Erdoğan'dan CHP'ye 'oportünist' suçlaması/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Mayıs 2011 12:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şu anda yeni CHP'nin karşılık geldiği siyasi tanım, olsa olsa oportünizmdir, Makyavelizmdir'' dedi.

Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonunun (TUSKON) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

''Şu anda yeni CHP'nin karşılık geldiği siyasi tanım, olsa olsa oportünizmdir, Makyavelizmdir. Gidiyorlar, Batman'da (Genel Af) diyorlar, KCK'ya sahip çıkıyorlar; geliyorlar Silivri'de Ergenekon'a avukatlık yapıyorlar, Ergenekon sanıklarına sahip çıkıyorlar.

Buradan CHP'ye hatırlatmak isterim, demokrasiyle Ergenekon aynı kefede tartılmaz. Çetelere sahip çıkarak demokrat olunmaz. Çeteleri arkasına alan, çetelerden medet uman, çetelerin talimatıyla liste hazırlayanlar, Türkiye'nin hukukunu savunamazlar.''

ERDOĞAN BAĞIMSIZ KURULLARA YÜKLENDİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bağımsız kurulun mantığı nedir biliyor musunuz? Başarı olduğu zaman kendilerinindir, başarısızlık olduğu zaman siyasetindir'' dedi.

Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tüm illerinde, büyük ilçelerinde, 162 dernek, 7 federasyon, 100 bin şirket ve 32 binden fazla üye sayısına ulaşan TUSKON'u, yöneticilerini, tebrik etti.

Butan, Kiribati, Nepal, Brundi gibi ülkelerden dahi işadamlarının Türkiye'ye gelecek olmasının TUSKON'un etki alanını, ulaşabildiği coğrafyaları net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Bugün artık dünyada, askeri gücünüz, tankınız, tüfeğiniz değil, ekonomik gücünüz, siyasi, diplomatik, kültürel gücünüz daha büyük anlam ifade ediyor. Bugünün dünyasında, toprakların fethi değil, gönüllerin fethi, gönüllerde bir yer edinmek, ünsiyet kazanmak, güven kazanmak her şeyin ötesinde anlam taşıyor. İşte biz 8,5 yıldır böyle bir mücadelenin içindeyiz. 8,5 yıldır, dünyanın her köşesine, ulaşabildiğimiz her ülkeye, her millete, Türkiye'nin barış mesajlarını, işbirliği niyetini, karşılıklı dayanışma ve paylaşma gayretlerini ulaştırıyoruz'' dedi.

-ÖZGÜVEN-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu anda sadece resmi temsilciliklerde, konsolosluklarda, büyükelçiliklerde değil, yatırımların, okulların, köprü, konut, yol şantiyelerin önünde de Türk bayrağının gururla dalgalandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Özgüven her şeyin başıdır. Vizyonunuz olacak, hayalleriniz olacak, hedefleriniz olacak ve bunlara erişebileceğinize, ulaşabileceğinize dair azminiz, gayretiniz, özgüveniniz olacak. Türkiye şu anda bu özgüvene kavuşmuştur. Türkiye, her hedefe rahatça ulaşabileceğine inanır hale gelmiş, bunun için canla başla gayret etmeye başlamıştır. Bakın önceki gün Türkiye İhracatçılar Meclisi nisan ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Nisan 2011'de ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,45 oranında artış kaydetti ve bu oranla Cumhuriyet Tarihimizin rekorunu elde ettik. İlk 4 aydaki ihracat artışımız yüzde 22. Geriye dönük 12 aylık ihracatımız da şu an itibarıyla 122 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu trend böyle devam ederse, inşallah yıl sonunda, kriz öncesi rakamları, 132 milyar doları aşmış olacağız. Yine bu şekilde devam ederek, inşallah 2023 yılı için koyduğumuz 500 milyar dolar ihracat rakamına da ulaşırız, inanın ona da ulaşacağız.''

-BAĞIMSIZ KURUL-

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye borcunu 23,5 milyar dolar olarak devraldıklarını, küresel kriz ortamına karşın yeni stand by imzalamadıklarını kaydetti.

Türkiye'nin IMF'ye şu anda 5,2 milyar dolar borcu olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun problem olmadığını, hemen ödenebileceğini, düşük oranda faiz olduğu için rahat rahat ödendiğini, yeni kredi alınmadığı gibi borçların da takvim çerçevesinde ödenmeye devam edildiğini anlattı.

2012'den itibaren borcu tamamen kapatacaklarını ve Türkiye'nin IMF'ye borcu kalmayacağını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bizden önceki iktidarlar bunu alışkanlık haline getirmişlerdi. En küçük sıkıntıya düştüklerinde IMF'nin kapısında kuyruğa giriyor, el pençe divan... 'Ne isterseniz verelim, ne olursunuz bize şu kadar para verin'. Yaptıkları buydu. Türkiye'nin siyasi iradesi diye bir şeyi kalmamıştı. Bize de aynı şeyi yapmak istediler. Bizim sistemimizle adeta oynamak istediler. Dediler ki, 'Gelir İdaresi Başkanlığını bağımsız hale getirin.' 'Hayır' dedik. Eğer böyle bir karar verilecekse bu kararı biz veririz. Siz istediniz diye böyle bir karar veremeyiz. Biz şu anda Gelir İdaresi Başkanlığının bağımsız olmasını düşünmüyoruz. Israr ettiler, kabul etmedik ve zaten orada bağlar koptu. Bırakın da biz kendi yapılanmamızı kendimiz yapalım siz ne karışıyorsunuz. Bizden öncekiler 'Efendim bağımsız kurul olduğu zaman siyasi müdahale olmaz, olmadığı zaman siyasi müdahale olur'...

Bağımsız kurulun mantığı nedir biliyor musunuz? Başarı olduğu zaman kendilerinindir, başarısızlık olduğu zaman siyasetindir. A'dan Z'ye hepsi böyledir. Tamam da niye bunun bedelini halkın karşısında biz ödeyelim. Bağımsız kurulların faydalı mı faydasız mı olduğuna halk bakar mı? İstediğiniz kadar bağımsız kurul deyin. Akaryakıt fiyatlarını kim belirliyor? Tamamıyla serbest piyasada belirleniyor ama bunu benim halkım bilir mi? İstediğiniz kadar anlatın, anlatıyoruz da 'Hükümet zam yaptı' diyor. Anamuhalefeti de yavru muhalefeti de hepsi bunu söylüyor. Ne alakası var? Piyasa belirliyor. Geliyor faturayı sana kesiyor. Elimizde olsa hiç olmazsa fiyatı belirledik deriz ama biz belirlemiyoruz, piyasa belirliyor. Bunu da onların talepleri üzerine devrettik. Siz belirleyin dedik. Ama tabii bunu halkımıza anlatamazsınız. Bütün bunlara karşın biz yolumuza devam ediyoruz. Her proje, her hedef, hatta her hayal karşısında çıkıyor, 'Bu olmaz, bu yapılmaz, bu gereksiz, bu imkansız' diyerek bir yandan moralleri bozuyor, bir yandan da engel çıkarmanın gayreti içine giriyorlar.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber