'Ali Babacan asıl müzakereleri içeride yapacak'

Haber Giriş : 26 Mayıs 2005 09:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Erdal SAĞLAM/Hürriyet

DEVLET Bakanı Ali Babacan'ın AB Başmüzakerecisi olarak saptanması, kamuoyunda genellikle olumlu karşılandı.

Özellikle Dışişleri bürokrasisinin, içlerinden birinin atanmasına daha sıcak baktığını biliyoruz, o nedenle tam olarak içine sindirememeleri çok doğal. Ancak ekonomi bürokrasisinin genellikle bu atamadan memnun olduğunu söyleyebiliriz.

Siyasi kulislerde Babacan'ın bu göreve atanması, daha çok ?Abdullah Gül'ün başarısı' olarak değerlendiriliyor. AKP'ye yakın çevrelerde, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bu atamaya önce direndiği, kendi danışmanlarından birini atamak için uğraştığı ancak daha sonra Babacan'ı kabul etmek durumunda kaldığı söyleniyor. Buradan yola çıkarak da ?Tayyip Erdoğan, planladığı kabine değişikliğini yapamadığı gibi, başmüzakerecilik için istediği isimleri de atayamadı, bu otoritesini zayıflatan bir atama oldu' yorumları yapılmaya başladı. Buna karşılık Erdoğan'ın Babacan'ı atamakla, ?önümüzdeki döneme ilişkin olarak Babacan'ın, dolayısıyla da Abdullah Gül'ün yıpranmasının yolunu açtığı' yorumlarını yapanlar da var.

İlk soru; Babacan'ın iki işi birarada götürecek olmasının sıkıntı yaratıp yaratmayacağına ilişkin. Bizce ikisi de ağır görev. Babacan, IMF'yle ilişkilerin seyri ve makro ekonomik istikrar konusunda şimdiye kadar olumlu bir görüntü verdi. Babacan'ın başmüzakereci olmasıyla birlikte ekonomi yönetiminde zaaf doğup doğmayacağı, biraz da Babacan'ın kendisinde topladığı tüm yetkileri bundan sonra dağıtmasına bağlı olacak. Hazine'de bir müsteşar gibi çalıştığını herkes biliyor, şimdi yeni göreviyle birlikte o kadar yoğun uğraşması mümkün olamayacak. Bu nedenle altına biraz yetki vermesi gerekecek. Tabi ki altındakilerin de artık yetki almaya niyetlerinin olması gerekiyor...

Babacan'ın ekonomi yönetimiyle ilgili görevini sürdürürken görülen en önemli eksikliği, üstlerine karşı, gereği kadar kararlı tutum takınmamasıydı. Daha önce Müsteşarların bile Başbakanlara, yardımcılarına gerektiğinde ?bu olmazsa olmaz' tavrı gösterdiğini biliyoruz ve bu tavırlar zaman zaman gerekir. Babacan'ın bu konuda biraz eksik kaldığını, ?olması gerekenin kendisini değil orta yolu' bulmaya çalıştığını, bazen ikna zaman aldığı için, ekonomide kırılganlıklar yaratıldığını da biliyoruz. Yani Babacan ekonomide ne yapmak gerektiğini biliyordu ama bunu her zaman kabul ettiremedi...

DIŞİŞLERİ BÜROKRASİSİ

Bizce yeni görevinde Babacan'ı en çok zorlayacak unsur, ?Asıl müzakerelerin Brüksel'de değil içeride yapılacak' olması. Yani AB ile pek müzakere yapılmayacak, Brüksel'de ufak tefek rötuşlar ve zamanlamalara karar verilecek, bu noktada temaslar yapılacak. Asıl iş, Brüksel'de kararlaştırılan önlemlerin gelip içeride kabul ettirilmesi.

Yani bir sürü dengenin içine girecek olan Babacan, bir anlamda içeride, menfaatlerin çatıştığı kurtlar sofrasına düşecek ve bu sofradan kararlar çıkarması gerekecek. Buradan kararları istediği gibi çıkaramazsa, Brüksel'de yapacağı temaslarda, ağırlığı tartışılmaya başlayacak.

Yani Bakanlar Kurulu'ndan gerekli kararları zamanında çıkartması gerekecek ki, bunun için siyasi olarak en büyük desteği, müzakere heyetinin başı konumundaki, Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den görmesi beklenir. Ama bu siyasettir, ne zaman ne yapılacağı, kimin ne zaman kimin arkasında duracağı da, pek belli olmaz...

O nedenle Babacan'ın, zaman zaman kendisine hayli kızdığını bildiğimiz, Başbakan Tayyip Erdoğan ile birebir, çok yakın ilişkide olması şart. Sadece Gül'le yakın olmak Babacan'ın yeni görevinde başarılı olmasına yetmeyecektir. Bu olacak mı, göreceğiz...

Bu arada işaleminden göreceği destek de çok önemli. İlk tepkilerin olumlu olduğunu görüyoruz ama işalemi de ucu kendine dokunduğunda, alınacak önlemlere ne diyecek, hiç belli olmaz. Babacan hesaplarını hep alternatifli yapmak durumunda kalacak.

Dışişleri ve AB Genel Sekreterliğinin vereceği destek, tabi ki çok önemli. Babacan'ın ?ABD hibesi' konusunda Dışişleri bürokrasisinden yediği çelmeyi unuttuğunu sanmıyoruz ama...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber