Başbakan Erdoğan: 'Atam izindeyiz' diyerek izin yaptılar/ Video

Haber Giriş : 01 Şubat 2012 12:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında bir konuşma yapıyor

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında bir konuşma yapıyor.

"Tütkiye'nin dostluğu herkes için önemli bir payedir. Ama bazı küçük insanlar için olumsuz bir payedir. Hiçkimse Fransa'daki bu yasanın insani bir düşüncüyle çıkarıldığını iddia edemez. BU yasanın ardında ırkçı bir yaklaşım vardır.

Bu mesele bir Fransız bir Türkiye meselesi değil Avrupa meselesidir. Türkiye ırkçı yaklaşımlar, islamafobia karşısında sesiz kalacak bir ülke değildir.

Bizim samimi uyarılarımızın da Avrupa tarafından dikkate alınacağını bekliyorum.

Daha önceki il başkanları toplantımızda tarihi bir meseleyi Dersim meselesini gündeme sokmuştuk. Burada Dersim meselesini tekrar gündeme alacak değilim. Arşivlerin kapsısı sonuna kadar açık. Genelkurmay Başkanlığı da arşivlerini açmak için hazırlıklarını yapıyor. Bundan sonrası siyasilerden çok tarihçilerin ve akademisyenlerin meselesidir.

Ancak bu tartışmada bir nokta ıskalandı, "Başbakan neden geçmişin üzerine gidiyor" diye eleştiri yaptılar. Geçmiş bilinmezse bugünde bilinmez. Biz Dersim faciasını gündeme taşırken bir acıyı küllendirmek değil bir anlayışı, bir yaklaşımı gündeme taşımak istedik.

Dersim'den bugüne devam eden jakoben, seçkinci, elitist bir anlayışı deşifre etmek istiyoruz. Dün dünde kalmıştır diyerek geçmişi hasıraltı etmek isteyenler var.

Bakın ilginç bir nokta, Dersim'den CHP kadar MHP'de rahatsız. Diyarbakır'da sürdürülen kazıdan, insan kemiklerinin akıbetinin ortaya çıkarılmaya çalışılmasından rahatsılar. Hani nerede senin hak, hukuk, adalet anlayışın.

O gün dersim'de katliam emri veren bazı kişilerin torunları halen siyasete devam etmektedir. Biz torunlar dedelerinin suçunu çekmelidir demedik o yüzden o isimleri anmadık. Ancak o torunlar çıktılar aynı anlayışa sahip çıktılar. Bize eleştiri getirdiler, "Cumhuriyet ilkeleriyle çatışıyorlar" dediler. Kimse kusura bakmasın son 9 yılda Cumhurişyetle çatışan anlayışlar ayan beyan ortaya çıkmıştır. Ne CHP ne de MHP bizim memleket, millet sevdamızı ölçecek kalibrede değildir. Bunlar izindeyiz atam deyip izin yaptılar.

İttihat ve Terakki zihniyeti bizzat Atatürk'ün de karşı çıktığı ve mücadele ettiği bir zihniyettir. Bu zihniyet Osmanlı'yı kısa sürede yıkmış, Cumhuriyeti'de yıkmaya çalışmıştır. Ancak Gazi Mustafa Kemal'in vefatından sonra etkinliğini arttırmıştır. Dersim, 27 Mayıs, 12 Mart hep bu zihniyetin eseridir. Bu memleketin birçok meselesinin, Kürt meselesi, mafya, derin ilişkiler bu anlayış vardır. Daha öncede söyledim bazı kişiler herşey hemen değişsin istiyorlar, biz burada 150 yıllık bir zihniyetle mücadele ediyoruz. Devletin içine kılcal damarlar gibi girmiş bir zihniyetle mücadele ediyoruz. Karşımızda toprak altını karıştırma kemişkleri karıştırma diyen bir zihniyet var. Karşımızda Kürt meselesini karıştırma, karşımızda Dersimli olduğu halde Dersim meselesini açamayan bir zihniyet vardır.

Burada Arif Nihat Asya'nın şiirini hatırlamakta fayda var, "İçimizden biri köprü olmazsa biz bu kıyıları geçemeyiz" diyor. Tarihle aramızda köprü kurmalıyız. Bakın biz Dersim olayını açıklayınca bize teşekkür eden Diyarbakır il teşkilatını görevden aldı. Dersim meselesinin konululmasını yasakladı.

Katsayı meselesini danıştaya götüren vekillerini sahiplenmiyor ve bireysel diyor. Peki sen nesin orada bostan korkuluğu mu? Dersim meselesini konuşmayı yasaklaıyorsunda katsayı meselesinde neden sesin çıkmıyor? Neden ses çıkaramazsın biliyor musun, seni oraya getiren zihniyet o zihniyet.

Beni din konusunda memleketi ikiye ayrımakla itham ediyor, ben dediklerimin arkasındayım. Ben "dindar bir nesil yetiştirmek hedefimiz" dedim. Bu sözlerimin arkasındayım. Senin hedefin bu değilse bilemem. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bizden atesit bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun? Biz muhafazakar demokrat nesil peşindeyiz.

Bugün yargı konusunu konuşacağız. CHP, bize kapatma davası açıldığında "Ankara'da yargıçlar varmış" diyordu. Şimdi ne oldu? 12 Eylül referandumunda millet yargıya el koymuştur. Hani Atatürkçüydünüz? Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı Mustafa Kemal'în değil mi?

12 Eylül 2010'da 150 yıllık bir köhnemiş zihniyet kırılma yaşamıştır. Yargı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkmış milletin yargısı olma yoluna girmiştir.

Bize tarihe takılma diyorlar, tarihe takılıp kalan, hâlâ o zihniyetin politikasını sürdüren bir partisiniz. İstiklal Mahkemelrin yargıçlarını kahraman ilan edenler yargıyı eleştiremezler.

Menemen davasının, İzmir suikastının peşini düşmeyenler Danıştay saldırısının peşine düşemezler. Danıştay saldırısı sonrasında bu işin ardında dindar kesim var, muhafazakarlar var dediler. Bize saldırdılar. Ne çıktı ardından? İŞttihat Terakki zihniyeti çıktı.

Sayın Kılıçdaroğlu, yargının hükümetin emrine girdiği falan yok. Yargı zisin militan tavrınızdan temizleniyor.

Danıştay saldırısını yargı Ergenekon davası ile birleştirdi. Ne oldu birçok kirli ilişki ortaya döküldü. Yakın tarihi bilmezseniz bugünü anlayamazsınız. Menemen olayları, Maraş, Çorum, ! Mayıs meslesi... Senaryo hep aynıdır. Bu karanlık hadiseler artık sümenaltı edilmeyecek. En ince ayrıntılara kadar incelenecek.

Türkiye'de içerideki gazeteciler diye takdim edilenlerin çoğu aslında gazeteci değildir. Polise saldırıdan silah taşımaya kadar bütün suçlar var. ABD'li bir yazar, Paul Auster verdiği röportajda "İçerideki yazarlar ve gazeteciler yüzünden Türkiye'ye gelmiyorum" demiş. Yahu gelsen ne olur gelmesen ne olur.

Bu beyefendi Türkiye'ye gelmiyor ancak bu yazar beyefendinin son gezisi İsrail'e olmuş. Peki, Paul Auster'in aklına hiç İsrail zulmünü eleştirmek aklına gelmemiş mi?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber