Başbakanlık müsteşarı hakkındaki iddiaları ikinci kez cevapladı

Haber Giriş : 05 Nisan 2005 20:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, hakkındaki 'intihal' iddialarıyla ilgili medyada çıkan haberlerin kasıtlı olduğunu bu nedenle mahkemeye vereceğini açıkladı.

Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer, hakkındaki ''intihal'' iddialarıyla ilgili haber yapanların amacının ''yargı sürecini lehine etkilemek'' olduğunu ifade ederek, ''Bu haber sebebiyle suç duyurusunda bulunacağım'' dedi.

Dinçer, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bir gazetede ''6 gizli belge de aşırma diyor. İşte intihal belgeleri'' başlığıyla bir haber yayınlandığını belirterek, habere konu edilen belgelerin gizli bir belge olmadığını, ''gazetenin haberi verirken etkin ve inandırıcı kılmak amacıyla belgelere 'gizli' nitelemesinde bulunduğunu'' kaydetti.

Dinçer, şöyle devam etti:

''Habere konu edilen belgeler 30 Mart 2005 tarihli basın açıklamama konu olan ve bu açıklamamda detaylı olarak izah ettiğim belgeler ve bu belgelere ilişkin kurumların resmi yazışmalarıdır. Haberin dayanağı yapılan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü Yayın Etiği Kurulu'nun yazısının niteliği, hazırlanış amaç ve biçimi, hazırlayan kişilerin niteliği ve görevleri ile ilgili açıklamalarda bulunduğum için, 30 Mart 2005 tarihli açıklamalarımı yinelemekle yetiniyorum. Haberde gizli olarak bahsedilen diğer belgeler ise Cumhuriyet Üniversitesi'nin, YÖK'ün ve Marmara Üniversitesi'nin resmi üst yazıları olup, haber değeri olan, iddiaya ilişkin bilgiler içeren yazışmalar da değildir.
30 Mart 2005 tarihli basın açıklamamın konusu olan belgelerin bugün yeni ve gizli bir belgeymiş gibi manşet haber şeklinde verilmesi, yayını yapan gazetenin haberi vermede amacının tespiti açısından önemlidir. Daha önceki açıklamamda belirttiğim gibi haberi yapan gazetenin amacı yargı sürecini lehine etkilemektir. Bu haber sebebiyle de Basın Kanunu'nun 19'ncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince suç duyurusunda bulunacağım.''

-''BELGELER GİZLİ DEĞİL, RESMİ YAZIŞMA NİTELİĞİNDEDİR''-

Dinçer, haberde yapılan gizlilik nitelemesinin, ''Cumhuriyet Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'nin intihal iddiasıyla ilgili yazıları hazırlarken görüşüne başvurmamış olmaları, iddianın tarafı olarak şahsından gizleyerek bu yazıları hazırlamış olmaları ve iddiayla ilgili olarak tek taraflı bir tespit yapmaları yönünden doğru bir niteleme'' olduğunu ifade etti. Dinçer, şunları kaydetti:

''Habere konu edilen belgeler kamuoyunun bilgisi olması yönünden ise gizli belgeler olmayıp, resmi yazışma niteliğindeki belgelerdir. Ayrıca, haberi yapan Sayın Abbas Güçlü, aynı gazetenin 3 Nisan 2005 günkü nüshasındaki 'Diyalog' isimli köşesinde 'İntihal Gerginliği' başlığı ile kaleme aldığı yazıda, şahsıma yönelik intihal iddiaları ile ilgili görüşlerine yer vermişti.

Sayın Güçlü, bu yazısında şahsıma yönelik intihal iddiasına karşı ciddi ve nesnel bir yaklaşım sergilemektedir. 3 Nisan 2005 tarihli yazısında Sayın Prof. Dr. İhsan Doğramacı'ya yönelik intihal iddiaları ve neticesinde suçsuz bulunmasını örnek göstererek, şahsıma yönelik intihal iddiasının bugünitibariyle yargı kararı ile sabit olmadığını belirtmektedir. Yazısının 'özetin özeti' başlıklı sonuç kısmında da, 'Bilim ve bilim adamları, bu kadar ayağa düşmemeliydi. Politikacılar, gazeteciler, bankacılar derken akademisyenleri de yerin dibine batırıyoruz. İntihalciler elbette cezalarını çekmeli. Ama, tüm bilim adamlarına mal edilmeden, kan davasına dönüştürülmeden. Ayrıca ya bir de değillerse!...' şeklinde bir yaklaşım göstererek şahsıma yönelik intihal iddiası ile ilgili görüşlerini belirtmektedir.

Aynı kişinin 5 Nisan 2005 tarihli gazetede, şahsım ile ilgili intihal iddiası için, bir yargı kararı olmamasına rağmen, hazırlattırılmış ve kamuoyuna mal olmuş, 30 Mart 2005 tarihli basın açıklamamın konusu olan belgeleri kesin ve gizli belgeler şeklinde niteleyerek manşet haber yapması, basın mesleğini icra edenler açısından acı bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çelişkiyi kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.''

TNN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber