Gribi Önlemek İçin Hijyen Şart

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Ekim 2009 20:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Topbaş, gribal enfeksiyonları önlemenin mümkün olmadığını ama sıklığının ve şiddetinin azaltılabileceğini belirterek, bu tür hastalıklardan korunmada mutlaka kişisel hijyen kurallarına uyulması gerektiğini söyledi.

Havanın soğuması ve okulların açılmasıyla toplu yaşam ve insanların birbirini etkilemesinin büyük oranda arttığına işaret eden Topbaş, şöyle konuştu:

"Bulaşıcı hastalıklar, sıklığı ve sonuçları açısından gözardı edilemez. Bunlardan biri solunum sistemiyle bulaşan hastalıklar. Bunların da aslında yelpazesi çok geniş. İki temel etken var, normal sağlıklı bireylerde. Biri bakteriler, diğeri virüsler. Bunların değişik türleri, bu değişik türlerin de türleri var. Dolayısıyla karşımızda yüzlerce mikroorganizma bulunuyor. Bu hastalıkların ortak belirtisi kırgınlık, bitkinlik, yorgunluk, halsizlikle birlikte şiddetli baş ağrısı, ateşin 38.5 derecenin üzerinde olması, kas ve eklem ağrıları. Bunlar bizi grip tanısına götüren önemli belirtilerden ancak bunun teşhis edilebilmesi için mutlaka kan tahlili yapılması gerekiyor."

Hastalık belirtisi taşıyanların başkalarını da düşünerek mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerektiğini belirten Topbaş, "Özellikle okul çağı ve öncesi çocuklarla süt çağındaki çocukluk döneminde bu tür enfeksiyonlar ölümlere neden olabilmektedir" diye konuştu.

Topbaş, 65 yaşın üzerindeki kişilerde astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan insanlarda bu hastalıkların ölümle sonuçlanabileceğini vurgulayarak " Ülkemizde 65 yaş üzeri insanlara astım ve kronik akciğer hastalığı olanlara grip aşısı ücretsiz yapılabiliyor. Bu aydan itibaren aşı olunabilir, tam zamanıdır" hatırlatmasında bulundu.

Bu tür enfeksiyonların artmasına neden olan etkenlerden birinin de sigara kullanımı olduğunu belirten ve sigara kullanımını azaltmak ya da bırakmak gerektiğini anlatan Topbaş, hem önlem olarak hem de hastalığa yakalandıktan sonraki süreçte beslenmeye de dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Aşırı beslenmeden çok, sıvı alımını düzenlememiz gerekiyor. Hasta olsak da olmasak da bol sıvı, su, çay, süt, meyve suları, ada çayı ve karanfil çayı gibi bitkisel çayların bol miktarda tüketilmesi gerekir. Çünkü virüsün akciğerden ve solunum sistemimizden atılabilmesi için su alınması şarttır." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber