İftarda boş mideye birdenbire yüklenmeyin
Ramazan ayında beslenme ve öğün sayısının değişmesi nedeniyle boş kalan mideye birdenbire yüklenilmesinin hazımsızlığı ve kalp rahatsızlıklarını tetikleyeceği belirtildi. Uzmanlar, iftar yemeğinin yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenilmesi gerektiğini söyledi.
Ramazan ayında gün içinde yaşanan açlıktan sonra aşırı ve sağlıksız beslenme bir takım sorunları da beraberinde getiriyor. Uzmanlar, bu sorunları azaltabilmek için sahur ve iftar menülerinde son derece titiz olunması gerektiğini bildirdi.
Ramazan boyunca oruç tutacakların, mutlaka sahur yemeğini yemesi gerektiğini belirten Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, mideye yüklenmeden yavaş yavaş uygun besinler tüketilmesini önerdi. Ramazan ayının yaz ayına geldiğini hatırlatan Hasan Küçükkendirci, bu aylarda sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak, vücut ısısının arttığını ve metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını söyledi.
Yaz aylarında oruç tutarken, sağlıklı beslenme kurallarına dikkat edilmesinin önem kazandığına vurgu yapan Kücçükkendirci, iftar veya sahur sofralarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılması gerektiğine değindi. Yemeklerin kızartma ve kavurma yerine, haşlama, ızgara yapma, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlanması gerektiğini aktaran Konya İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci, "Çorba, etli sebze yemekleri, yoğurt ve salata iftar sofralarından asla eksik edilmemeli. İçecek olarak asitli içecekleden kesinlikle sakınılmalıdır. Tatlı olarak lokma, tulumba, baklava gibi şerbetli ağır tatlılar yerine; sütlü tatlılar tercih edilmelidir." dedi.
İftarda uzun bir açlık sonrasında aynı öğünde bütün besin gruplarını bir arada alınca metabolizmaya binen yükün arttığını ifade eden Hasan Küçükkendirci, iftarda boş mideye birdenbire yüklenilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
İftar yemeğinin yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde tüketilmesi gerektiğine değinen Küçükkendirci, yemeği çok hızlı yemenin; midede ağırlık, bulantı, gaz, yanma ve kabızlık gibi sorunlara yol açtığını kaydetti. Besinlerin, ezar azar, iyi çiğneyerek ve sık aralıklarla tüketilmesi gerektiğini belirten Dr. Hasan Küçükkendirci, "Mesela su içilip iftar açıldıktan sonra, 1 kepçe çorba ve 1 tabak salata tüketilip, yarım saat geçtikten sonra miktarları ayarlanarak ana yemek yenilmesi metabolizmaya binen yükü azaltacaktır. Tatlının yemekten 1 saat sonra yenilmesi ve de yatmadan en az 1 saat önce de 1-2 porsiyon meyve yenilmesi öğün dağılımının sağlıklı olması açısından önemlidir." diye konuştu.
Ramazan'da dikkat edilmesi gereken önemli diğer bir konunun ise su tüketimi olduğunu ifade eden Kücükkendirci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yetişkin bir insanın günde en az 1,5- 2 litre su içmesi gerekir. Gün içinde su kaybının önlenmesi için özellikle sahurda sıvı alımına önem verilmelidir. İftar yemeklerinde yemekle beraber su tüketimini biraz daha kısıtlayarak iftarla sahur arası 10-12 su bardağı su içmek doğru olacaktır. Su içmek bağırsak ve böbreklerin çalışmasını hızlandırır. Çay, kahve gibi kafeinli içecekler vücudumuzdaki suyu kullanırlar."