Eşlerinin şehit düştüğü toprakları 20 yıl sonra ziyaret ettiler

Emniyet Müdürlüğü, Siirt'te görev yaparken şehit düşen 29 polis ailesini şehre davet etti. Aileleri, Polisevi'nde, Emniyet Müdürü Recep Güven ve diğer yetkililer ağırladı. Şehit yakınları, üç gün süren etkinlikte eşlerinin veya babalarının görev yaptığı toprakları gezdi. Geziye katılanlar, şehirden ayrılırken de duygularını, emniyet mensuplarına bıraktığı mektuplarla dile getirdi.

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 27 Temmuz 2012 03:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Siirt Emniyet Müdürlüğü, vefalı bir çalışmaya imza attı. 1990 yılı ve sonrasında Siirt'te şehit düşen 29 polisin ailesi geçen ay şehirde bir araya getirildi. İl Emniyet Müdürü Recep Güven'in öncülüğünde üç gün boyunca eşlerinin ve babalarının görev yaptığı toprakları gezen şehit yakınları, duygularını paylaştı. Zaman'ın ulaştığı mektuplarda, babasını 4 yaşındayken PKK'nın saldırısı sonucu kaybeden Ayşegül Ş., "Çalıştığı yeri gördükten sonra kendimi ona daha yakın hissettim." ifadelerini kullanıyor. Eşinin vefatının ardından Siirt'in kendisi için bittiğini vurgulayan Döngü D. ise "Bu şehre ve insanına daha farklı bakmaya başladım." diyor.

Babasını dört yaşında kaybettiğini belirten Ayşegül Ş., onu hiç hatırlamadığını ve tanımadığını dile getiriyor. Babasının ses tonunu hatırlamadığını aktaran Ayşegül Ş., "Neleri sever neleri sevmez bunları dahi bilmiyorum. Ancak buraya gelip Özel Harekât'ta onun çalıştığı ve yaşadığı yeri gördükten sonra kendimi biraz daha ona yakın hissettim." ifadelerini kullanıyor. Şehit polis Adil Yıldız'ın eşi ise yalnız bırakıldıklarından dert yanıyor. Bugüne kadar yapılan organizasyonların birçoğunda, devlet erkânının, 'Şehit ailelerimizin her zaman yanındayız' deyip, daha sonra kendilerini yalnız bıraktıklarını belirten Türkan Y., 'Bu defa da benzer bir davranışa maruz kalır mıyız?' diye düşünmekten de kendini alamadığını itiraf ediyor. Ancak Siirt'e ayak bastıktan sonra büyük bir sevgi ve misafirperverlikle karşılandıklarını belirten şehit eşi, emniyet personelinin riyakârlıktan uzak samimiyetiyle kendileri için koşturduğunu kaydediyor.

Eşim şehit olunca Siirt benim için bitmişti

Siirt'e gelirken kendi kendini sorguladığını belirten Döngü D. ise ne ile karşılaşacağını bilememesinden dolayı karmaşık duygular içinde olduğunu aktarıyor. Eşinin vefat etmesinin ardından Siirt'in kendisi için 1991 yılında bittiğini belirten şehit eşi, duygularını şöyle dile getiriyor: "Ancak sizinle karşılaşmamda bütün duygularım değişti. Çünkü ben ne Siirt'in adını ne de Siirt ile ilgili tek bir kelime duymak istemiyordum. Çünkü ben burada yol arkadaşımı kaybettim. Sayenizde duygu ve düşüncelerimde o kadar önemli değişiklikler oldu ki, bu şehre ve insanına daha bir farklı bakmaya başladım." Necla Y. ise 25 yıl önce eşinin tayininin İstanbul'dan Siirt'e çıktığı günü hâlâ unutamadığına dikkat çekiyor. Bu şehre, vatanın bir parçası, kaderde ne varsa onu yaşarız düşüncesi ile geldiklerini belirten Necla Y., sonraki süreci ise şu cümlelerle özetliyor: "Tayinimizden 3 ay gibi kısa bir süre sonra eşim bu topraklarda şehadet şerbetini içti. Aradan 25 yıl geçti, ben yine bu topraklardayım. Bu mutlaka takdir-i İlahi. Biz kadere inandık ve mutlak iman ettik. Tek tesellim, bir şehit eşi olma gururu." Hacer S. de, Siirt Emniyet personeli tarafından ilk arandığında davete biraz tereddütle yaklaştığını, çok duygu dolu bir gezi olur kaygısıyla ilk etapta gitmek istemediğini belirtiyor. Yıllar sonra ilk defa eşinin çalıştığı Özel Harekât Şubesi'ne gittiğini, panoda onun fotoğrafını görünce çok kötü olduğunu kaydeden Hacer S., özellikle oturdukları lojmanı yeniden görünce eski günlerin hatırına geldiğini ifade ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber