Kanadoğlu: Siyasi partiler ihanet içinde

Kaynak : CNN Türk
Haber Giriş : 06 Şubat 2009 22:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,"bugün Türkiye'nin laik cumhuriyet ilkelerine aykırı hareket ettiği Anayasa Mahkemesi'nce tespit ve tescil edilen bir siyasi iktidar tarafından yönetildiğini" söyledi.

16 Mayıs Ulusal Hukuk ve Tavır Dergisi'nin düzenlediği "86. Yılında Cumhuriyet'in Neresindeyiz?" konulu panel, 2. TBMM Binası'ndaki Cumhuriyet Müzesi'nde gerçekleştirildi.

Panele konuşmacı olarak katılan Kanadoğlu, "Cumhuriyet demokrasiye akan bir yoldur. Cumhuriyet sadece Cumhuriyet ile yetinmek için ilan edilmedi" diyen Kanadoğlu, Cumhuriyet'in çağdaşlığa giden bir yolun başlangıcı olduğunu söyledi.

Kanadoğlu, "Bütün zikzaklarına, geriye dönüş çabalarına rağmen Türk devrimi bütündür, sona ermemiştir, ana hedefine doğru bütün hızıyla yoluna devam

edecektir" diye konuştu.

"Laiklik her şeyden önce özgürlüğün açılış kapısıdır. Çağdaşlığın, uygarlığın başladığı noktadır" diyen Kanadoğlu, "Laiklik aynı zamanda demokrasinin olmazsa olmazıdır. Cumhuriyeti kuranlar laik cumhuriyetin bu niteliğini bir damga olarak Anayasa'ya getirdiler. Laiklik Cumhuriyet devriminin vazgeçilmez, tartışılmaz ve mutlaka savunulması gereken ilkesidir" şeklinde konuştu.

Sabih Kanadoğlu, "Laiklik evrensel bir tanım taşımıyor. Her ülkenin kendi yapısına, sosyal dokusuna ve mensup olduğu dine göre şekil alır. Türk laikliği vardır ve bütün tanımı Anayasa'nın başlangıç ve 24. maddesinde net olarak yer almıştır. Laiklik ilkesi doğrudan doğruya dini duyguların devlet işine ve politikasına karışmasını önler. Devletin siyasi, ekonomik ve sosyal ana temellerini dini temeller üzerine

kurulmasını yasaklar. Türk laikliğinde devlet dinin işine karışacaktır ancak din devletin işine kesinlikle karışmayacaktır" dedi.

"Türkiye laiklik karşıtı iktidarca yönetiliyor"

Kanadoğlu, "bugün Türkiye'nin laik cumhuriyet ilkelerine aykırı hareket ettiği Anayasa Mahkemesince tespit ve tescil edilen bir siyasi iktidar tarafından yönetildiğini" söyleyerek, Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesinden 10'unun oyuyla "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olduğu tespit edilen bir siyasi partinin iktidarda kalmasının izahının olamayacağını, bunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına da ters düştüğünü savundu.

Laikliğin karşıtı bir siyasi partiye ülkeyi yönetme görevinin nasıl verildiğinin tartışma konusu olduğunu vurgulayan Kanadoğlu, şöyle devam etti:

"Bu iktidarla birlikte tüm yurttaşlar için bir özendirme mesajı veriliyor. Bu mesaj; iktidarı elde edebilmek, seçimleri kazanabilmek için laiklik karşıtı eylemlerin propaganda aracı yapılmasında sakınca yoktur. Dinin siyasette kullanılmasının yolu açılabilir. Bu özendirme yapılmıştır. Madem ki oy getiriyor düşüncesi partilere egemen olmuştur.

Bir yarış başladı. Ülkemiz için biçilen elbise modelleri vardır. Bunların en önemlisi de Türkiye'yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapma çabalarıdır."

"Siyasi partiler ihanet içinde"

"Siyasi partilerin oy uğruna kuruldukları misyonlara ihanet ettikleri" görüşünü dile getiren Kanadoğlu, "bazı siyasi partilerin belirlenmiş misyonlarına karşı çıkarak, misyonunun yarattığı görevi yerine getirmekten çekindiğini" öne sürdü.

Kanadoğlu, "Oy kazanmak için bu misyondan sıyrılanları tarih de affetmeyecektir, sizler de affetmeyin" dedi.

Cumhuriyetin ikinci temel ilkesinin de "hukuk devleti" ilkesi olduğuna işaret eden Kanadoğlu, bu ilkeyi ayakta tutacak gücün de yargı bağımsızlığı olduğunu belirtti.

Bağımsız olmayan bir yargının siyasallaşacağına, bunun da devletin çöküşüne yol açacağına dikkati çeken Kanadoğlu, "Yüksek mahkemeler hariç hiçbir şekilde yerel mahkemelerin bağımsız olduğunu ileri süremezsiniz" diye konuştu.

Kanadoğlu, Cumhuriyetin üçüncü temel ilkesinin de "ulus devlet" olduğunu belirterek, son dönemlerde ulus devletin de tartışılmaya başlandığını, alt-üst kimlik tartışmalarıyla ulus devlet onuru, sevgisi ve gücünün zayıflatıldığını söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber