Tekel'de borç silme operasyonu

Haber Giriş : 04 Nisan 2005 15:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mey İçki'ye satılan Tekel'in Alkollü İçecekler bölümündeki usulsüzlükler Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporunda bir bir ortaya konuldu.

Kurulun yaptığı denetlemede 2003 yılında yaklaşık 400 trilyon liraya özelleştirilen Alkollü İçecekler'in Tekel'e olan 307 trilyonluk borcunun, devirden önce silinerek ihaleyi alan Mey İçki'ye avantaj sağlandığı belirlendi. Tekel'deki usulsüzlükler sadece bununla sınırlı değil. Zaman'ın dün manşetten verdiği haberde Genel Müdür Esen Ataay'ın, şirketin Mey İçki'ye devrinden kısa bir süre önce 100 trilyonluk hammadde aldığı, devirden sonra da Mey'in başına geçtiği vurgulanmıştı.

2003 yılında yapılan özelleştirme ihalesini Limak-Nurol-Özaltın-TÜTSAB ortaklığının kurduğu Mey İçki Sanayii ve Ticaret AŞ aldı. Yüksek Denetleme Kurulu raporunda özelleştirme ilanına çıkıldığı 2003 Haziran'ında Alkollü İçecekler AŞ'nin Tekel AŞ'ye olan cari hesap borcunun henüz 107 trilyon olduğu belirtilirken bu esnada ?borç silmeye ilişkin' sözleşmede bir hüküm olmadığına işaret edildi. Rapora göre borç tasfiyesiyle ilgili karar, özelleştirme ilanından dört ay sonra alındı. Bu kararda 31 Ekim 2003 tarihli bilançolar esas alınarak söz konusu şirketin Tekel AŞ'ye olan borcunun tasfiye edileceği açıklandı. 31 Ekim'de ise şirketin Tekel'e borcu 186 trilyon liraya çıktı. Ancak bu tarihte de tasfiye işlemi gerçekleştirilmedi. Bu tarihten sonraki tüm işlemler için her şirketin kendi adına hareket edeceğinin tescil edilmesine rağmen buna uyulmadı. Rapordaki en can alıcı nokta, borç silme anlamına gelen tasfiye işleminin 31 Ekim 2003 değil, devir tarihi olan 27 Şubat 2004 tarihi esas alınarak yapılmış olması. Bu durumda 31 Ekim'den devir tarihine kadar özelleştirilecek şirket için yapılan 120 trilyonluk harcama Tekel'den çıkmış oldu. Rapora göre Tekel Yönetim Kurulu, devir işlemine 9 gün kala Özelleştirme İdaresi başkanına bir yazı göndererek cari borcun yükseldiğini ve devir tarihine kadar 50 ile 55 trilyon lira arasında bir yükselmenin daha olacağını belirterek 307 trilyonluk borç tasfiyesi yapılmasına zemin hazırlayan kararını bildirdi. Büyük bir borç silme operasyonu olmasına rağmen aynı gün bu talep onaylandı.

Yapılan harcamaların Tekel'i zarara uğrattığının savunulduğu raporda şu ifadelere yer veriliyor: ?Cari hesabın ÖİB'nin 1220 sayılı olurunda yer aldığı üzre 31.10.2003 tarihi itibarıyla mutakabata varılan tutar üzerinden tasfiye edilmemesi, şirketin faaliyetlerinin de Tekel'e borç olarak yansıtılmaya devam edilmesi, idare oluru uyarınca 31.10.2003 tarihinden sonra gerçekleştirilen işlemlerin şirketlerin kendi yetki ve sorumlulukları çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekmekte iken bu tarihten sonra şirketin işletme ve yatırım faaliyetlerinden doğan kaynak ihtiyacının da cari hesap yoluyla karşılanmasına devam edilerek devir tarihine kadar olan tüm borcun silinmesi hususlarının Tekel aleyhine zarar oluşturduğu örneklerden açık olarak saptanmaktadır.?

Raporda ihale usulüyle ilgili eleştiri de yer alıyor. İhale şartnamesi bir biçime (ilan) bağlı olduğundan, borç tasfiyesinin yapılacağına ilişkin değişikliklerin yine ilanla yapılmasının gerektiğini savunan raporda, buna uyulmaması bir usul eksikliği olarak değerlendiriliyor. 31 Ekim 2003'ün esas alınacağının ilan edilmesine rağmen devir tarihinin baz alınmasının ihaleye katılan diğer firmalara karşı bir eşitsizlik oluşturduğuna değiniliyor. Borcun tasfiye edilmesi sürecinde yapılan işlemlerin uygun olmadığını raporuna yansıtan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, Maliye Bakanlığı müfettişlerinin işlemleri incelemesi gerektiği kanaatine vardı. Unakıtan'ın talimat vermesi halinde Maliye müfettişleri raporda belirtilen iddiaları soruşturacak ve herhangi bir görev kusuru işlenip işlenmediğine karar verecek. Bunun ardından gerekli görülürse sorumlu bulunanlar hakkında adli işlem başlatılacak.

Tekel Genel Müdürü Sezai Ensari, borçların tasfiyesiyle ilgili olarak, ?Bu, varlıkların satışıdır. Doğal olarak Tekel bünyesindeki şirketlerin birbirlerine olan borçları ve alacakları sıfırlanmıştır. Bu, kendi içimizdeki bir muhasebe olayıdır.? şeklinde kendini savunuyor. Mey İçki üst yöneticisi Galip Yorgancıoğlu ise ?Özelleştirmede şirketinize avantaj mı sağlandı?? sorusunun muhatabının kendileri olmadığını ifade ederek konuyla ilgili sorulara cevap vermiyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, şirketi devir tarihine kadar çalıştırmakla yükümlü olduklarını söylüyor. Başkanlık yetkilileri, ilk ihaleye çıkılırken, şirketin borcu, alacağı ve varlıklarıyla, talipli firmaların incelemesine sunulduğunu belirttiler. Yetkililer, ?İhale sonuçlandıktan hemen sonra devretmiyorsunuz. Devir için geçen bir süre var. Bu arada fabrika üretime devam ediyor. Bunun için gerekli malzemelerin de temin edilmiş olması lazım. Şirketlerin her ay vergi ödemeleri var. Yükümlülükleri bu çerçevede yerine getirilecektir.? dedi. Şimdiye kadar ihalelerde devir öncesi şirketin borçlarının kapatıldığına dikkat çeken yetkililer, devir öncesi cari hesap tasfiyesi yapılmasının olağan olduğunu ifade etti. Yetkililer, aksi takdirde özelleştirilecek kuruma talipli çıkmayacağını belirtti. Bazı durumlarda özelleştirilecek kuruluşun varlıklarının kapsam dışında tutabildiğini, bazı alacakların da ÖİB tarafından tahsil edileceğinin not düşüldüğünü dile getiren yetkililer, bunların ihale şartnamesinde belirtildiğinin altını çizdi; ancak şartnameyi açıklamalarının söz konusu olmadığını da vurguladı.

Zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber