Temmuz Ayı... Maaşlarda, İkinci Vergi Dilim Ayı

Ülkemizde yılda iki kez maaş düzenlemesi yapılmaktadır. İlk düzenleme ocak ayı itibariyle yapıldı. İkinci düzenleme ise Temmuz ayında yapılacaktır. Ancak, bugüne kadar hep görmezden gelinen bir husus, eğer önlem alınmaz ise yine memurları mağdur edecektir. Zira, memurlar Temmuz veya en geç Ağustos ayında ikinci vergi dilimine girmekte ve maaşlarındaki gelir vergisi oranı %5 yükselmektedir. Bu halde Temmuzda uygulanan zammın hiçbir anlamı kalmamaktadır. Devamı için başlığa tıklayınız...

Haber Giriş : 26 Nisan 2005 09:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ücretliler için gelir vergisi tarifesini görmek için tıklayın.

DEVLET SIRRI MIDIR?

Ülkemizde memurlara yılda iki defa maaş düzenlemesi yapılmaktadır.Memurların çoğunun Yoksulluk sınırının altında ücret aldığı hükümet dahil herkesçe kabul edilmektedir.Yoksulluk sınırının altında geçinmeye çalışan bu insanların çoğu Temmuz ayında yapılan maaş zammını, Temmuz, Ağustos veya Eylül'den itibaren -2. vergi dilimine girdiklerinden- hiç alamamakta veya 0/01 oranında almaktadırlar.

Böylece hem yüksek gelir vergisi ödemek zorunda kalmakta hem toplum nazarında çok zam ve maaş alan insanlar olarak gözüküp kıskanılmaktadır. Reel olarak da büyük kayıplara uğramaktadır. Bu, 2004 yılında böyle olmuştur. Aylık 700-800 milyon geliri olan memurlar bu duruma düşmüşlerdir.Çünkü vergi dilimi limitleri çok düşüktür.Yoksulluk sınırının 1500 000 000 tl. olduğu bir ülkede bunun yarısı kadar aylık geliri olan insanlardan yüksek vergi alınması zulümdür..İnsanca yaşayabilmek için ikinci bir iş yapma zarureti ve utancı içinde bırakılan bu insanlar, vergi limitleri yükseltilmez ve başka tedbirler alınmazsa, 2005'in ikinci yarısında da mağdur olacaklardır. Bu uygulamanın hak, hukuk ve sosyal adalet ilkeleri ile bağdaşır bir yanı yoktur. Türlü adlar ve bahaneler altında ülkenin kaynaklarının verimsiz ve gereksiz harcanmasını önleyemeyenler, hak ettiğini alamayan memurlara gelince ülke şartlarını bahane göstererek tarihi sorumluluktan kurtulamazlar.

Kendi isteği ile atanan memurlara yolluk ödenmemektedir. Atanma isteği bir suç değildir.Ayrıca müdür ve şube müdürü gibi görevlere atananlar da kendi isteği ile atanmaktadır. Onlara yolluk ödenmektedir. Bu durum eşitlik ve adalet ilkelerine aykırıdır.

Emeklilere, başka bir yerde ikamet etmeleri durumunda eskiden ödenen yolluk yerine herkese eşit olarak 500 ytl . sabit ücret ödenmektedir. Emeklilikte başka yere taşınmayana haksız ödenen bu ücret gerçekten taşınacak olanın otobüs ücretine bile yetmemektedir. Mesela Erzurum'da emekli olan, İzmir'de yaşayacak olan bir aile, 500 ytl. ile eşyasını taşıyabilir mi? Zaten bu ücret çıktığı günden beri hiç güncelleştirilmemiştir. Her yıl güncellenmezse, birkaç yıl sonra kira yardımı gibi komikleşecek ve istenmez olacaktır.

Yıllardır memurlara ödenen vergi iadesi için toplanan belgelerin birçoğu geçersiz sayılmaktadır. Temizlik maddesi, beyaz eşya ve diğer dayanıklı tüketim maddeleri, akaryakıt, LPG, elektrik, su, telefon, dergi, gazete, halı, kilim, altın, bilezik, otobüs bileti vs? Bunlar ihtiyaç mı sayılmamaktadır, lüks mü sayılmaktadır... ÖTV, KDV vb. vergiden mi muaftır, yoksa bunların vergileri Türkiye Cumhuriyeti hazinesi dışında bir yere mi gitmektedir yada bilmediğimiz bir devlet sırrı mı vardır ki, vergi iadesinde geçersiz sayılmaktadır. Üstelik bunların büyük bir kısmı emeklilerde geçerlidir.Bu uygulama eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır.

Ayrıca -limiti belirsiz bir aşırı harcama kavramı nedeniyle- yüksek meblağlı belgeler haksız ve usulsüz şekilde geçersiz sayılmaktadır. Mesela memur 500 milyonluk et, pirinç, un, şeker, yağ, kola vb. alamaz. Belediye halinden 3-5 kasa meyve ve sebze alamazlar. Acaba memurlar hiç sünnet, düğün, nişan yapamaz, ziyafet veremezler mi? Onlar bu toplumun dışında mı yaşıyorlar? Onların bu tür ihtiyaçları için yaptıkları harcamalar neden geçersiz sayılsın? Hadi sayıldı diyelim. Neden tamamen geçersiz olsun? Aşırı harcamanın bir limiti olması ve faturanın bu limite kadar olan kısmının geçerli sayılması gerekmez mi?

Çoğu yoksulluk sınırının altında yaşayan memurların cüzdanında yıl sonunda para artmazken -hatta sonraki yıllara borçlanarak girerken- harcama belgeleri vergi matrahının 1/3'üne bile yetişmemektedir. Neden? Çünkü belgelerin çoğu geçersiz sayılmaktadır. Vergi ödenen her belgenin miktarı ne olursa olsun, herkes için geçerli sayılması gerekir. Devletin -belgeleri geçersiz sayarak bazı mal ve hizmetleri üretenlerin vergi denetimi dışında kalmasına, birilerinin vergi kaçırmasına göz yumma- töhmetinden kurtarılmasını bekliyoruz.

Memurları, özellikle öğretmenleri ilgilendiren bir husus da yönetici atamalarıdır. Bir taraftan yönetici seçme ve değerlendirme sınavlarında başarılı olmuş hak sahipleri atanma fırsatı bulamıyorlar. Diğer taraftan hiçbir yeterliliği olmayan sınavlara katılmamış veya başarılı olamamış, atanma şartlarına sahip olmayan kişiler, şube müdürlüklerine, okul müdürlüklerine, müdür yardımcılıklarına vekaleten veya asaleten atanmaktadırlar. Üstelik bunlar duyuru vb. prosedürler yerine getirilmeden, yönetmeliklere ve usullere aykırı olarak yapılmaktadır. Bundan başka duyuru ve müracaat sonrası değerlendirmelerde de haksızlıklar, adaletsizlikler ve usulsüzlükler olabilmektedir.

Hükümetin bu aksaklıklara çözüm getirmesini ümit ediyorum.
Yazıyı gönderen: Ahmet DEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber