Helal sertifikası için Fetva Kurulu önerisi

Helal gıda pazarı giderek büyümeye devam ederken, sertifikasyon konusundaki endişeler de daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 18 Eylül 2012 16:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İlahiyatçı-yazar Mustafa İslamoğlu, helal sertifika pazarının herkesin kendisine göre kurallar koyduğu bir istismar kapısına dönüşme ihtimali taşıdığını söyledi. Bu yüzden, herkesin kendine göre şekil veremeyeceği, herkese eşit ve kuralları olan Helal Sertifika Fetva Kurulu kurulması gerektiğini savundu.

Dünya üzerinde 112 ülkeye yayılmış 1,8 milyar Müslüman tüketici potansiyeline sahip helal gıda pazarının yıllık 150 milyar dolarlık işlem hacmine sahip olduğu tahmin ediliyor. 1,8 milyarlık nüfus göz önüne alındığında küresel helal gıda pazarının yıllık 860 milyar dolara ulaşması beklenirken, bu da dünya yıllık ticaretininyüzde 7'sine karşılık geliyor. Helal sertifikası konusunda Retail News'e açıklamalarda bulunan İlahiyatçı-yazar Mustafa İslamoğlu, konunun İslam fıkhı zemininde değil İslam ahlakı zemininde ele alınması gerektiğini öne sürdü.

İslamoğlu, Helal Sertifika Fetva Kurulu kurulması gerektiğini ifade ederken, bu kurulun mezhebini dininin önüne almış hocalardan değil, misyon ve vizyon sahibi dini ve dünyayı bilen alimlerden oluşması gerektiğini kaydetti. Ayrıca klasik fıkha değil, klasik fıkhı Kur'an'a arz edecek yeterlilikte olmaları ve helal sertifika pazarından pay almamaları gerektiğini de kaydetti.

Mevcut haliyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın helal sertifikası veremeyeceğini ileri süren Mustafa İslamoğlu, ?Bence sertifikasyon işini, şu anki konumuyla Diyanet'in yapmaması lazımdır. Eğer Diyanet yapacaksa devletten özerk olması lazım. Diyanet'in bu işteki rolü hakemlik olmalı. Koordine etmeli, organize etmeli, suiistimalleri önlemeli, istismarı önlemeli, bu işten beslenmemeli." ifadelerini kullandı.

"Sertifikacılar prim veya para kazanacak diye, bu dinin evrensel kodlarıyla oynanamaz." diyen İslamoğlu, tüketicilere de şöyle seslendi.

"Manevi olan ruhun gıdası maddi olan bedenin gıdasından önce gelir. Kur'an, aklın kirli bilgiyle beslenmesini, bedenin kirli gıda ile beslenmesinden daha öncelikli ve büyük bir sorun olarak ele alır. Kalbin arınmasına ilişkin ayet sayısı, bedenin arınmasına ilişkin ayet sayısıyla kıyaslanamaz bile. Ruhuna her Allah'ın günü leş yediren bir adam bunu dert edinmeyip, pidenin üstüne sürülen yumurta fırçasının kıllarını dert ediniyorsa, orada bir sorun var demektir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber