Keçiören'de her sokağın bir çevre müfettişi var
Keçiören Belediyesi'nin başlattığı 'Çevre Çiçekleri Hareketi' ile ilçedeki okullarda eğitim gören 20 binden fazla öğrenci 'çevre müfettişi' oldu.
Her bir öğrenci, oturdukları cadde ve sokaklardan sorumlu olurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oturduğu sokağın temizliğinden ise 10 yaşındaki Ayşenur Şaban ve Furkan Berkay Kılıç sorumlu oldu. Minik çevre müfettişleri, sokakta yere çöp atanları uyarıyor. Dinlemezlerse belediyeden ekip istiyorlar.
Çevre Çiçekleri Hareketi'nin Toygar Börekçi İlköğretim Okulu'ndaki etkinliğine katılan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, üzerlerinde 'çevre müfettişi' kıyafeti bulunan öğrencilerle sohbet ederek, çalışmalarına destek verdi. Daha sonra çevre müfettişleri ile Kavacık Subayevleri Mahallesi'ndeki denetimlere katılan Ak, Başbakan Erdoğan'ın oturduğu Kuşadası Sokak'ta da incelemelerde bulundu. Bu sırada öğrencilerin 'Temiz çevre istiyoruz' sloganlarına, çevrede oturan vatandaşlar pencere ve balkonlardan alkışlarıyla destek verdi.
Belediye Başkanı Ak, burada yaptığı açıklamada, özellikle ilköğretim çağındaki çocukların çevreye karşı duyarlılıklarını artırmak için gerçekleştirdikleri projenin Başkent'in en büyük çevre hareketi olduğunu söyledi. Geçen yıl başlatılan proje kapsamında Keçiören'deki tüm 4. sınıf öğrencilerinin (26 bin öğrenci) özel olarak eğitim aldığını belirten Ak, her birinin verilen kimlik kartları ile 'çevre müfettişi' olarak görevlendirildiğini anlattı.
Kuşadası Sokağı'nın temizliğinden sorumlu olan çevre müfettişi Furkan, Başbakan Erdoğan'la aynı sokakta oturduğunu belirterek, görev ve sorumluluklarının diğer arkadaşlarına göre daha fazla olduğunu söylüyor. Aynı sokağın çevre müfettişlerinden Ayşenur ise şöyle konuşuyor: "Başbakanımızın evinin hemen arkasında oturuyoruz. Bazen arabanın içinde gelip giderken görüyoruz. Bize oyuncaklar dağıtıyor. Kendisiyle pek konuşamıyoruz, sadece görebiliyoruz. Bu sokakta da bazen çöp atanları görebiliyorum, onları uyarıyorum. Dinlemezlerse (Seni Başbakan'a şikayet ederim) diyoruz. Büyüklerimiz de bir daha yapmayacaklarını söylüyorlar, özür diliyorlar."