Srebrenitsa şehitleri anıldı

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Elbette Srebrenitsa'yı unutmayacağız, elbette Madımak'ı unutmayacağız, elbette Başbağlar'ı unutmayacağız. Elbette Türkiye'de ve dünyada nerede bir acı yaşanmışsa, nerede bir katliam, nerede bir haksızlık yaşanmışsa hepsinin acısını yüreğimize gömeceğiz ve bir daha yaşanmasın diye, bu dünyada insanca, kardeşçe, barış içinde yaşayacağız" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Temmuz 2012 08:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Günay, Srebrenitsa Anma Platformu tarafından Bayrampaşa Adapark'ta düzenlenen Srebrenitsa şehitlerini anma programına katıldı.

Etkinlikte konuşan Günay, 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da yaşananlar tekrar yaşanmasın, bu acılar dünyanın hiçbir yerinde olmasın diye anmak, unutulmasın diye seslerini, isyanlarını yükseltmek için toplandıklarını söyledi.

Srebrenitsa'da büyük bir acı yaşandığını vurgulayan Günay, ancak acıların 1992'de başladığını, 1995'de Srebrenitsa katliamından bir süre sonra da dünyanın nihayet itiraz etme noktasına geldiğini ve savaşın durduğunu anlattı.

Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1992 ile 1995 arasında Balkan toprakları, gerçekten Avrupa'nın yüzünü kızartan, insanlığın yüzünü kızartan acılara sahne oldu. 20. yüzyıl bence çok talihsiz, çok acılı, çok çileli bir yüzyıldı. Balkan topraklarında büyük acılarla başlamıştı ve yine 20. yüzyıl, Balkan topraklarında büyük acılarla sona erdi. 1992'nin 1993'e bağlandığı yeni yıl gecesini bir grup siyasi arkadaşımla birlikte Bosna Hersek'te geçirmiştim. Daha savaşın başı gibiydi. Zagreb'e, oradan önce Tuzla'ya, sonra Mostar'a, Amerikan kargo uçağı ile Saraybosna'ya gitmiştim. Hakkı Turayliç, rahmetli Başkan Yardımcısı, o zaman sağdı. Kıştı, Aralık ayının sonu, Ocak ayının başı, Başkanlık Sarayı'nda sevgili ve rahmetli Hakkı Turayliç, paltosuyla oturuyordu. Yakacak yoktu. Isınacak herhangi bir şey yoktu. Bir hafta sonra Hakkı Turayliç'i havaalanından gelirken yolda şehit ettiler.

O zaman arkadaşlarımızla Saraybosna'daki hastaneleri ziyaret etmiştik. Hiç unutmuyorum, bir genç kız ve nişanlısı... Biri kolunu, biri bacağını kaybetmişti. İkisi bir odada yan yana yataktaydılar. Biz onların yüzüne bakabilecek cesareti bulmazken onlar gülümseyerek baktılar ve 'Biz bu savaşı kazanacağız' dediler. Sonra biz içimize nice acıyı gömdük, birçok hatırayı geride bıraktık. Geldik Türkiye'de yardımları toplamaya çalışarak görevlerimizi yerine getirmeye çalıştık."

-"İnsanlığın gözünü kapatamayacağı büyük bir acı yaşandı"-

Ertuğrul Günay, Srebrenitsa'da insanlığın gözünü kapatamayacağı büyük bir acı yaşandığını hatırlatarak, "O günlerde Türkiye'den insanlar gidiyor, bir yere kadar... Biz bir grup arkadaş dedik ki 'Biz insan mıyız, Müslüman mıyız? Eğer insansak orada masum insanlar yok ediliyor, katlediliyor. Onların önüne gidip kol kola durup bir duvar oluşturmamız lazım. Yani buna insanlığın seyirci kalmadığını, kalmayacağını, kalmayacak insanlar olduğunu bu dünyaya anlatmamız lazım.' Bu çağrının basında yer alması 15-16 Temmuz'da... Milliyet ve Zaman gazeteleri çok sahip çıktı. Birileri kulaklarını tıkadı, birileri bunu bir kampanyaya dönüştürdü" diye konuştu.

Bu dönemde arkadaşlarıyla yaptıkları çalışmaları anlatan Günay, birbirini daha önce tanımayan, aynı siyasi duruşta olmayan, ancak aynı insanlık duruşunda olan, hangi inançta, kültürde olursa olsun ortak insanlık duruşunda bulunanların bir araya geldiğini kaydetti.

O zaman üniversite öğrencisi olan oğlunu da yanında götürdüğünü belirten ve insanlığın böyle sıkıntılı, kötü ve acı günler yaşamaması dileğinde bulunan Günay, "Bu bizim için bir şeref sayfası oldu, bir fedakarlık değil. Allah nasip etti, biz böyle bir şerefi yaşama fırsatını bulduk" dedi.

Bosna halkının inanılmaz bir direnç gösterdiğini, bir ordusu ve ciddi bir maddi gücü bulunmadığını belirten Günay, ölenlerin içinde tanıdıkları bulunduğunu da dile getirdi.

-"Müslüman bir halk, bütün dünyaya insanlık dersi verdi"-

Kültür ve Turizm Bakanı Günay, savaşta camileri tahrip olurken Boşnakların hiçbir kiliseyi yıkmadığını ifade ederek, "Sadece bir cephe savaşını kazanmadılar, aynı zamanda bir insanlık savaşını, bir medeniyet savaşını da kazandılar. Galiba Avrupa'nın ortasında Müslüman bir halk, Avrupa'ya ve bütün dünyaya inanılmaz bir insanlık dersi verdi" dedi.

Savaşta hayatını kaybeden şehitleri rahmetle ve minnetle andıklarını dile getiren Günay, "Elbette Srebrenitsa'yı unutmayacağız, elbette Madımak'ı unutmayacağız, elbette Başbağlar'ı unutmayacağız. Elbette Türkiye'de ve dünyada nerede bir acı yaşanmışsa, nerede bir katliam, nerede bir haksızlık yaşanmışsa hepsinin acısını yüreğimize gömeceğiz ve bir daha yaşanmasın diye kimse kimsenin burnunu kanatmayacak, bu dünyada insanca, kardeşçe, barış içinde yaşayacağız" diye konuştu.

Günay, arkasındaki pankartta yazılanları göstererek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Burada '11 Temmuz 1995. Faili meçhul değil, katili tanıyoruz' diyor. Katil ırkçılıktır. Katil, başka milletlerden kendisini üstün gören, bir başka milletin varlığına kasteden o aşırı şovenizmdir, aşırı milliyetçiliktir ki bugün bunlar insanlığın düşmanıdır. Bu abartılı milliyetçilik duyguları, 20. yüzyılı bir katliama dönüştürdü. İnşallah 21. yüzyılı bu kötü duygulardan arındıracağız. Bizi bir arada yaşatacak olan duygu barış, kardeşlik ve dayanışma duygusudur. Bosna'nın acılarını da unutmayacağız, insanlığa verdiği o güzel dersleri de unutmayacağız. Bosna seni hiçbir zaman unutmayacağız."

-Diğer konuşmalar-

Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner de Srebrenitsa'nın yürek kanatan konulardan biri olduğunu ifade ederek, "17 yıl önce tarihin en kanlı zulümlerinden biri yapılmıştır. Srebrenitsa katliamı, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yapılan en büyük katliamdır. Srebrenitsa'da yapılan zulümler, Avrupa ve Balkan tarihinin kara bir lekesi olmuştur" diye konuştu.

Aydıner, Srebrenitsa'da katledilen şehitleri duayla, minnetle andıklarını dile getirerek, katliamın yıl dönümünün, önümüzdeki yıl Ramazan'ın ilk gününe denk geleceğini, Bayrampaşa Belediyesi'nin organizasyonuyla orada büyük bir anma töreni gerçekleştireceklerini söyledi.

Srebrenitsa Anma Platformu adına konuşan Mehmet Akif Göğüsgeren de "kirli" ve "vahşi" savaşın başlangıcının 20. yılı olduğunu belirterek, "Daha önce nasıl hedeflerine ulaşamadıysalar, bugün de, gelecekte de hiçbir zaman ulaşamayacaklardır. Resmen soykırım olarak kabul edilmiş olan bu olayın perde arkasındaki gerçeklerinin ortaya çıkarılmasını, suçluların cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

Göğüsgeren, TBMM'de, Srebrenitsa'nın Sırplar tarafından işlenmiş bir soykırım olduğunun karara bağlanmasını beklediklerini de ifade ederek, böyle bir acıyı dünyada hiçbir toplumun yaşamaması dileğinde bulundu.

Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Muzaffer Güneş de Srebrenitsa'da yaşananların tüm insanlığın geçmişinde yer alacağını ve unutulmayacağını belirterek, "Rabbim orada yaşananları kimseye yaşatmasın" dedi.

Bosna İçin İnsanlık Girişimi'ne katkıda bulunan aydınlardan ressam Mehmet Güleryüz ise sanatçı gözüyle Bosna trajedisinde gördüklerini ve hissettiklerini dile getirdi.

Törende İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından Srebrenitsa ve Bosna'da yaşanan trajediyi anlatan bir sinevizyon gösterisi sunuldu.

Daha sonra, şehitler için Boşnakça söylenen ağıt eşliğinde, şehit edilenlerin ruhlarını simgeleyen balon ve güvercinler göğe bırakıldı.

Muhabir: Yıldız Taşdelen Erli-Zehra Yaman / Emel Soy

Yayıncı: Nurettin Coşkun

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber