyor musunuz? Ne tür kitapları tercih ediyorsunuz?

Kitap okumayı seviyorum. Ama artık vaktim olmuyor. Okumak için alıp koyduğum çok kitabım var çantamda. Biyografileri, hatıra kitaplarını, tarih okumayı seviyorum. Bazen yalnız kalıp kendimi kitaplara vermek isteğim oluyor. Ama şartlar elvermiyor. Eşim hızlı kitap okuyor. Sürekli elinde bir kitap vardır. Sonra bana özetliyor.

Yaşadıklarınızı kalıcı hale getirmek için günlük tutuyor musunuz?

Başbakanımız gibi günlük tutmuyorum. Ama konuştuğum her cümle yaptığım her görüşme gittiğim her yer bakanlık arşivine giriyor. Arkadaşlar benim yerime günlük tutuyorlar. Geriye dönüp bakarsam gün gün ne yaptığımı söyleyebilirim.

Futbolla aranız nasıl? Çocuklarınız hangi takımı tutuyor?

Ben Fenerbahçeliyim. Önemli maçları izlemeye çalışırım. Derbi ve Avrupa maçlarını takip ederim. Ama fanatikliğim yok. Oğlum Kerem'i 7 yaşındayken maça götürmüştüm. O zamanlar hasta Beşiktaşlıydı. Fener stadındaki atmosferden çok etkilendi. Fenerbahçe o maçta Galatasaray'ı yenince Beşiktaş'ı bırakıp Fenerli oldu.

MUSTAFA ÜNAL

[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber