Neden boşanıyoruz?

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 15 Ekim 2011 12:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye İstatistik Kurumu açıkladı. Bu yılın ikinci döneminde 169 bin 787 çift evlendi, 33 bin 702 çift ise boşandı. Peki, neden boşanıyoruz? Uzmanlara sorduk.

Pınar Hiçdurmaz

[email protected]

Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine... Masalların sonunda bir türlü kavuşamayan aşıklar kavuşur ve 40 gün 40 gece düğün dernek kurulur. Hepimiz bu masalları dinleyerek büyüdük. Çocukluğumuzda evliliği sonsuz aşkın devamı olarak öğrendik. Daha sonra izlediğimiz filmler bize bunu aşılamaya devam etti. Sonunda kahramanlarımız hayal kırıklığına uğradı ve buna 'mutsuz son' dedik. Hal böyle olunca evlilik; kadınlar için ne kadar sevildiğinin, erkekler içinse ne kadar sevdiğinin kanıtı sayılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı rakamlara baktığımız zamansa durumun hiç de böyle olmadığını anlamak zor değil. Gerçek hayatta işler masallarda, filmlerde olduğu gibi yürümüyor.

Evlilik, hala dünyanın en büyük gönüllü kurumudur

Prof. Dr. Mehmet Sungur

Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı

- Boşanma sonrasında sorunlar çözülmüş oluyor mu?

Ayrılan ya da boşanan erkeklerde ölüm yaşının genel nüfustan daha düşük olduğunu görüyor, ölüm oranlarının da iki, üç kat daha fazla arttığına tanık oluyoruz. Boşandıktan sonra kendilerine daha az özen gösteriyorlar belli ki. Mutsuz evliliklerde depresyon oranları kadınlarda 25 kat artıyor ve depresyon tanısı konulan evli kadınların yarısı, evliliklerinde ciddi sorunlar tanımlıyorlar. Şiddetin egemen olduğu evlilikler, kadınlar için yeryüzünün en tehlikeli yerlerinden biri oluyor. Mutsuz evliliğin ürünleri olan çocuklardan ise söz etmek bile istemiyorum. Bütün bu istatistiksel gerçekler çerçevesinde, evlilik için şöyle bir tanım yaparsam sizi çok korkutmuş olur muyum? 'Evlilik, yol açabileceği tüm felaketlere rağmen hala dünyanın en büyük gönüllü kurumudur.' Yüzde 50 kaybetme riski varken neden hala evleniliyor sorusunun yanıtı da 'Ben boşanmayan yüzde 50'de olacağım' varsayımı... Kimse boşanmak için evlenmez. Başımıza gelinceye kadar felaketlerin hep başkalarının başına geleceğini düşünürüz. Diğer taraftan boşanmayan yüzde 50'nin içinde olmak da her zaman mutlu bir evlilik yaşandığı anlamına gelmiyor. Kontrol yanılsaması... n Evliliklerde ve boşanmalarda sosyal çevrenin etkisi nedir?

Geçmişin 'sorumluluklar' kavramı yerini günümüzün 'haklar' kavramına bıraktı. Evlenmek bir hak, dolayısıyla boşanmak da aynı şekilde bir hak gibi görülür. Bu da boşanmaların normalleştirilmesine ve boşanmayla ilgili olumsuz etiketlemenin raflara kaldırılması anlamına gelir. 'Olmazsa boşanırım' şeklinde bir düşüncenin evliliğe geçiş aşamasında belirmesi evlilik kararı konusunda daha cesur olmanı sağlayabilir. Boşanmalara ve boşanmaları kolaylaştıran yasalara da karşı değilim. Yalnızca haklar kavramını yüceltmek pahasına, sorumluluklar kavramının yok edilmesine karşıyım...

EVLENİNCE NASIL OLSA OLUR...

İnci Yeşilyurt: Aile Yaşamını Koruma Derneği Başkanı/ Evlilik ve İletişim Uzmanı

- Neden evleniyoruz?

Evlenme nedenlerimiz yörelere göre değişmekle birlikte, toplumda yerleşik olan belli bir yaş ve eğitimden sonra evlenilmeli düşüncesinin yaygın olmasının yanı sıra 'aile olma' kavramının geleneksel yapıda sevilmesidir. Bu nedenle de çoğu kez bilinçli evlilik yapmaktan uzak, aşk adı altında sadece severek ve kendimizi karşı tarafa bir anlamda pazarlayarak evlilik gerçekleştiriyoruz.

- Neden boşanıyoruz?

Evliliklerde olmazsa olmazların başında gelen saygı, ilgi, anlayış, fedakarlık, güven gibi unsurların 'evlenince nasıl olsa olur' düşüncesiyle göz ardı edilmesi ve 'birbirimizi seviyoruz, her zorluğa birlikte katlanırız' yanlış düşüncesiyle bir an önce kavuşmanın derdine girilmektedir. Aslında evlilik öncesi dönemlere bakıldığında rahatlıkla tespit edilen evliliğe aykırı alarmları görüyor ama görmezden geliyoruz. Çünkü o kişi ile evlenmek istiyoruz. Evlilik birliğinin gerçekleşmesinin ardından çiftlerin öz imajları dediğimiz gerçek ve doğal davranışları ortaya çıkmaktadır. Evlilik öncesi nişanlısının yanında garsona 'lavabo nerede ' diye soran erkek, evlilik sonrası 'tuvalet nerede' diyebilmekte, dikkat edilerek seçilen tüm kelimeler yerini kişinin doğal haline terk etmektedir. Evlilik öncesi görmezden gelinen veya anlayıp kabul etmeden savsaklanan hırslar, hayattan beklentiler, görevler, kişilik alanları, hayaller, ailelerin uyumu gibi onlarca konu maddi problemlerle de birleşince çiftler birbirlerini gerçek anlamda tanımaya başlamakta, konuşup anlaşacakları ortamlar günümüzde mevcut iken, iletişimsizlik yüzünden ilk beş yıl içinde boşanmalar gerçekleşmektedir. Oysa, basit iletişim çözümleriyle boşanma gerçekleşmeden ailelerin yüzde 42.6'sının dağılmaktan kurtarılması mümkündür.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber