Emeklilik İşlemlerinde Son 7 Yıl

Akşam gazetesi yazarı Ali Tezel'in Perşembe günkü yazısında, daha önce Türk Telekom'da işçi olarak çalışmış ancak daha sonra 4046 sayılı kanun uyarınca başka bir kuruma memur olarak geçen ve 2 yıl çalıştıktan sonra emekliliğini isteyen bir okurun sorusuna cevap verilmiştir. Sayın Tezel soruya cevap verirken 2829 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasına atıfta bulunarak yapılan işlemin yanlış olduğunu belirtmiştir. Devamı için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 19 Aralık 2008 15:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ALİ TEZEL'İN YAZISI

SGK hata edip sizi emekli etmemiş

12015538 SSK sicil numaram ile 1977 yılında sigortalı oldum. 1986 yılından özelleşinceye kadar Türk Telekom Genel Müdürlüğü'nde işçi olarak SSK'ya tabi olarak çalıştım. Özelleşme sonrasında naklen İstanbul Üniversitesi'ne 657 sayılı DMK gereğince 24.07.2006 günü işe başladım. Bilahare, 22.09.2008 günü çalıştığım İTÜ'ye (Personel Daire Başkanlığı) emeklilik dilekçesini verdim. Dilekçeme 47 yaşından sonra SGK'dan 5434 sayılı Kanun gereğince 47 yaşında (15.04.2010 günü) emekli edileceğim cevabı gelmiştir. Şimdi ne yapmam gerekiyor? * Hasan Kuru

Hasan Bey, emeklilik dilekçesi verdiğiniz 22.09.2008 günü itibarıyla son yedi yıllık (2520 günlük) prim ödeme sürelerinde en çok SSK'ya ödemeniz vardır ve 506 sayılı Kanun'un 60 ve geçici 81'inci maddesine göre emekli edilmeniz gerekir.

Zira, Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında 24/05/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Kanunun Uygulama Esaslarıyla İlgili Yönetmelik'in 11'inci maddesinde de ifade edildiği üzere;

"Madde 11 - Sigortalı veya hak sahipleri tarafından, aylığa katılacak kurumlardan herhangi birine, bu kurumun mevzuatına göre tahsis için yapılan ve kurum kayıtlarına alınmış olan başvuru, aylığı bağlayacak Kurum mevzuatına göre de geçerli sayılır.

Başvuruyu alan kurum, ilgilinin diğer kurumlarda geçen hizmet sürelerini ve kendi mevzuatına göre gerekli tahsis belgelerini temin eder. Ancak, aylığın diğer bir kurum tarafından bağlanması gerektiğinin anlaşılması halinde yazılı başvurunun aslı ve bu zamana kadar temin edilmiş olan tahsis belgeleri ile birlikte kendisinde geçmiş hizmet sürelerini ve gerekli ise kazanç durumunu aylığı bağlayacak kuruma bildirir."

Yönetmelik hükmü bu olduğu halde, SGK Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı'nın, tahsis talep (emeklilik) dilekçenizi, Sigortalı Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı'na göndermesi gerekirken, emeklilik müracaatımı reddetmiştir.

Şimdi kendilerine durumu hatırlatıcı bir dilekçe gönderiniz ve emekli edilmenizi ve emekli aylığınızı talep ediniz, bu talebiniz reddedilirse iş mahkemesinde dava açarsanız, emekli olursunuz.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=138506,10,185


MEMURLAR.NET'İN DEĞERLENDİRMESİ

1- Soruya göre kişi 1986 yılından özelleştiği tarihe kadar Telekom'da işçi olarak çalışmıştır. Primler SSK adına tahsil edilmiştir. Bu kişi daha sonra 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi uyarınca 2006 yılında bir üniversiteye atanıyor. Üniversitede 2 yıl çalıştıktan sonra emekşkliğini istiyor.

2- Emeklilik dilekçesi SGK'ya gönderiliyor. SGK kişiyi Emekli Sandığı yönünden incelemeye tabi tutuyor ve henüz emekli olamayacağına karar veriyor.

3- Ali Tezel ise yazısında hizmet sürelerinin birleştirilmesine ilişkin 2829 Sayılı Kanuna atıfta bulunarak SGK'nın yanlış yaptığını ve son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kuruma göre emeklilik işlemi yapılması gerektiğini dolaysıyla ilgilinin 506 sayılı Kanun'un 60. ve geçici 81'inci maddesine göre emekli edilmesi gerektiğini belirtiyor.

SORUN NEREDE?

Sayın Tezel'in yazısında atıfta bulunulan 2829 Sayılı Kanunun ilk fıkrası şu şekildedir:

"MADDE 8- Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililerin son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir."

Sayın Tezel sadece bu fıkraya göre bir karar vermiş ve Kanunun 11. maddesini yazarak "Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı"nın, tahsis talep (emeklilik) dilekçesini, "Sigortalı Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı"na göndermesi gerekir demiştir.

Oysaki konu bu kadar net değildir. 2829 sayılı Kanunun 8. maddesinin bir de 2. fıkrası bulunmakta olup, bu fıkra istisnalar fıkrasıdır. Söz konusu fıkra şu şekildedir:

"Ancak, malullük, ölüm 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re'sen emekli olmak (Ek ibare:4505-27/01/2000) "süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme" ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır."

Fıkranın son bölümünde "bağlı olduğu kurumun kanunla değiştirilmesi" ibaresi yer almaktadır. Muhtemelen SGK'nın değerlendirmesi bu fıkraya göre yapılmıştır. İlgili, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesi kapsamında, daha önce 506 sayılı Kanuna tabi iken 657 ve 5434 sayılı Kanun kapsamında bir göreve nakle tabi işleme tutulmak suretiyle, hem kurum hem de tabi olduğu kanun kapsamından başka bir kurum ve diğer bir kanun kapsamında göreve başlatıldığı ve sosyal güvenlik statüsü yönünden görev yapmakta olduğu kurumun kanunla değiştirilmesi sonucunda bu işlemlerin gerçekleştirildiği, anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, ilgili hakkında 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümlerinin uygulanması ve bu kanun hükmünde yer alan hizmet ve yaş koşullarının aranması hususunda net bir şekilde yanlış yapıyor demek mümkün değildir.

Durum böyle olmakla birlikte, sosyal güvenlik kurumlarınca veya idarelerce yapılan işlemlerin iptali yönünde ilgililerin mahkemeler nezdinde her zaman için dava açma haklarının kanunlarla verilmiş bulunan bir hak olduğunu da belirtebiliriz.

Özetle; ortada bir de 8. maddenin 2. fıkrası bulunmakta olup, bu fıkraya değinmeden, bu fıkraya ilişkin bir argüman geliştirmeden, kişinin durumunun bu fıkra kapsamına girip girmediğine dair ikna edici bir delil ortaya konmadan, 11. maddenin ortaya konularak sorunun çözümlenmiş olması yanlış olmuştur.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber