Dersin akışını bozan istenmeyen davranışları yönetme stratejilerinin incelenmesi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Şubat 2009 07:45, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

DERS AKIŞINI BOZAN DURUMLAR

Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Yılmaz, yaptığı açıklamada, 'Dersin akışını bozan istenmeyen davranışları yönetme stratejilerinin incelenmesi' isimli araştırmada, Erzincan merkezindeki 21 ilköğretim okulunda, toplam 737 ders saati süresince, öğretmenlerin gözlenerek, ders akışını bozan istenmeyen davranışlara karşı gösterdikleri tepkilerin kaydedildiğini söyledi.

İSTENMEYEN DAVRANIŞ KALIPLARI

Dünyanın her yerinde genel anlamda sınıfta 30 istenmeyen davranış kalıbı bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, bu 30 davranışı dersin ilk 10, ortası ve son dakikalarına göre çetelelerini tuttuklarını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, sınıfta istenmeyen davranışlara karşı gösterilen öğretmen tepkileri ise şöyle sıraladı: 'Öğrenciye adıyla seslenme, göz teması kurma, görmezlikten gelme, yer değiştirme, fiziksel olarak hafifçe dokunma, aniden durup yüz işareti yapma, el ile işaret yapma, öğrenciyi derse katma, fiziksel şiddet uygulama, kuralları hatırlatma, öğrenciyi yanına çağırma, fiziksel yakınlık sağlama, azarlama, fiziksel ceza verme, farkına varamama, velisiyle görüşeceğini söyleme, soru sorma, dersten sonra görüşmeye çağırma, alay etme, mimiklerle öğrenciyi alaya alma, istediği bir şeyden mahrum bırakma, hakaret etme, rehberlik servisine gönderme, para cezası verme, nesneleri fırlatma, sınıftan dışarı çıkmasını isteme, okul idaresine gönderme, vurma, diğer öğretmenlerden yardım isteme ve diğer.'

ÖĞRETMENLERİN TEPKİSİ

Çalışmada daha sonra istenmeyen davranışlara öğretmenlerin hangi tepkiyi verdiklerini belirlemeye çalıştıklarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, şunları kaydetti: 'Hizmet süresi ayrımı yapmadık. Genel olarak yaklaştık. Araştırmamızda ulaştığımız sonuçta iki önemli bulgu elde ettik. Bir tanesi istenmeyen davranışlar ve bu davranışlara verilen tepkilerin öğrenme ve öğretme süresinde çok önemli bir zaman dilimini kapsaması. Diğerinin ise hem iyi hem kötü yanı var. Fiziksel olarak öğrenciye ceza vermek veya öğrenciye fiziksel şiddet gibi tepkiler düşme var. Ama bu durum yerini sözlü azarlamaya bırakmış gibi. Yani artık eskisi kadar fiziksel şiddet veya ceza uygulanmıyor ama bu kez de sözel yolla öğrenciye tepki gösteriliyor.'

DERS ZAMANI

Yrd. Doç. Dr. Nusrettin Yılmaz, okulların toplam 180 iş günü açık olduğuna dikkat çekerek, 'Çalışmamızda 180 iş günü açık olan okullarda aşağı yukarı eğitim öğretim yılının yarısının, öğretme-öğrenme etkinliklerinin dışındaki işlere harcandığını tespit ettik' dedi.

Söz konusu zaman diliminin çok önemli olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti: 'Bu oran çok büyük bir zaman dilimini kapsıyor. Zamanı çalan davranışlara karşı eğitim fakültelerinde sınıf yönetimi diye bir ders var. Eğitim fakültelerinde bu dersin konma nedenlerinden birisi öğrencilerimizin gösterdiği istenmeyen davranışlara karşı mesleğinin başlangıç yıllarındaki öğretmenlerin daha duyarlı olması. Zamanla onlar da tecrübe kazandıkça bu tepkilere karşı daha hümanist davranışlar sergilemektedirler.'

ÖĞRETMENLERİN EN FAZLA GÖSTERDİĞİ TEPKİ

Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, 3 yıllık bir zaman dilimini kapsayan araştırma sonuçlarına göre, dersin akışını bozan istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin tepkilerini de değerlendirdiklerini ifade ederek, 'Öğretmenler öğrenciye en fazla 'adıyla seslenme' tepkisini gösteriyor' dedi.

Öğrenme zamanından en az süreyi alan tepkiler arasından da en fazla göz kontağı kurma şeklindeki tepkinin tercih edildiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, şunları kaydetti:

'İlköğretim birinci kademede görev yapan öğretmenler, dersin akışını bozan istenmeyen öğrenci davranışlarının yönetilmesi için geliştirilen çeşitli yaklaşım, model ve uygulamalar arasından en fazla, öğrenciye adıyla seslenme şeklindeki stratejiden yararlanmışlardır. Buna göre, öğretmenlerin, öncelikle devam eden sorun davranışı durdurma bakımından, kendilerini merkeze aldıkları, öte yandan, öğrencinin sergilemiş olduğu sorun davranışın kendisi ve sınıf ortamındaki diğer kişiler üzerindeki olumsuz etkilerini fark etmesini sağlamak için böyle bir tepkiyi seçtikleri söylenebilir. Sözel nitelikli bu tepkiyi, daha sonra büyük ölçüde, sözel olmayan göz teması kurma, görmezlikten gelme, dokunma, yüz ve el ille işaret yapma, fiziksel yakınlık sağlama ve aniden durma gibi sözel olmayan tepkilerin izlemiş olması sınıf yönetimi açısından olumlu bir gelişmedir. Ayrıca, umut verici bir diğer gelişme de fiziksel ceza, fiziksel şiddet, sövme-hakaret etme ve nesneler fırlatma şeklindeki eğitsel amaçlara uygun olmayan tepkilerin son derece düşük düzeyde gerçekleşmiş olmasıdır.'

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber