Perinçek: Bu hükümeti devirememişiz, yazıklar olsun bize

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Ocak 2009 16:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Perinçek: Bu hükümeti devirememişiz, yazıklar olsun bize

AA - "Ergenekon" davasının bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in savunması sürüyor.

Perinçek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada başladığı savunmasında, bu davada, karanlık, eksik, tartışmalı ya da çelişkili kalan hiçbir husus olmamasını istediğini söyledi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, duruşmalar başladığında, "Burada, gerçekleri hep birlikte ortaya çıkaracağız" dediğini hatırlatan Perinçek, "Sayın Başkan'ın bu çağrısından cesaret alarak heyetten, savcılardan, müdahil avukatlarından talebim şudur, bana soru sorun. Avukatlarım bilgilendirilmiştir. Bana sorulan hiçbir soruya itiraz etmeyecekler. Savcılarımız da çekinmesinler. Bu soruyu sorarsak itiraz edilir diye düşünmesinler. Kanun dışı sorsunlar, hukuk dışı sorsunlar" diye konuştu.

Perinçek, her konuda sorulara cevap vereceğini vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:

"Kahramanları intihar eden bir millet ayakta kalamaz. Kahramanları intihar eden bir ordu savaşma yeteneğini kaybeder. Kahramanları intihar eden bir yargı, başka büyük bir devletin infaz memurluğuna dönüşür. Şu anda Türk yargısı ABD'nin infaz memurluğuna dönüşmektedir. Hayretler içinde kaldık. Eski YÖK Başkanı, (ben sapına kadar Amerikancıyım) diyor. Yani diyor ki (ben suçsuzum, ben Amerikancıyım, beni neden aldınız) Demek ki Türk Ceza Kanunu değişmiş.

Koskoca eski Genelkurmay Başkanı diyor ki, (ben Kuzey Irak'ta 1995 yılında Çelik Harekatını yaptım. Kardak operasyonunu yaptım. ABD'ye karşı operasyonlar yaptım, benim suçum budur) diyor. 1998-2002 yılları arasındaki Genelkurmay Başkanı da diyor ki, (benim hedef alınmamın sebebi Amerika'nın Kuzey Irak politikalarına karşı durmamdır)"

Kırca'nın intiharı

Doğu Perinçek, "Türk yurtseverliğine karşı bu dalgalarda mahkemenizin büyük bir sorumluluğu vardır. Tarihe böyle geçecektir. Bir kahraman şakağına dayıyor tabancayı ve tetiğini çekiyor. Demek ki yaşamayı zindan etmişiz" dedi.

"Ankara'daki evinde intihar eden Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca'nın arkasından ağıt yakmadığını, burada meselenin Kırca'nın canı değil, katledilen Cumhuriyet olduğunu" iddia eden Perinçek, yaratılan ideolojik iklimde vatanseverliğin suç sayıldığını, ihanete ise sonuna kadar özgürlük tanındığını savundu.

Bir gazetede Kırca'nın ölümüne ilişkin yayınlanan köşe yazısını okuyarak eleştirilerde bulunan Perinçek, bu süreçte mahkemenin dahlinin bulunup bulunmadığının da tartışılması gerektiğini savundu. Perinçek, "İçeride bunu tartışmamız lazım. Sizin payınız da var, benim payım da var. Ben kendi payımı üstleniyorum. Ben yeterince mücadele edememişim yazıklar olsun bize. Bu hükümeti devirememişiz, yazıklar olsun bize" diye konuştu.

Perinçek, Türk ordusuna karşı psikolojik bir savaş yürütüldüğünü ve ordunun savaş idaresinin yok edilmek istendiğini öne sürdü.

Doğu Perinçek, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün bazı açıklamalarını hatırlatan Perinçek, "PKK'lıların iddia makamını desteklediğini" ileri sürdü.

Perinçek, "Türk Silahlı Kuvvetleri, futbol topu gibi her gün tekmeleniyor. Genelkurmayın bir dilekçe yazacak mecali yok. Bugün Türkiye'de hukuk devleti falan yoktur. Hukuk devleti hikaye bugün. Amerika hukuku var" görüşünü ileri sürdü.


Perinçek: Bu iddianame Türk ordusuna düşmanlık metnidir

İstanbul - "Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Bu iddianame, Türk ordusuna düşmanlık metnidir" dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada bugün başladığı savunmasına devam eden Perinçek, "Kimse korkmasın, vatanını, milletini savunsun. Biz Türk Silahlı Kuvvetlerine 'darbe yap' demiyoruz" diye konuştu.

Perinçek, onurlu bir adamın şakağına kurşun sıkmasının, "JİTEM öldürdü" diye belirtildiğini söyleyerek, "Bu mahkeme bunu çözecek. Bu çözemezse başka mahkeme çözecek. O da çözemezse Türk milleti bunu çözer. Kimse vatanseverliği mahkum edemez. Vatanseverliği mahkum etmeye kalkanlar, Türk milletinin ayakları altında kesinlikle kalacaktır" dedi.

Bu iddianamede örgütü kuran, ilişkiler ağını ören, çatısını çakan kişinin Tuncay Güney olduğunu ileri süren Perinçek, Güney ile 2001'de yapılan mülakat, buna dayanılarak yapılan şema ve Güney'in polise verdiği belge çuvalının bu davanın 3 kanıtı olduğunu kaydetti.

Perinçek, Güney'in mülakatı olmaması durumunda ortada bir örgütün de olmayacağını dile getirerek, iddianamenin yarısının Güney'den oluştuğunu, diğer yarısının da "fasa fiso" olduğunu öne sürdü. "Bir meczubun Türkiye ile oynayamayacağını" ifade eden Perinçek, şöyle konuştu:

"Deli saçmaları bunlar. Deli safsatasının arkasındaki gücü görelim. Bir meczubun şemasını MİT resmi belge haline getirip 2002 yılından itibaren devlet içindeki darbe ve tertiplerde kullanır mı? Kasette izlenen deli saçmalarını savcı Zekeriya Öz ve ekibi iddianame haline getirmiş. O zaman kasette izlediğiniz Tuncay Güney, Zekeriya Öz olmuş. 2006'da Fethullah Hoca 'ulusalcıların üzerine gidin' fetvası vermiş. Bu durumda kasetteki Tuncay Güney, Fethullah Hoca'nın ta kendisi oluyor. Koca koca komutanlar Güney'e meczup falan demesinler. Güney'in konuşması ulusa sesleniş konuşması. Bir meczup 70 milyonu önünde toplayabilir mi? Bu tertibi görelim. Güney bu tertibin, Türk milletine kastını açıklayan zavallı çocuğumuzdur. Çocuklarımızı sokaklara atıp zavallılaştırıyor, Tuncay Güney yapıyoruz."

Hakkındaki iddiaları tek tek açıklayan Perinçek, "Ergenekon'un Yeniden Yapılama" belgesini Bilecik'te yapılan toplantıda yazdıkları iddiasının uydurma olduğunu söyledi.

Bu belgenin Doğu Perinçek ve arkadaşları tarafından Veli Küçük'ün talimatıyla yazıldığı iddiasının da yine Güney'in mülakatında yer almadığını, bunun da uydurma olduğunu belirten Perinçek, Güney'in mülakatında bunun tam tersini söylediğini kaydetti.

Perinçek, "savcıların uydurduklarına iddianamede de yer verdiklerini" öne sürerek, "Bunlara savcı denemez. Babamın hatırasını incitirim" diyerek, babasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yardımcılığı yaptığını belirtti.

Perinçek ve partinin 3 genel başkan yardımcısının "Ergenekon temel belgesini" hazırladıkları iddiasının da doğru olmadığını, Güney'in böyle bir yalanı söylemediğini ifade ederek, "Devletin Yeniden Yapılanması" belgesinin "Ergenekon"un yeniden yapılanması belgesi olmadığını, bunun İP Başkanlık Kurulu kararı olduğunu kaydetti.

Savcıların bu kez "sahtecilik" suçu işlediğini savunan Perinçek, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e yolladığı mektubun sonundaki "arz ederim" sözcüğünün kesilip biçilerek, Veli Küçük'e yollanan mektuba eklendiğini, bu mektubun da Cumhurbaşkanı'na, bütün devlet ve hükümet yöneticilerine, TSK komutanlarına, siyasal partilere, kitle örgütlerine ve basına yollanan dosyanın sunuş mektubu olduğunu kaydetti.

Emniyetteki ifadesinde, "arz ederim" sözcüğünün o mektupta olmadığını açıkça söylediğini ifade eden Perinçek, mahkeme heyetine seslenerek, "Bu bana iftiradır. Suç duyurusunda bulunacaksın. İddia makamı sahtecilik yaptığı zaman suç duyurusu yapacaksın. Eğer savcılıkla aranızda bir anlaşma varsa onu bilemem. Ama hakimseniz suç duyurusu yapacaksınız" dedi.

İddianamede, TSK subaylarının, Doğu Perinçek'in "organizesi ve referansıyla" Barzani ve Talabani'ye 24 bin adet silah verdikleri, bu silahların 6 bininin yine Türk subaylarınca PKK'ya teslim edildiğinin yazıldığını belirten Perinçek, şöyle devam etti:

"Tek kanıtları, Tuncay Güney'in söyledikleridir. Savcılara göre, Mehmetçiği vuran silahları ve kurşunları PKK'ya, Türk ordusu vermektedir. 24 bin silahın bireysel veya grupsal bir girişimle Barzani, Talabani ve PKK'ya verilemeyeceği açıktır. Güney, 24 bin silahı 2 arabaya sığdırabilmiştir. Bu konularda uzman olan, İP Genel Başkan Yardımcısı emekli General Servet Cömert ile yaptığımız hesaba göre, 24 bin silah, 120 ton ağırlığındadır ve silahların arasındaki hava boşlukları da hesap edildiğinde bu kadar silah, en az 12 TIR ile götürülebilmektedir.

Genelkurmay Başkanlığı da bu haince suçlamanın 'tamamen asılsız ve mesnetsiz' olduğunu bildirmiştir. İddianame yazılmadan önce bu resmi yazı Savcı Zekeriya Öz'e verilmişti. Savcı, Güney'in 2001 yılındaki alçakça ve haince yalanını iddianamesine inatla ve ısrarla, döne döne yazmıştır. Güney güvenilir ama Genelkurmay Başkanlığı güvenilmez."

Perinçek, 16 Şubat 2001 tarihinde New York Times gazetesi ve 23 Şubat 2001 günü Washington Post gazetesinde, gazeteci Jim Hoagland imzasıyla yayımlanan haberde, Türk ordusunun komutanlarının "Kuzey Irak sınırında kaçakçılık yaptıkları"nın yazıldığını belirterek, bunun bir suçlama olduğunu söyledi.

"CIA, Ergenekon iddianamesine bu kuyruklu yalanı yazdırabilmiştir" diyen Perinçek, bunun amacının TSK'yı yıpratmak olduğunu kaydetti


Perinçek: İddianamede adım ve soyadımın dışında doğru bir şey yok

İstanbul - Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, iddianamede kendisiyle ilgili bölümde adı ve soyadı dışında doğru bir şey bulunmadığını öne sürdü.

İstanbul 13. Ağrı Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunma yapan Doğu Perinçek, iddianamede yer alan Orgeneral Çevik Bir'in Kırıkkale'deki mühimmat fabrikasına sabotaj yaptırdığı iddiasının Tuncay Güney'in beyanlarına dayandırılarak Aydınlık Gazetesi üzerine atıldığını savundu.

Bu iddianın doğru olmadığını belirten Perinçek, "PKK'ya 24 bin silah gönderilmiş ya, bu silahlar eksilmiş ya, fabrika patladı bunlar da yandı bitti kül oldu denilecek. İyi de havaya uçurulan fabrika mühimmat fabrikası, silah fabrikası değil" diye konuştu.

Genelkurmay Başkanlığının kendisi aracılığıyla PKK ile görüşmeler yaptığının iddia edildiğini belirten Perinçek, bahsedilen tarihlerde Haymana Cezaevi'nde bulunduğunu anlattı.

"PKK'nın kurucusu olduğu" iddiası

Perinçek, iddianamede, "PKK'nın kurucusu ve PKK'nın ikinci lideri olduğu" iddiasına yer verildiğini belirterek, "Bu iftira 1995 öncesinde bir JİTEM ders notunda yer almıştır. Amaç Doğu Perinçek'e karşı psikolojik savaş yürütmektir" dedi.

Bu iftiralarda bulunanların da Ankara Asliye Ceza Mahkemesince 1 yıl 8 ay hapse çarptırıldığını kaydeden Perinçek şöyle konuştu:

"Peki, iftira suçunda ısrar eden savcılara ne uygulanacaktır? Savcı Zekeriya Öz'ü ne resmi belgeler, ne mahkeme kararları durdurabiliyor. Savcı Zekeriya Öz'ün Tuncay Güney'e yolladığı 22. soru aynen şöyledir; 'PKK'nın kuruluşuna, Doğu Perinçek'in katkısı nedir?'

Mahkeme kararlarını da bir kenara atıyorum. PKK kurulduğu zaman, Tuncay Güney 3 yaşındaydı. Psikolojik savaş görevleri, ancak bu kadar bilgisizlikle ve bu kadar hukuk tanımazlıkla ve bu kadar ölçüsüz uydurmalarla ve vicdan yoksunluğuyla yürütülebilir."

Perinçek, Sami Demirkıran tarafından "sahte" olarak hazırlanan 2 mektup konusunda da iddianamede anlatımlar bulunduğunu ifade ederek, "PKK Garzan Eyaleti ve ERNK adına yazılmış bu mektuplar nedeniyle yargılanıp beraat ettiğini" söyledi.

Perinçek, Mersin Mitinginde PKK ile işbirliği yapıldığı iddiasını da "uydurma' olarak nitelendirerek, bu konuda açılan davada emniyet görevlilerinin verdiği ve kendisinin olayları engellemeye çalıştığı yönündeki ifadelerini okudu.

"Savcıları görevden alın"

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği röportajla PKK'nın propagandasının yapıldığının iddia edildiğini ifade eden Perinçek, "Bir savcı, PKK propagandası olmadığı üç ayrı yargı kararıyla saptanmış bir fiile, kendilerine belirtildiği halde, bile bile aynı suçlamada bulunur mu? Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) sesleniyorum; alın bu savcıları buradan. Uydurmacı savcı istemiyoruz" dedi.

Röportajı yaptığı dönemde, bir çok önemli köşe yazarının da Öcalan ile görüştüğünü anlatan Perinçek, PKK'nın 1980 dönemindeki faaliyetlerinde başkanlığını yaptığı Köylü ve İşçi Partisinin doğu ve güneydoğudaki önemli liderlerini öldürdüğünü söyledi.

"PKK'YA İLK ŞEHİTLERİ VEREN PARTİNİN BAŞKANIYIM"

Perinçek, "Türkiye'de PKK'ya ilk şehitleri veren partinin başkanıyım. PKK'yı hakikaten Amerikan merkezli gladyo kurdurtmuştur. Türkiye'nin Güneydoğusundaki sol unsurları yok etmek amacıyla kullanmıştır" diye konuştu.

"Hem Ergenekon belgesinde, hem de İP Başkanlar Kurulu Devletin Yeniden Yapılanması belgesinde ihanet edenlerin öldürüleceğinin yazılı olduğunun iddia edildiğini" anlatan Perinçek, "Savcılara 2 gün süre. Bana bunun nerede yazılı olduğunu göstersinler. Gösteremezlerse o kürsüde oturmasınlar. Savcılar yalan söylemez. Benim babam yalan söylemezdi" dedi.

"Küçük ile hayatımda yüz yüze görüşmedim"

Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz ve Sedat Peker ile yurt dışında toplantı yaptığı savının da doğru olmadığını öne süren Perinçek, "Ben hayatımda Veli Küçük ile yüz yüze hiç görüşmedim...

TSK'ya karşı bir savaş yürütülüyor. Türkiye bağıra bağıra bölünmeye gidiyor. Tıpkı 1. Dünya Savaşında olduğu gibi. Bu paylaşmaya kim karşı çıkacak, insan hakları örgütleriyle mi karşı çıkılacak? Silahlı Kuvvetler karşı çıkacak. Bakın her şey nasıl tepe takla oldu. Eskiden terör örgütü PKK ve Hizbullah'tı. Şimdi Genelkurmay terör örgütü oldu. Yaşar Büyükanıt, 'TSK suç örgütü değildir' dedi. Böyle şey denir mi? Eski Genelkurmay başkanları 1 numara, 2 numara oldu."

Ergenekon ve İP'in devletin yeniden yapılanmaları belgeleri

Evi ve partide kullandığı çalışma odalarında Ergenekon belgeleri ve CD'lerden hiçbirinin çıkmadığını söyleyen Perinçek, Ergenekon Belgesi ile İP Başkanlık Kurulu'nun Devletin Yeniden Yapılanması belgesinin içeriklerinin birbirine karşıt olduğunu savundu.

Perinçek, daha sonra zihninin yorulduğunu belirterek, savunmasına bugün ara vermek istedi. Mahkeme Heyeti de bu nedenle duruşmayı yarına bıraktı.


Doğu Perinçek savunma veriyor

Silivri Cezaevi'nde devam eden Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, savunmasını yapıyor.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasına, tutuklu sanıklardan Semih Tufan Gülaltay ve Sevgi Erenerol haricindeki tüm tutuklu sanıklar katıldı. Duruşmada sanık Serhan Bolluk, savunma için hazır olmadığını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Doğu Perinçek'i savunmasını yapması için kürsüye çağırdı.

Savunmasına, soruşturmayla ilgili tüm karanlık noktaların aydınlatılmasını istediğini söyleyen Perinçek, avukatlardan ve savcılardan kendisine çokça soru sormasını ifade etti. 32 sayfadan oluşan yazılı savunmasının yanı sıra görsel olarak hazırlanan savunmasını da mahkeme heyetine sundu. Perinçek'in savunması devam ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber