Denizden sofraya tuzun ilginç yolsuzluğu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Ekim 2009 10:59, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Türkiye'de deniz suyundan üretim yapılan en büyük deniz tuzlası olan İzmir Çamaltı Tuzlası, her yıl eylül ayında başlayan toplama sezonunda ilginç görüntülere sahne oluyor. Yılda 550 bin ton tuzun üretildiği Çamaltı'da, 1300 işçi yaklaşık 80 günde ülke üretiminin dörtte biri kadar tuz topluyor.

İzmir'de Gediz Deltası'ndaki Kuş Cenneti ile Homa Dalyanı arasındaki 7 bin 300 hektarlık geniş düzlükte, bazı kaynaklara göre M.Ö 300'lü yıllardan bu yana tuz üretimi devam ediyor. Evliya Çelebi'nin Tuzla-i Menemeniye diye bahsettiği tuzlada, 1863 yılında İtalyanlar tarafından başlatılan emek yoğun üretim, 1933 yılından bu yana Tekel tarafından sürdürülüyor.

AA ekibi, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri (TTA) Genel Müdürlüğünün özel izniyle girdiği Çamaltı Tuzlası'nda her yıl eylül ayında başlayan ve kasım ayına kadar sonlanan tuz toplama işlemini görüntüledi.

Tuzun tüm değişim evrelerinin ve işçilerin geleneksel toplama yöntemlerinin gözlenebildiği tuzlada, tuzun bir yıllık oluşum macerası, kanalların ucundaki pompalardan soğuk su havuzlarına deniz suyu basılmasıyla başlıyor.

Mart ayında en yüksek tuz yoğunluğu derecesinde bulunan deniz suyu, havuzlarda güneşin buharlaştırıcı etkisine maruz bırakılıyor. Önce demiroksit, kalsiyum karbonat, kalsiyum sülfat ve anhidrokalsiyum sülfatın çöktüğü sular, tuzun çöktürülmesi için sıcak su havuzlarına ve ardından da kristalizasyon havuzlarına alınıyor.

Havuzlara alındığında mavi olan suyun rengi, sıcak su havuzlarında pembe ve ardından kristalizasyon havuzlarında kırmızının tonlarına dönüşüyor. Bu renk değişimi, yoğun tuzlu suda yaşayabilen halofilik bakterilerden kaynaklanıyor. Suyun içindeki organik maddeleri tüketen bu bakteriler, tuz üretimine de yardımcı oluyor.

Yaklaşık 105 günde tamamlanan tuz oluşumu sonrası havuzlarda 15 santimetre kalınlığında tuz tabakaları oluşuyor. Her yıl tuz toplama sezonunda havuzları ayıran tahta setlerin kaldırılmasıyla geniş düzlük, karla kaplanmış izlenimi verecek derecede beyaz kristallere bürünüyor. Tuz oluşumu için kullanılan su miktarı ise 50 milyon metreküpü buluyor.

-''HAPÇILAR'', ''GELBERİCİLER'', ''TUMBACILAR''-

Geniş düzlüğün 314 hektarlık bölümündeki 76 kristalize havuzunda yapılan üretim sonrası toplama işlemine geçiliyor. Toplama işini Denizli, Kütahya ve Bursa'daki dağ köylerinden gelen ve sayıları bin 200 ile bin 300 arasında değişen mevsimlik işçiler yapıyor. İşçiler, toplama sezonu boyunca tuzladaki lojmanlarda kalıyor.

125'er kişiden 10 takıma ayrılan işçiler, her yıl 1 Eylülde kurban keserek başladıkları toplama işini, 60 ila 80 gün içinde bitirmeye çalışıyor. Her grup kendisine ayrılan havuzları diğer gruplardan önce bitirmek için rekabete giriyor. İş ne kadar erken biterse işçiler o kadar erken evlerine dönebiliyor.

Emek yoğun olarak yapılan tuz toplama işinde gelenekselleşmiş bir iş bölümü kullanılıyor. Buna göre her ekibi ''Çavuş'' diye anılan yöneticiler ve muavinleri yönetiyor.

Toplama işleminin başlayabilmesi için öncelikle ''hatçı'' ve ''demirci'' olarak isimlenen işçilerin tuzla kaplı havuzların en dış kısmına ray döşemesi gerekiyor. Demirciler omuzlarından geçirerek elleriyle kavradıkları uçları kanca şeklindeki aletleriyle ray demirlerini kaldırarak birbirine monte ediyor. Rayın kurulması sonrası en dış kısma geçen ''kürekçiler'' uçları törpülenmiş kürekleriyle tuzu topraktan küreyerek, rayda yol alan vagonetlere yüklüyor.

''Motor muavinlerinin'' kullandığı lokomotifin ardına takılan 10 vagonet, işçilerin yüklediği tuzları istifleme alanına taşıyor. Kürekçiler rayı çevreleyen çizgideki tuzları bitirmesi sonrası demirciler, rayları havuzun merkezine doğru kaydırıyor. Bu işlem havuzun ortasına gelinceye kadar devam ediyor.

Vagonetlerin içindeki tuz, yaklaşık 20 metre yükseklikteki, piramitleri andıran görünüme sahip tuz istif alanlarına taşınıyor. Lokomotifin getirdiği tuz dolu vagonları ''gelberici'' işçiler boşaltıyor. ''Tumbacı'' işçiler, tuzun yığının tepesine boşaltılmasını sağlayan taşıyıcı banda yükleme yapıyor.

Tuzun düzgün biçimde istiflenmesinden ''hapçı'' diye adlandırılan işçiler sorumlu. Hapçılar, banttan dökülen tuzu küreklerle yönlendirerek piramidin düzgün şekilde büyümesini sağlıyor. ''Çamurcular'' ise istif tepelerinde dolaşarak topraktan kürenen tuzun arasına karışan çamurları, ucu çivili sopalarıyla ayıklıyor.

-SUCULAR DA GÖREVDE-

Tuz toplama sırasında işçilerin sıklıkla susaması nedeniyle önemli iş kollarından biri de ''sucular''... Sucular, suyun yanında molalarda içilmek üzere çay ve meşrubat da taşıyor.

Bu yöntemle her ekip günde bin ton tuz üretiyor. Böylelikle tuzladaki toplam üretim günde 10 bin tona ulaşıyor. Her ekip kendisine ayrılan havuzlardaki toplama işini bitirdiğinde toplanan tuz miktarı çalışan sayısına bölünerek ücretler hesaplanıyor. Bir işçi bir sezonda ortalama 3 bin lira para kazanabiliyor.

İşçiler tuzda çalışmanın diğer emek isteyen işlere göre daha yorucu olduğunu söylüyor. Özellikle öğle saatlerinde sıcağın çok bunaltıcı hale geldiğini, renklerin parlaması nedeniyle gözlerin yorulduğunu belirten bir işçi, tuz işçilerinin sıklıkla tekrar ettiği bir söz söylüyor: ''Tuz yükü, kız yükü.''

-ÖZELLEŞTİRME SÜRECİNDE-

İstif alanlarındaki tuzlar dozerler yardımıyla kamyonlara yüklenerek alıcı şirketlerin tesislerine doğru yol alıyor.

Çamaltı Tuzlası'nda her yıl ortalama 550 bin ton tuz üretiliyor. Geçen yıl üretimin 596 bin tona kadar çıktığı belirtiliyor. Türkiye'nin toplam tuz üretiminin dörtte biri buradan karşılanıyor. Üretilen tuzun her yıl 200 bin tonluk kısmını PVC üretiminde kullanmak üzere Petkim alıyor. Deniz tuzunun göl tuzuna göre daha yumuşak olması nedeniyle gıda ve deri sektörleri özellikle Çamaltı tuzunu talep ediyor. Bölgede üretilen tuzun 90 bin tonluk kısmı sofralık tuz olarak işlenmek üzere tuzlanın yakınlarındaki tuz fabrikalarına gönderiliyor.

Bölgede makineli tuz toplama teknolojisinin, iki kez denenmesine rağmen başarılı olmadığı da belirtiliyor.

Çamaltı Tuzlası, Özelleştirme İdaresince işletme hakkının devri ve satış yöntemiyle özelleştirilmek üzere ihaleye çıkarıldı. İhale için son teklif verme tarihi ise 4 Aralık 2009 olarak belirlendi.

Çamaltı Tuzlası, aynı zamanda çok sayıda kuşun da uğrak noktası oldu. Tuzlanın yanındaki Kuş Cenneti'ne gelen göçmen kuşların bir bölümü, tuzla içindeki setlere de yerleşiyor. Tuzlanın kanatlı konuklarının başında ise flamingolar yer alıyor. Tuzlu suyun içinde yaşayan küçük canlılarla beslenen flamingolar, tuzladaki renkli görüntülere eşlik ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber