Darbeleri Araştırma Komisyonu, eski Millî Birlik Komitesi üyesi Er'i dinliyor

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu üyeleri, "14'ler Grubu" olarak bilinen, 27 Mayıs 1960 askerî darbesindeki Millî Birlik Komitesi üyelerinden, 85 yaşındaki emekli Binbaşı Ahmet Er'i dinlemek üzere, Manisa'nın Akhisar ilçesine bağlı Sünnetçiler köyüne geldi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Haziran 2012 17:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Er'in evinin önünde gazetecilere açıklama yapan Komisyon Başkanı Enver yılmaz, 27 Mayıs askerî darbesi ve 71 muhtırasıyla ilgili olarak dönemin Millî Birlik Komitesi üyesi olan Er'in bilgisine ve görüşüne başvuracaklarını bildirdi. Heyette üyeler Selçuk Özdağ, Cengiz Yavillioğlu, Şirin Ünal, Ahmet Toptaş ve Özcan Yeniçeri yer alıyor.

Ahmet Er'in hastalıkları sebebiyle görüşmeyi evinde yapmayı uygun gördüklerini ifade eden Yılmaz, ?Sayın Ahmet Er'in, 60 ve 61 yıllarına ilişkin birtakım tecrübe ve gözlemlerini dinleyeceğiz. Halen hayatta olan beş komite üyesi olduğunu biliyoruz, bundan sonra da onları dinleyeceğiz. Arkadaşlarımızın sorularına verilen cevaplara karşılıklı olarak bakacağız. Raporumuza girmesi gereken bölümlerle ilgili gerekli değerlendirmeyi de yapacağız.? dedi.

27 Mayıs'la birlikte Türkiye'de darbe geleneğinin başlatıldığını, bu süreci önemsediklerini ifade eden Komisyon Başkanı Yılmaz, bu günün 27 Mayıs 1983 tarihine kadar bayram olarak kutlandığını hatırlattı: ?Bunun sebeplerini, bundan sonra olmaması yönünde ne türlü bilgi ve belgelerin olacağını konuşacağız. Ahmet Er'in, 71 muhtırasına ilişkin de gözlemleri var. Bu konularla ilgili kendisine söz vereceğiz. Genel olarak bir değerlendirme yaptıktan sonra komisyon üyesi arkadaşların sorularıyla gündemimiz şekillenecek.?

'BİZİMKİ KÜLTÜR HAREKETİYDİ'

Komisyon üyelerine bilgi veren emekli Binbaşı Ahmet Er ise darbede kendi amaçlarının kültür hareketi başlatmak olduğunu ancak bunun diğer gruplar tarafından saptırıldığını söyledi. Er, şunları kaydetti: ?Anavatanımızı düşman istilasından kurtardık fakat milletimizi kültür istilasından kurtaramadık. Biz lise talebesiyken bütün bunları düşünürdük. Bizim talebe olduğumuz yıllarda da Türkiye'nin en önemli meselesi, kültür istilası ve köylünün meselesiydi. Zaman geçtikçe bu düşüncemiz olgunlaştı. Aynı düşünceye hassasiyet gösteren arkadaşlar biraraya geldi. Teğmen rütbesindeyken Tanrı Dağı Yayınevi'ni açtık. Millî kültür içerikli kitaplar bastırdık. Bunda kesinlikle bir kâr düşünmedik. Kitaplar, subaylara ve öğrencilere dağıtıldı. Burada İnönü'nün bir hatasını söylüyorum. Biz daha lise talebesiyken, Harp Okulu talebesiyken kültür istilasının farkına vardık. Aynı dönemde İnönü, Batı klasiklerini tercüme ettirdi. Bu tercümeler bütün birimlere dağıtıldı, askerlere de dağıtıldı. Kitaplara baktık, içinde çok tanrılı dönemlere ait eserler var. Öfkelendik. O dönemde Yunus Emre ile ilgili bir eser çıkmıştı. Bu 5 bin sayfalık eseri, Yaban Arıkan yazdı. Parası olmadığı için bastıramadı. Kendi Yunusumuz varken, öz değerlerimiz varken bunları okumamız lazımdı.?

O dönemlerde okullarda yanlış bilgilerin öğretildiğini ve buna karşı çıktıklarını söyleyen Er, şöyle devam etti: ?Okullarda, atalarımızın maymun olduğunu öğrettiler. Babamızdan, annemizden ve halktan ise atamızın Âdem Aleyhisselam olduğunu öğrendik. Sultan Abdülhamit'in, 'Kızıl Sultan' olduğunu öğrettiler bize. Anamızdan, babamızdan ise 'Büyük Sultan' olduğunu öğrendik. Tüm bunları dikkate alarak, bir kültür seferberliğini gerekli gördük. Türkiye'de bugün dahi buna ihtiyaç vardır. 27 Mayıs'a niçin girdiniz? Biz o zaman kıtalarda subaydık. Gördük ki Türkiye'de partiler arası kavga şiddetlendi. İsmet İnönü, ?Sizi ben de kurtaramam.? dedi. 'Şartlar tamamen olgunlaşınca ihtilâl meşru olur.' sözünü söyledi. Bu çok korkunç bir beyandır. Sayın İnönü rahmetliyi tutan ordu içindeki grup çok yüksekti, yüzde 90 diyebilirim. Ordu onun emrindeydi. Zaten sonra bize istihbarat geldi, 1. Ordu'dan bir kurmay görmüş. Bu subayların, Demokrat Parti'nin elinden iktidarı alıp İsmet Paşa'ya teslim edecekleri haberi geldi. Onun üzerine biz de bu görüşe karşı olduğumuz için Türkeş ve arkadaşları olarak bir grup halinde bu hareketin içine girdik. Zaten Türkeş bunları mektubunda söylüyor. Bizim hareketimiz kültür hareketiydi ordu içinde ama buradan hızlanan ihtilâl grupları, mecburen bizi bu hareketin içine itti.?

Enver Yılmaz başkanlığındaki Darbeleri Araştırma Komisyonu üyelerinin Er'le görüşmesi devam ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber