Okul önceki eğitim raporu...
TÜSİAD'dan okul önceki eğitim raporu...
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'nin eğitim konusunda adımlarını
daha da hızlandırmak zorunda olduğunu belirterek, ''Aksi takdirde geçmiş yıllarda
birçok gelişimi ıskaladığımız gibi, dünyanın gerisinde kalmamız mukadderdir''
dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan ''Doğru
Başlangıç: Okul Öncesi Eğitim'' konulu rapor, Milli Eğitim Bakanı Çelik'in de
katıldığı bir toplantıyla kamuoyuna açıklandı.
Çelik, toplantıda yaptığı konuşmada, okul öncesi eğitimden yüksek öğretime
kadarki eğitim sürecinin en önemli meselelerden biri olduğunun artık herkes
tarafından kabul edildiğini, bunun herkesin üzerinde uzlaştığı bir konu olduğunu
vurguladı.
Türkiye'de eğitim alanında çok ciddi reformlara ihtiyaç olduğunu ifade eden
Çelik, artık dünyada gelişmişlik düzeyi ile eğitime verilen önemin doğru orantılı
olduğunu söyledi.
Hüseyin Çelik, ''Bu konuda yapmamız gereken çok şey var. Yaptıklarımız, yapacaklarımız
da var. Türkiye eğitim konusunda adımlarını daha da hızlandırmak zorunda. Aksi
takdirde geçmiş yıllarda birçok gelişimi ıskaladığımız gibi, bu konuda da dünyanın
gerisinde kalmamız mukadderdir'' şeklinde konuştu.
Eğitimin sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nın değil, bütün toplumun meselesi olduğunu
belirten Çelik, hükümetin 2004'ten itibaren bütçeden en büyük payı eğitime ayırdığını,
bundan sonra da bunun böyle devam edeceğini kaydetti.
''HALININ ALTINA SÜPÜRÜLENLER MASAYA YATIRILIYOR''
Bakan Çelik, hükümetin iki yılda eğitim konusunda çok önemli şeyler gerçekleştirdiğini
ifade ederek, ''Milli Eğitim Bakanlığı'nda hiçbir mesele yoktur ki problem olarak
görülsün, halının altına süpürülmüş olsun. Geçmişte halının altına süpürülen,
görmemezlikten gelinen, sorumluluk alınmak istenmediği için ele alınmayan her
mesele, masaya yatırılmakta, çözümler üzerinde çalışılmaktadır'' diye konuştu.
Türkiye'de 1992-2002 yılları arasında okul öncesi eğitim oranının yüzde 11'e
çıktığını, bugün itibariyle de yüzde 17'lere ulaştığını belirten Çelik, gelişmiş
ülkelerde bu oranın yüzde 34-100 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu
oranın dünya standartlarının çok altında olduğunu söyledi.
Hüseyin Çelik, 2005-2006 öğretim yılı başında bu oranı yüzde 25'e çıkarmayı
hedeflediklerini anlatarak, bunun için başta bağımsız bütün ilköğretim okullarında
mutlak surette ana sınıf açılması olmak üzere, bazı tedbirlerin söz konusu olduğunu
kaydetti.
Çelik, Türkiye'de okul öncesi eğitimin sadece çalışan annelerin çocuklarına
verilen eğitim olarak algılandığını dile getirerek, ''Babaya soruyorum (Niye
çocuğu ana okuluna göndermiyorsun?) o da bana (Annesi çalışmıyor ki) diyor.
Ben de diyorum ki anasının okuluyla ana okulu farklı şeylerdir'' diye konuştu.
Okul öncesi eğitim için orta öğretim kurumlarında da ana sınıflar açılacağını
aktaran Çelik, ayrıca kırsal kesimde her ilde bir anaokulu açılması yönünde
çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
''DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA DİL PROBLEMİ VAR''
Kırsal kesimde ana okulun çok önemli olduğuna işaret eden Çelik, şöyle devam
etti:
''Doğu ve Güneydoğu illerinde maalesef dil problemi var. Çocuklar ilköğretim
okuluna gittikten sonra Türkçe öğreniyorlar. Emsalleri okuma yazmayı sökmeye,
temel hayat bilgilerini öğrenmeye çalışırken onlar Türkçe öğrenmeye gayret ediyorlar.
Bu da daha okula başlarken, dezavantajla, geriden başlamaları sonucunu doğuruyor.
Bu açıdan Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da okul öncesi eğitim çok daha önemli. Buralarda
ilk aklımıza gelen tedbiri, önümüzdeki yıl bakanlık olarak, büyük fedakarlık
yaparak hayata geçireceğiz. Öğle yemeklerini, sabah kahvaltılarını, ikindi kahvaltısı
dedikleri yemekleri, devlet olarak biz üstleneceğiz, velilerden bunu almayacağız.
Bu uygulamanın başlamasıyla oralarda ciddi bir patlama olacağına inanıyoruz.
Çünkü sabah, öğlen ve ikindi için alınan 100 milyon lira civarında bir para
var. Dar gelirli aileler bu parayı ödeyemedikleri için çocuklarını ana okuluna
gönderemiyorlar.''
''ANAOKULUNA GİTMEYEN 2.5 MİLYON ÇOCUK VAR''
Milli Eğitim Bakanı Çelik, Türkiye'de 440 bin civarında çocuğun ana okul eğitimine
gittiğini, ancak anaokula gitmeyen 2.5 milyonluk daha bir potansiyel bulunduğunu
söyledi.
İlköğretimde bile yüzde 97 olan okullaşma oranını yüzde 100'e çıkaramadıklarına
dikkat çeken Çelik, bunda kız çocuklarının gitmemesinin etkili olduğunu, ''Haydi
Kızlar Okula'' kampanyası ile bugüne kadar 120 bine yakın kız çocuğunun okula
başladığını kaydetti.
AK Parti programında zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının bulunduğunu hatırlatan
Çelik, ''Ama bu kademeli yapılması gereken bir şey. Eğer birdenbire kağıt üzerinde
(ben yaptım oldu) dersek ciddi problemlerle karşılaşırız. Bu takdirde okullarda
sadece diploma dağıtırız. Yeterli eğitimi veremeyiz'' dedi.
Bu yıl ilköğretim kayıtlarının Haziran'da başlayacağını hatırlatan Çelik, böylelikle
okullar açıldığında önceden yaşanan kargaşa ve kaosun ortadan kalkacağını söyledi.