Kamu kurumlarında belediye kanunu sıkıntısı

Haber Giriş : 04 Ocak 2005 10:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hükümetin 'reform' olarak gösterdiği Belediyeler Kanunu yürürlüğe girmesiyle birlikte ciddi 'sancıları' da beraberinde getirdi. Kanun gereğince Sağlık Bakanlığı'nın elinde bulunan gayri sıhhi müesseselere (faaliyetleri sırasında çevreye zarar veren işletmeler) ruhsat verme yetkisi belediyelere devredildi. Ancak Türkiye'de hiçbir belediye, termik santral, çimento fabrikası ve akaryakıt istasyonu gibi gayri sıhhi müesseseye ruhsat verecek durumda değil. Çünkü kanunun görev yüklediği belediyelerin hemen hepsi gerek teknik alt yapı, gerekse uzman personel bakımından yetersiz.

Belediyeler Kanunu, yoğun tepki ve eleştirilere rağmen 24 Aralık 2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yerel yönetimlerde reform olarak nitelendirilen Belediyeler Kanunu, daha ilk günlerde 'bürokratik krize' yol açtı. Söz konusu kanunun, "Belediyelerin Görev ve İmtiyazları" başlıklı 15. maddesinin L bendine göre, "gayri sıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırma ve denetleme" görevi belediyelere devredildi.

Teknik alt yapı ve personel bakımından yetersiz olan belediyeler, gayri sıhhi müesseselerin denetim ve ruhsatlandırılması gibi çok ciddi anlamdaki bu görev karşısında çaresizlik yaşıyor. Belediyeler, işten adeta 'elini eteğini çeken' Sağlık Bakanlığı'na, "Bu göreve hazır değiliz" mesajları göndererek yardım istiyor. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu konudaki tüm görev ve yetkisini kaybeden Sağlık Bakanlığı ise, halen tahkikatı süren işletme dosyalarını tek tek illere gönderiyor. Bakanlık, gayri sıhhi müesseselerden gelen yeni ruhsat taleplerinin belediyelere yönlendirilmesi konusunda ise il sağlık müdürlüklerini uyarıyor. Bu arada Belediyeler Kanunu'nun 15 maddesinin C bendinde yer alan, "Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleriyle ilgili olarak kanunlarda belirtilen izin veya ruhsatı vermek" ifadesi kafaları karıştırdı. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı yetkililerine, yorum açıp bu ifade için, "Ne demek istediniz? Gerçek ve tüzel kişiler nedir?" diye sordu.

Gayri sıhhi müesseseler 3 sınıfa ayrılıyor: Birinci sınıfta termik santraller ve çimento fabrikaları, ikinci sınıfta akaryakıt istasyonları, üçüncü sınıfta ise simit, pasta fırınları ile demir doğrama atölyeleri yer alıyor. Gayri sıhhi müesseselerin ruhsat alabilmesi bazı durumlarda 3-4 yıla ulaşıyor. Örneğin çimento fabrikası ya da akaryakıt istasyonu açılacaksa, işletme sahibinin başvurusundan sonra teknik ekiplerin çalışması ayları; hatta yılları buluyor. Gayri sıhhi müesseseler yani faaliyeti sırasında çevreye zarar veren işletmelerin projeleri, binası, üretimi; hatta en küçük bir detayı bile büyük bir titizlikle inceleniyor. Belediyeler il, ilçe ve beldelerde üçüncü sınıf olarak gayri sıhhi müessese olarak nitelendirilen lokanta, pastane gibi yerleri az sayıdaki zabıta memurlarıyla denetliyor. Kısıtlı imkanlara sahip olan belediyelerin gayri sıhhi müesseselerin denetimi ve ruhsatlandırmasını başarıyla yapması mümkün görünmüyor. Bununla birlikte seçimle işbaşına gelen belediye yönetimlerinin ruhsat başvurularında 'siyasi hesaplaşma' gibi tavırları sergileme riski de bulunuyor.
iha

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber