HSYK'ya Meclis'ten üye atamak, yargıya gölge düşürmez

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 25 Eylül 2009 07:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargı reformu kapsamında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda yapılacak değişiklikleri Zaman'a değerlendiren Uluslararası Ceza Hukuku Derneği (AIDP) Başkanı Jose Luis de la Cuesta, Meclis'in atayacağı üyelerin yargı bağımsızlığına gölge düşürmeyeceğini söyledi.

Meclis'in, halkın egemenliğini temsil eden merci olduğunu vurgulayan De la Cuesta, bu yapıyı kontrol edecek kurumda sadece hâkimler ve savcıların değil, akademisyenlerin de yer alabileceğini kaydetti. AIDP'nin İstanbul'da düzenlediği 18. Ceza Hukuku Kongresi'ne katılan De la Cuesta, Ergenekon davasını da yakından takip ettiğini belirtti. AIDP Başkanı, yargıçların bağımsız ve etki altında kalmadan işlerini yapmaları gerektiğinin altını çizdi.

100 yıldan fazla bir geçmişi olan AIDP'nin başkanı Jose Luis de la Cuesta, Türkiye'deki yargı reformunu ve Ergenekon davasındaki hukukî süreci Zaman Gazetesi'ne değerlendirdi. Terörün finansmanı, hazırlık ve iştirak müesseselerinin genişletilmesi gibi konuların yanı sıra kongrede gündemdeki yargı reformu ve Ergenekon davası da masaya yatırılan konular arasında.

Ergenekon davasını AIDP içindeki Türk meslektaşlarından edindiği bilgiler ışığında değerlendirme imkânı bulduğunu söyleyen de la Cuesta, hâkimlerin ve savcıların bağımsız ve etki altında kalmadan işlerini yapmaları gerektiğinin altını çizdi. HSYK'nın, Ergenekon davasına bakan hâkim ve savcıların yerlerini değiştirme girişimlerinin anlamsız olduğunu söyleyen AIDP Başkanı, "tabii hâkimlik" ilkesinin uygulanması gerektiğine işaret etti. Bu ilkeye göre davaya başlayan hâkimin sürecin sonuna kadar görevde kalması, yargının bağımsızlığına işaret eden önemli bir gösterge. AIDP Başkanı, açıklamalarında teknik takip (dinleme) ve gizli tanıklık gibi konularda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararlara da vurgu yaptı. AİHM'nin terörle mücadelede sunduğu imkânların bu dava için de kullanılabileceğini ifade etti. AİHM kararları kimi deliller ışığında ortaya çıkan terör yapılanmalarının tam anlamıyla deşifre edilebilmesi için ortam dinlemesi yapılmasına izin veriyor. De la Cuesta, gizli tanıkların kimliğinin korunmasının da bu tip davalarda önemini aktardı.

Türkiye'de tartışılmaya başlanan askerî mahkemeler konusunda kesin tavrını 'yetkileri sınırlandırılmalı' ifadeleriyle ortaya koyan de la Cuesta, askerî bir yetkilinin sivil suçlar da işleyebileceğine dikkat çekti. Askerî mahkemelerin, disiplin suçları dışındaki davalara bakmasının onları "ihtisaslı" birimlere dönüştüreceği görüşünü dile getirerek, bunun yerine askerî yetkililerin de sivil mahkemelerde yargılanabileceğini kaydetti. İSTANBUL ZAMAN

Kongrede Ergenekon tartışması

Uluslararası Ceza Hukuku Kongresi'nde Ergenekon tartışması yaşandı. "Suç işlemek için anlaşma" esasının cezalandırılmasına karşı çıkan bazı Türk katılımcılar, bu kısmın metinden çıkarılmasını istedi. İstanbul Barosu avukatlarından Mahmut Tanal, "Hareket olmadan suç olmaz. Türkiye'de cezaevlerindeki akademisyen sayısı bir üniversitenin öğretim elemanı sayısına yakındır." derken, Ergenekon davası sanıklarına avukatlık yapan isimler de söz alarak benzeri itirazlarda bulundu. Hurşit Tolon'un avukatlığını da yapan Prof. Dr. Köksal Bayraktar, bu kısmın metinden tamamen çıkarılması gerektiğini söyledi. Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar da Ergenekon davasını aktarıp bu kısmın metinden çıkarılması gerektiğini söyledi. Genel Raportör İtalyan Hukuk Profesörü Lorenzo Picotti ise bu görüşlere karşı çıktı. Konuyla ilgili oylama bir sonraki güne ertelendi.

Yargılamalarda gizli tanık kullanılmasına da birçok Türk katılımcı itirazda bulundu. Bunun üzerine oturum başkanı maddeyi oylamaya sundu. Aralarında emekli Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun da bulunduğu 40 kişi yargılamalarda gizli tanık kullanılmaması yönünde, 59 kişi ise gizli tanık kullanılabileceğinden yana oy kullandı. Avukat Ömer Yasa'nın oy kullananları fotoğraflamaya çalışması dikkat çekti. İSTANBUL

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber