Yargıtay: Her namus cinayeti töre değil

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Temmuz 2012 11:55, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Aylin Dal - Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yeğeninin birlikte kaçtığı adamı öldüren amca Mehmet Sait K'ya, sadece kasten tasarlayarak adam öldürme suçundan verilen ve tahrik indirimi uygulanan yerel mahkeme kararını onadı. Kurul, her namus cinayetinin töre cinayeti sayılmayacağına hükmetti.

Batman'da amcasının yaşı küçük oğluyla imam nikahıyla evlendirilen 17 yaşındaki Bahar K, zaman zaman telefonla konuştuğu ve yüz yüze görüştüğü başka bir adamın kendisini tehdit etmesi üzerine, bu kişiyle buluştu.

Bahar K, iki karısı ve 4 başka kadınla daha ilişkisi olduğu anlaşılan Mizbağ G. ile 2 gün bir mesire yerinde birlikte kaldı.

Genç kızı evlenme vaadiyle kandırarak altınlarını ve nüfus cüzdanını alan Mizbağ G, Bahar K'yı bir yerde bırakarak, babasını aradı ve kızını almasını istedi. Amcaları tarafından olay yerinden alınan Bahar K, bir başka amcası Mehmet Sait K'nın evine götürüldü.

Olayın ardından babasının kendisiyle konuşmadığı Bahar K'nın öldürülmesiyle ilgili aile içinde karar alınması istendi ancak amca Mehmet Sait K, buna karşı çıktı.

Amca Mehmet Sait K, yeğeninin birlikte kaçtığı adamın cep telefonunu alarak, kendi kızı Zehra K'ya arattı. Zehra K'ya telefonda iltifat içeren sözler söyleyen Mizbağ G, birkaç kez daha telefonda konuştuktan sonra Zehra K ile bir kafede buluştu. Bu sırada aileden bir başka kişi Mizbağ G'nin uzaktan fotoğrafını çekti. Amca Mehmet Sait K, fotoğrafı Bahar K'ya göstererek, kaçtığı kişinin aynı kişi olup olmadığını öğrendi. Amca Mehmet Sait K, daha sonra tesadüfen karşılaştığını söylediği Mizbağ G'yi, ruhsatsız silahıyla öldürdü.

Amca Mehmet Sait K. ile suça yardım ettikleri gerekçesiyle aileden 8 kişi hakkında kamu davası açıldı.

Batman Ağır Ceza Mahkemesi, amca Mehmet Sait K'yı, tasarlayarak adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli eylemin etkisi altında suç işlediğini kabul eden Mahkeme, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) haksız tahrik indirimini uygulayarak cezayı önce 18 yıla, sanığın pişmanlığı ve iyi halini de dikkate alarak 15 yıla indirdi. Sanığa ruhsatsız silah bulundurmak suçundan da 1 yıl hapis cezası verildi. Yerel mahkeme, diğer sanıkların ise beraatına karar verdi.

-''Şeref ve haysiyetini etkileyebilecek bir durum''-

Mahkemenin kararında, sanık ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, olayın ardından aile içerisinde Bahar K'nın öldürülmesi konusunda bazı konuşmalar yapıldığı, sanık Mehmet Sait K'nın karşı çıkması nedeniyle Bahar K'nın öldürülmediğinin anlaşıldığı belirtildi.

İki karısı ve olaydan önce 4 başka kadınla da ilişkisi olduğu anlaşılan maktulün, gayri ahlaki denebilecek bir hayat tarzına sahip olduğu, bu hususlar birlikte değerledirildiğinde, aynı şekilde sanığın kızı Zehra K'yı da ayartmaya çalıştığı ifade edilen yerel mahkeme kararında, sanık açısından değerlendirme yapıldığında, ''yeğeni olan evli bir kadının kaçırılmasının şeref ve haysiyetini etkileyebilecek bir durum olduğu, sadece bölge şartları değil, tüm ülke şartları dikkate alındığında, bu hususun tahrik olarak değerlendirilmesinin gerekeceğinin düşünüldüğü ve sanık hakkında bu nedenle tahrik hükümlerinin uygulandığı'' ifade edildi.

Sanık hakkında sadece TCK'nın tasarlayarak adam öldürme suçunu düzenleyen 82/1-a maddesi gereğince ceza veren ve 82/1-k maddesinde belirtilen töre saikiyle adam öldürme durumunun söz konusu olmadığına karar veren Mahkeme, ''ancak sanığın Bahar'ı öldürmesi durumunda bu maddenin uygulanabileceğini, sanığın Bahar'ın öldürülmemesi için gayret sarf ettiğini, bunda amacına ulaştığını belirterek, bu nedenle eylemi sadece ''tasarlayarak kasten adam öldürme'' olarak değerlendirdi.

-Yargıtay 1. Ceza Dairesi ''töre'' demişti-

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanığa öldürme suçu yönünden verilen hapis cezasını bozdu.

Daire'nin kararında, aile içinde Bahar'ın öldürülmesinin görüşülüp, bir sonuca bağlanmadığı, öldürüleni tanımayan Mehmet Sait K'nın, kendi kızıyla bu kişiyi konuşturup buluşmalarını sağladığı ve buluşma sırasında fotoğrafını çektirip bu fotoğraftan kendisini tanıdığı belirtilerek, değişik günlerde Mizbağ G'yı takip ettiği, olay günü de tabancayla ateş ederek, namusunu temizlediğini söyleyerek öldürdüğü kaydedildi.

Kararda, öldürülen Mizbağ G'nin, sanığa yönelik hukuk zemininde korunmayan, haksız eylem oluşturan bir söz veya davranışının bulunmadığı halde ülkesel ve yöresel kültürlerden söz edilerek yazılı gerekçeyle sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanması bozma nedeni sayıldı. Daire kararında, ''Sanığın tasarlayarak gerçekleştirdiği öldürme eylemini töre, ailesinin ve kendisinin şeref ve namusunu kurtarmak saikiyle işlediğinin anlaşılması karşısında, TCK'nın töre saikiyle öldürme suçunun yalnız kadınların öldürülmesi haline ilişkin olmadığı, erkek kişilerin de öldürülmesi durumunda anılan suçun oluşacağı anlaşıldığı halde, bu gerekçeyle töre namus ve şerefini kurtarma saikiyle öldürme suçunun oluşmayacağı belirtilerek suçun vasıflandırılmasında yanılgıya düşülmesi isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir'' ifadesi kullanıldı.

Yerel Mahkeme'nin ilk kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi.

Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını yerinde bularak onadı. Böylelikle töre cinayetlerinin kapsamını daraltan Kurul, sanığın durumu ve öldürülenin kişiliğini dikkate alarak, her namus cinayetinin töre saikiyle işlenen cinayet sayılmayacağına hükmetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber