Subaylar irticadan suçlansaydı şu ana kadar atılmışlardı
Balyoz davasında haklarında yakalama kararı çıkarılan subayların YAŞ'ta terfi alma ihtimaline ilişkin Cumhurbaşkanı Gül'ün "İdarede ayrımcılık olur" sözlerine Prof. Eser Karakaş'dan destek geldi. Karakaş, "Genelkurmay, subaylar hakkındaki yakalama emri komünizm veya irticai faaliyetlerden dolayı çıkarılsaydı aynı tavrı gösterir miydi?" diye sordu
İLHAN TOPRAK / ANKARA
İçişleri Bakanlığı haklarında "ihmal ve görevi kötüye kullanmak ile evrakta sahtecilik ve rüşvet" gibi ithamlar bulunan üst düzey emniyet müdürlerini görevden alırken, haklarında "Darbe girişimi" suçlaması bulunan rütbeli subayların görevlerine devam etmesi, hatta bir de terfi ettirilmesine tepki devletin en üst makamından geldi. Cumhurbaşkanı Gül'ün, "İdarede ayrımcılık olur" sözleriyle özetlediği ve haklarında 15 yıldan müebbet hapse kadar cezalandırılmaları talep edilen subayların terfi ettirilmesine karşı çıkmasına kamuoyundan destek geldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile kritik YAŞ toplantısından yaklaşık 22 saat önce yaptığı görüşmede, mahkemenin haklarında yakalama emri çıkarttığı 11 Balyoz sanığı ile Erzincan Ergenekon davasının 1 numaralı sanığı 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in terfi ettirilmesinin kamuoyunda açacağı derin izlere dikkat çekti. Gül'ün kamuoyunda siviller terfi ettirilmezken askerlerin terfi ettirilmesi durumunda ayrımcılık olacağını, bu durumunda da kamuoyunda çok ciddi rahatsızlığa sebep olacağını dile getirdiği kaydedildi.
SUÇLAMA KOMÜNİZİM OLSAYDI
Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eser Karakaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tavrını desteklediğini söyledi. Prof. Karakaş, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde bulunduğu çelişkiyi şöyle dile getirdi: "Ben Sayın Gül'ün bu tavrını destekliyorum. Bazı hukukçuların Askeri Personel Kanunun 65. maddesine göre terfilerinde sakınca yoktur diye değerlendirdikleri yüksek rütbeli komutanlar var. Bu yorum doğru olabilir hukuk tekniği açısından bilemiyorum hukukçu değilim ben. Ama insanın aklına şu geliyor. Şimdi bu yorumu yapıyorlar ve bu doğrultuda terfi işlemleri gerçekleşecekse haklarında yakalama emri olan subaylar için şöyle bir şey aklıma geliyor. Acaba bu subaylar hakkında aynı subaylar için bir yakalama emrini bir özel yetkili mahkeme 'Kominizm' suçundan ya da 'Dini faaliyetler' yüzünden vermiş olsalardı acaba asker aynı tutumda olur muydu? Genelkurmay'ın tavrı aynı olur muydu? Şimdi o zaman Genelkurmay komünizm propagandası yapmak, irticai faaliyette bulunmak ya da bir silahlı terör örgütüne üye olmak darbecilik konusundaki mahkeme kararları arasında bir ayırım yapmış oluyor. Bu Türk Silahlı Kuvvetleri açısından çok talihsiz bir durumdur.
YAKALAMA EMRİ UYGULANAMIYOR
Prof. Karakaş, haklarında yakalama emri bulunan kişilerin hala yakalanamamasını da eleştirerek, "Bunlar niye yakalanamıyor, anlamak mümkün değil. Bunların bir kısmı muvazzaftır, iddiaya göre orduevine girmişlerdir. Ama bunların da gereğinde kapıya polis dikilir veya asker ile ilişkiye girilerek bunların burdan çıkmaları sağlanır. Yani siyasi otoride de burada yeterli birşey göstermiyor. Bunların emekli olanları var onlar neden tutuklanmıyorlar. Burada bir denge arayışı var. Denge arayışı anlamlı gelmiyor. Ne gerekiyorsa onu yapacaksınız. Onu hukuk sürecine bırakacaksınız. Gereğinde temyize gidilir eğer mahkemelerin tavrında birşey varsa. Ama ortada bir yakalama emri varsa siyasi otoriteye düşen bunun gereğini yapmaktır. Ordunun tavrını zaten anlamak mümkün değil."
EMNİYET AÇIĞA ALDI
-Emniyetin iki numaralı ismi olarak bilinen Mustafa Gülcü Emniyet Genel Müdürlüğü yardımcılığından alındı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Celal Uzunkaya görevden alındı. Uyuşturucu çetesine yardım ettiği gerekçesiyle tutuklu bulunan Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan da görevden alındı. Samsun Emniyet Müdürü Muzaffer Erkan açığa alındı. Van Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert merkeze alındı. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir açığa alındı