Bahçeli gazetecilerle buluştu, gündemi değerlendirdi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Aralık 2012 14:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Ergenekon Davası''yla ilgili olarak ''Adalet arayışı söz konusu olan bir mahkemede adaletsizliğe hükmeden bir yanlışlık olmaması dileğimizdir'' dedi.

Bahçeli, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi.

Ergenekon Davası'na ilişkin değerlendirmesi sorulan Bahçeli, ''İsmini her zaman yadırgadıkları'' bu dava sürecinde, savcıların bugün esas hakkındaki mütalaasını sunacaklarını anımsatarak, kalan kısmın mahkeme süreci içerisinde değerlendirileceğini ve ondan sonra da kararın kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi.

Bu ve buna benzer mahkemelerin çok uzun süreli olduğunu anlatan Bahçeli, Ergenekon Davası'nın, 4 yıl 1 ay 23 gün sürdüğünü ve süreç içerisinde yeni yeni deliller ve bulgular iddiasıyla mahkemenin kapsamının çok genişletildiğini, sürekli Türkiye'nin gündeminin meşgul edildiğini söyledi.

Şimdi bu mahkemedeki yargılamanın adil yapılıp yapılmadığının ve delillerin ne kadar gerçekçi olduğunun kamuoyunun cevap olarak beklediği konular olduğunu dile getiren Bahçeli, savcıların mütalaasıyla bunun ne kadar açıklığa kavuşacağını bugünden kestirmenin mümkün gözükmediğini belirtti.

Bahçeli, ''Ancak temennimiz, mahkeme heyetinin, bu uzun süreç içerisinde en adil bir kararı ve kamuoyunu tatmin edici, doyurucu bir kararı vermesini millet olarak beklemekteyiz. Temennimiz de adalet arayışı söz konusu olan bir mahkemede, adaletsizliğe hükmeden bir yanlışlık olmaması dileğimizdir. İnşallah da öyle olur diye düşünmekteyiz'' ifadelerini kullandı.

Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, Özal'ın ruhunu inciteceği için kabrin açılması kararını benimsemediklerini vurgulayarak, ''Adli Tıp Kurumu'nun herkesin kafasını karma karışık edebilecek bir sonuç açıkladığını'' savundu.

Bahçeli, şunları kaydetti:

''(Zehir var ama zehirlenmedi. Başka türlü araştırdık onlar da yok).O zaman nasıl Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bu konu üzerinde tekrar başa dönülerek, Türkiye'nin 19 yıl gerisinden bu yana bir konunun tartışılması, 21. yüzyılda, 2023 yılı olarak 100. yıl dönümüne girerken Türkiye'yi çok da meşgul edebilecek bir konu haline getirilmiştir. Burada doğru bir taraf var mıdır- Adli Tıp'taki uzmanlar ortak bir karar aldık diyorlar. Buradaki ortak karar raporun ne şekilde doğru olduğundan ziyade Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi kararı dikkati çekiyor. Şimdi savcı bey ne yapacak herkes onu merak ediyor. Bu tartışma ne kadar sürecek herkes onu merak ediyor. Fakat herkesin kafasını karışık hale getirmiştir. Bunu en kısa zamanda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ilgili kurumlarıyla birlikte ya işe baştan başlayarak araştırmalarını yenilemeli, veyahut da Adli Tıp Kurumu'nun ortaya koymuş olduğu raporun hangi kurumlar aracılığıyla değerlendirmesinin yapılarak geçerli olduğu konusu kamuoyuna açıklanmalıdır.''

-''MHP'de öldürücü rekabet hiçbir zaman mümkün değildir''-

MHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı'nın ''Kaset skandalı konusunda parti yönetiminde bir ayağı olduğu'' şeklindeki sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Bahçeli, Bölükbaşı'nın bunu hangi gerekçeye dayalı olarak açıkladığını bilemediğini belirtti.

Bahçeli, ''Ancak MHP'nin içerisinde, MHP'nin varlığına kasteden ve kamuoyunda itibarsızlaştırmaya, etkisizleştirmeye yönelik bir projenin bir ayağının olacağını düşünmek dahi istemiyorum. MHP'de siyasi rekabet her zaman olabilir. Fakat öldürücü rekabet hiçbir zaman mümkün değildir'' dedi.

-''Sayın iktidar kaçmak için bahane aramasın''-

''İktidar partisi sözcüleri artık yeni Anayasa yapımı sürecinden bir umutlarının kalmadığını söylüyorlar. Anayasa Komisyonu'nun çalışmalarından yeni bir Anayasa çıkıp çıkmayacağına inanıyor musunuz-'' sorusu üzerine Bahçeli, ''Sayın iktidar kaçmak için bahane aramasın'' ifadesini kullandı.

Anayasa Komisyonu'nun bugüne kadar önemli gelişmeler sağladığını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

''Ama süre tanıyarak, 'Bu süreyi geçerse olmaz' demek, hele hele bu iktidar partisinden geliyorsa kamuoyunu, Türk milletini baştan sonra aldatmış olmak demektir. Bunu böyle söyleyeceğine, süre koyup o süre içerisinde olmayacak diyeceğine, kalkıp 'Masadan ben kalktım. Masadan kalkınca da bu heyet dağılır' diyerek millete gerçeği söylemesinde fayda vardır. Bizi MHP olarak orada temsil eden arkadaşlarımız, hazırlıklarını uzman kişilerle beraber sürdürmekte. Gündeme taşınan her madde üzerinde MHP'nin görüşlerini ifade etmekte ve sonuna kadar gitme kararlılığını göstermektedirler. Bu hayırlı bir başlangıçtır. Türkiye'de uzun yıllar bir Anayasa ve Anayasa değişikliği ile toplum meşgul ediliyor ve toplumun yönetimindeki her türlü aksaklıklar Anayasa'ya yükleniyor. Bundan kurtulmanın yolu toplumun bütün ihtiyaçlarına cevap veren, 21. yüzyılın temel dinamiklerini gözönüne alan, zengin bir uzlaşma zemini içerisinde bunu sonuçlandırmak olmalıdır. Süre ile iki ayağı bir pabuca koymaya gerek yoktur. Sayın Başbakanın on yıllık ustalık dönemine geldiği bir süreçte daha sabırlı olması gerekeceği kanaatindeyim.''

-''Milliyetçi olsun da nasıl olursa olsun''-

''Siz kendi tabanınıza baktığınızda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milliyetçi söylemine oy vereceğini düşünüyor musunuz-'' sorusuna ise Bahçeli, şöyle yanıt verdi:

''43 yıllık bir siyasi hareketin görüşlerinin temelini oluşturan Türk milliyetçiliği fikrini, belli zaman aralıklarında, belli amaçlarla kullanmak isteyenlere aldanacağına, kapılacağına ihtimal veremiyoruz. Sayın Başbakan milliyetçiliği derinlemesine inceleyerek bir tasnif içerisinde bulunmuyor. Hangi zeminde aklına ne gelirse milliyetçiliği öyle bir kategoriye ayırıyor. En sonunda da 'lafla değil, fiili milliyetçiyiz' diyor. 'Milliyetçi olsun da nasıl olursa olsun' diyorum ben.''

-Dokunulmazlıkların kaldırılması konusu-

BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması süreci ile başkanlık sistemine ilişkin tavırlarının ne olacağı sorusu üzerine Bahçeli, başından bu yana dokunulmazlık konusu gündeme taşındığında, MHP'nin çok net ifadeler kullandığını anımsattı.

Bahçeli, ''Dokunulmazlık Türkiye'yi felakete götürebilecek, bölünmenin eşiğine sürükleyebilecek yanlışlıkların bir aracı olarak kullanılmamalıdır. Kürsü masuniyeti kalmak kaydıyla gerekli çalışmalar yargı aracılığıyla yapılıp Meclis'e geldiğinde dokunulmazlık kaldırılmalıdır. Dokunulmazlık zırhı içerisinde, arkasında Türkiye'yi bir ihanet çemberine almak doğru değildir kanaatindeyiz'' dedi.

-''MHP, bu oyunların aracı haline getirilemez''-

Başkanlık sistemi konusunda ise Başbakan Erdoğan'ın tam olarak ne yapmak istediğini anlatamadığını ve anlayamadığını ifade eden Bahçeli, ''Biraz Sayın Başbakanın hem TBMM'ye, hem Meclis'te temsil edilen siyasi kurumlara, hem de aydınlarımıza, basın mensuplarımıza saygılı olmasında yarar vardır'' diye konuştu.

Türkiye'de bir Anayasa değişikliği tartışmasının, uzun yıllardır yapıldığını ve iktidarın da bilim adamları aracılığıyla Anayasa değişikliği hazırlıklarını uzun süre yaptığını anımsatan Bahçeli, şu anda TBMM'de Anayasa Komisyonu'nda çalışmaların sürdürüldüğünü aktardı.

Bahçeli, şu görüşleri dile getirdi:

''Eğer kendilerinin her hangi bir düşüncesi ve ellerinde nasıl bir metin varsa bu komisyonda tartışmalı. Komisyondan ne ölçüde kabul görüyorsa o metin haline dönüştürülerek Genel Kurul'a gelmelidir. Bazı konularda Anayasa Komisyonu orada rölantiye alınıyor. Ama öbür taraftan kamuoyunda şunlar şunlar isteniyor diye bazı yasa ve Anayasa değişiklikleri öngörülüyor. Türkiye'yi gündem değişikliğine götüren davranışlarla karşı karşıya kalıyoruz.

O bakımdan başkanlık sistemini Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3 değerli temsilcisi komisyona getirmeli. Komisyonda arkadaşlarımız ve 4 partiyi temsil eden değerli milletvekillerimiz kendi aralarında tartıştıktan sonra kabul veya ret kamuoyuna veya Meclis'e getirilmelidir. Ama Sayın Başbakan bunu yapmıyor. Zaman zaman komisyonu oluşturan görüşmeleri kamuoyuna aktarmak suretiyle kamuoyunda tartışılıyor ve kullanılmaz hale gelmişse de vazgeçiyor. Böyle bir uygulaması var.

O sebepten dolayı MHP, bunu çok yönlü değerlendirmiştir. Arkadaşlarımız, Anayasa çalışmalarında köklü bir değişiklik öngörüldüğü için Hükümet sistemleri üzerinde de görüşlerini belirleyerek bu komisyona katılmaktadırlar. Bu komisyonda, geçmişten bugüne uygulanan, fakat aksayan yönleri bilinen parlamenter sistemin devamında yarar görüyoruz.''

''AK Parti'nin, bütün bir Anayasa değişikliğinden ziyade referanduma götürülebilecek küçük bir Anayasa değişikliği paketiyle de Başkanlık sistemini belli bir şekilde getirebileceği ya da deneyebileceği konuşuluyor. Böyle bir şey olursa tavrınız ne olur-'' sorusunu ise Bahçeli, ''MHP, bu oyunların aracı haline getirilemez. Ya komisyon doğru dürüst çalışır veya bunun haricindeki bir değişiklik oyununa MHP katkı sağlamaz'' diye yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Türkiye'nin bölünme tehdidi için Amerikan raporlarına ihtiyaç yok kanaatindeyim. Türkiye'de her şey çok açık, adımlar nasıl atılıyor, sonuçlar nasıl elde ediliyor bunu gördüğümüze göre Türkiye'nin bir bölünme tehdidi altında olduğunu uzun yıllardan beri söylüyoruz'' dedi.

Bahçeli, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi.

Devlet Bahçeli, ''Hükümet yetkililerinden başkanlık sistemini Alparslan Türkeş'in de istediği yönünde açıklamalar var, bunu broşür haline getirip vatandaşlara dağıtacakları söyleniyor siz ne diyeceksiniz'' şeklindeki soruyu yanıtlarken, ''Çok memnun oluruz. Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in görüşlerini kamuoyuna bir kez daha anlatımında Adalet ve Kalkınma Partisi katkı sağlıyor demektir. Sayın Başbakana ve beraberindeki heyete teşekkür ederim'' görüşünü dile getirdi.

-Türkiye'nin bölünmesi-

Bahçeli, bir başka soru üzerine Türkiye'deki öncelikli gündem maddelerinin etnik temelli bölücülük olduğunu bildirdi ve bu konuda geri adım atamayacaklarını, taviz veremeyeceklerini, herhangi bir şekilde cayamayacaklarını kaydetti.

ABD'de yayımlanan ve Türkiye'nin 2030'lu yıllarda bölüneceğine yönelik raporun hatırlatılması üzerine, Bahçeli, ''Türkiye'nin bölünme tehdidi için Amerikan raporlarına da ihtiyaç yok kanaatindeyim. Türkiye'de her şey çok açık, adımlar nasıl atılıyor, sonuçlar nasıl elde ediliyor bunu gördüğümüze göre Türkiye'nin bir bölünme tehdidi altında olduğunu uzun yıllardan beri söylüyoruz'' dedi.

-Başarı elde etme arzusu-

MHP Lideri, Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili olarak, partisinin ihtiyatlı davranılması, özellikle Suriye'nin iç işlerine müdahaleyi tek başına üstlenmesinin doğru olmayacağını ve konuyu BM nezdinde, uluslararası platformda çözebilecek diplomatik faaliyetlere öncelik vermesini istediğini belirtti.

''Fakat siyasal iktidar Ortadoğu'da üstün bir başarı elde edeceği umuduyla herkesten önce acil bir davranış içerisine girmiştir ve geçen süreç içerisinde gelişmeler ortadadır'' görüşünü ifade eden Bahçeli, Eisenhower uçak gemisinin Suriye'ye yakın bir yerde mevzilenmiş olmasının ve İngiltere'nin Güney Kıbrıs'taki üssüne yığınak yapmasının muhtemel bir müdahalenin işareti olabileceği uyarısında bulundu.

Suriye sınırına Patriot'ların yerleştirilmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Bahçeli, ''Türkiye'nin güvenliği ve savunması açısından gerekiyorsa konulmalıdır'' dedi.

Bahçeli Irak'ta Maliki ile Barzani arasındaki gerilimin hatırlatılması üzerine, partisinin Kerkük'e yönelik hassasiyetinin devam ettiğini bildirdi. Orada yaşayan Türkmenlerin durumuna dikkati çeken Bahçeli, tartışmaların önümüzdeki yıl belirlenecek Kerkük özel statüsünde Barzani'nin mi yoksa merkezi Irak yönetiminin mi egemen olacağı temelindeki yaklaşımlardan kaynakladığını ifade etti.

Orada Türkmen varlığının yok sayıldığının altını çizen Bahçeli, Kerkük'teki tapu dairelerinin tahribi, gayri menkullerin gasp edildiğini, Türkmen esnaf ve işadamlarının göçe zorlandığını ve mal varlıklarına el konulduğunu anımsattı.

Barzani'den bir gün hesap sorulacağını anlatan Bahçeli, ''Şimdi büyük bir komutan edasıyla yanına beş tane peşmerge almış Kerkük'e gidip dünyaya meydan okuyor. Gün ola harman ola'' dedi.

Bahçeli, bayramda Kerkük'e gidemediğinin ve Maliki'nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu davet ettiğin hatırlatılarak kendisine böyle bir davet gelmesi halinde gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine, MHP'ye böyle bir davetin gelme ihtimalinin hiç olmadığını söyledi.

Bahçeli, yurtiçi iktidar muhalefet ilişkilerinin bir başka ülke tarafından istismarına vesile olabilecek bir davete de alet olmamak gerektiğini ifade etti.

-Muhteşem Yüzyıl-

Bahçeli, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili siyaset dünyasında yaşanan tartışmaların hatırlatılması üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gizli bir gündemi olduğunu, bu gündemi belirli bir takvimle uygulamaya çalıştığını belirterek dizi tartışmasının da ''Erdoğan'ın sanal gündemlerinden biri'' olduğunu savundu.

Bahçeli, ''Sayın Başbakan, muhteşem diziye seyredecek kadar vakti varsa bu kadar yoğun işleri kim yapıyor diye sorarım. Eğer buna vakti yoksa gündemi bu şekliyle ele alıp tarihi olayları saptıran başka türlü anlayışlara sebebiyet verebilecek davranışlara da zannediyorum kendisinin ağırlıklı olduğu RTÜK aracılığıyla müdahele edmesi gerekir'' dedi.

Televizyon seyretmeyenleri de seyretir hale getirecek bir çaba içerisine girildiğini belirten Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın müdahalesinden önce dizinin reytingi ile sonrasındaki reyting farkını takip ettirdiğini'' belirtti.

Bahçeli bir gazetecinin ''Bazı dizileri takip ettiğinizi söylemiştiniz ''Çocuklar Duymasın'' falan diye...'' demesi üzerine ''Çok afedersiniz bizim dizi konuşmasını mı çocuklar duymasın dediniz-'' şeklinde espiri yaptı.

Bahçeli, bütçe ile ilgili bir soruyu, ''Uzmanlar bütçenin ekonomisinin iyi yönetilmediğini söylüyorlar'' şeklinde yanıtladı.

Cari açık, büyüme hızının düşmesi, işsizliğin yaygınlaşması ve dış borçlardaki artış gibi konuların da ekonomi için sıkıntı yarattığına işaret eden Bahçeli, seçim ekonomisinden kaçınarak ülkenin büyük bir krizden kurtarılması gerektiğini söyledi.

-''Dokunulmazlık konusunda CHP işi yokuşa sürüyor''-

Ergenekon Davası'na yönelik bir soru üzerine Bahçeli, mahkemenin sonucu görmeyi beklediklerini daha sonra değerlendirme yapacaklarını bildirdi.

Bahçeli, ''Burada tasfiye edilen kimlerdir, yoksa Türkiye'yi belirli bir ortama sürüklemek için kimler ne şekilde gayret gösteriyorlar, Türkiye'de darbeci kimdir, darbeyi hazırlayıcılar kimlerdir, buna alet olanlar kimlerdir, Güneydoğu Anadolu'da mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri kimlerdir- Bunları görmek lazım. Bunu sadece ve sadece ulusalcılıkla da izah etmeye gerek yok.'' dedi.

Bahçeli, bir başka soru üzerine Ergenekon'un, iddiaların aksine Moğol değil Türk destanı olduğunu bildirdi. Bahçeli, ''Türkiye'de karıştırıcılar mikser üretiminden çok daha fazla arttı. Her şeyi saptırdığımız gibi bunu da saptırmaya gerek yoktur'' dedi. Bir soru üzerine 'Dokunulmazlık konusunda CHP işi yokuşa sürüyor'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''CHP, eğer dokunulmazlıkların kaldırılmasına öncelik veriyorsa Türkiye'yi tehdit eden ve bölücü terörü cesaretlendiren davranışları, milletvekili olma sıfatıyla yanlış yapan insanlara öncelik versin.

Bununla beraber diğer yolsuzluklar da gündeme gelirse MHP onun da üzerinde durabilir ama işi saptırıp 800 dosyanın bulunduğu yerde, TBMM'deki milletvekillerinin aracılığıyla dokunulmazlığı kaldırmak için gelebilecek olan bir önergeyi, veya bir görüşmeyi, bunu çok yayarsanız asıl amacını saptırmış olursunuz. CHP acaba bölücü terörü de cesaretlendiren dokunulmazlıkların kaldırılması için neden yardımcı olmuyor sorusunu sormak lazım.''

-Nimet Baş'a teşekkür-

Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin bir soruyu yanıtlarken bu konuyu mahalli idareler seçiminin ardından değerlendireceklerini, partisinin şuan için aday üzerinde herhangi bir düşüncesinin olmadığını bildirdi.

Darbeleri araştırma komisyonun çok başarılı bir çalışma yaptığının altını çizen Bahçeli, bugüne kadar sessiz kalmış, konuşmamayı tercih etmiş kişilerin de konuştuğunu ve önemli veriler elde edildiğini bildirdi.

Bahçeli, ''Başarılı bir çalışma olmuştur. Sayın Nimet Baş hanımefendiye ve katılan milletvekili arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Bu ve buna benzer araştırmaların mecliste bu seviyede yapılmasında da yarar var diye düşünüyorum.'' dedi.

Devlet Bahçeli, faili meçhuller ile ilgili bir soru üzerine devlet olmanın vasfı gereği bunların çözülmesi gerektiğini söyledi.

''Türkiye'de karanlık nokta kalmasın, kimse kimseyi haksız yere suçlayıp lekelemesin, kimse üzerinde zulüm olmasın, kimse haksız yere adaletin kurbanı haline dönüştürülmesin' diyen Bahçeli, darbeleri araştırma komisyonunda alınan bilgilerin önemli belgeler olarak kabul edilerek üzerine gidilmesini istedi. Bahçeli, ''2023 yılında daha ileri demokrasiye ve özgürlüklere kavuşmuş, darbeden umut bekleyenlerin artık sıfırlandığı demokrasi içerisinde büyük hamleler yapılabilecek ülke konumuna gelmekte yarar var'' dedi.

Bahçeli Büyükşehir Belediyeleri yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya hazırlandığının anımsatılması ve kendilerinin bu çalışmaya imza desteği düşünüp düşünmeyeceklerinin sorulması üzerine, ''Siyasette istemediğim konuları erken söylememek için bir kuralım var, o da 'yetkili kurullarımızda bunu değerlendireceğiz'. Müsaade ederseniz yetkili kurullarımızda bunu bir değerlendirelim'' dedi.

-Klasik otomobil tutkusu-

Bahçeli, klasik otomobil tutkusuyla ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı:

''Türkiye'de 2023 ile 1923 çok tartışılır hale geldi. 1923 Cumhuriyetin kuruluşundaki ana fikir olan, milliyetçi hareketin fikridir. Türk milliyetçi hareketi olarak veya Kuvay-ı Milliye olarak. 2023 ise MHP'nin çok öncelerden ileri hedef olarak ortaya koyduğu konudur.

Bunlar şimdi bir çok çevreler tarafından sahipleniliyor. Bunları siyaseten TBMM'de 51 milletvekili ile sonuçlandırmak mümkün olmadığına göre bir başka yerden tescil etmek lazım. O tescil nasıl olur- Trafik tescili en uygun olur. 06 DB 1923 ve 06 DB 2023 plakalarını aldım. Tabi plakayı evde saklayacak halimiz yok, ucuz bir otomobil nasıl buluruz dedik, iki tane külüstür Mercedes bulduk.''

Bahçeli zaman zaman otomobil kullandığını da bildirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Muhalefet olmak demek, her şeye itiraz eden, Türkiye'nin önünü tıkayan, siyasi iktidarı yıpratacağım derken, ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sarsan yanlışlıklar içerisinde olmak demek değildir'' dedi.

Bahçeli, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile kahvaltılı basın toplantısında biraraya geldi.

MHP'ye yönelik olarak ''iktidarın adeta gizli ortağı olduğu'' şeklindeki eleştirilere ilişkin değerlendirmesi sorulan Bahçeli, bu eleştirilerin çok haksız olduğunu belirterek, partilerin kimliğine, fikrine ve mücadele tarzına önemli ölçüde bir saygısızlık olarak gördüğünü dile getirdi.

''MHP 43 yıllık bir siyasi kurum olarak Türk siyasi hayatında şerefli bir yeri olan bir partidir. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ilkesinden hareket eder'' ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:

''Muhalefet olmak demek, her şeye itiraz eden, Türkiye'nin önünü tıkayan, siyasi iktidarı yıpratacağım derken, ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sarsan yanlışlıklar içerisinde olmak demek değildir.

MHP doğru bildiği, milletimiz için hayırlı gördüğü konularda iktidara destek verir, yardımcı olur. Eğer bu konularda aşırı bir yanlışlıkları var ise uyarır. Yanlışlıklardan vazgeçerlerse desteğini sürdürür. Bunu demokrasi anlayışı içerisinde insanlarımızın algılamasında yarar vardır.

Bazı konuları AKP yandaşı olarak göstermek, bazı konularda da anamuhalefetle beraber oluyor veya bunlar ileride anamuhalefet ile koalisyon olacak gibi MHP'yi kamuoyunda ellerindeki medya gücüyle başka bir zemine doğru çekme gayretlerini yakışık bulmuyoruz. Bu demokratik anlayışa da terstir, MHP'nin tavrına da terstir. MHP doğruyu nerede buluyorsa orada olur. Doğru ok gibidir hedefe varır, yanlış yay gibidir her zaman elde kalır.''

-Açılım konusu-

''Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, açılımın devam edeceğini bildirdi ve önümüzdeki günlerde de bir açılım paketinin yeniden açıklanacağını söyledi. Sizce bu açılımların terörle mücadeleye faydası oluyor mu-'' sorusuna Bahçeli, ''Buna başından beri inanmıyoruz. Sayın Başbakan Yardımcısı bundan vazgeçmeli. Sayın Başbakanı da bu konuda aldatmaktan vazgeçmeli'' diye konuştu.

Bahçeli, şöyle devam etti:

''Eğer bugüne kadar demokratik açılım zırvasından, PKK'nın talepleri dışında Türk milletinin geleceği, Türk devletinin varlığı açısından hangi önemli adımlar atılmışsa onu kamuoyuyla paylaşalım.

Ama bunlar söz konusu değilse bundan sonraki açılımın yeni boyutu herhalde bağımsız bir Kürdistan kuruluşuna katkı sağlamak olarak devam edecek demektir. Bunu da kabulümüz mümkün değildir.''

-''Bundan bu hükümet nasıl kendisini kurtaracaktır''-

''İmralı ile görüşmeler'' konusundaki değerlendirmesi sorulan Bahçeli, şöyle konuştu:

''İktidarın son yıllarda yeni gizli gündemi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kurumlarıyla beraber etnik temelli bölücü terörü ortadan kaldırma yolunda ilerlemesi gerekirken, bundan vazgeçerek İmralı canisi ile görüşmeyi ve onu tekrar müebbet hapisten adada ikamet eden PKK liderliğine taşıma gafletini ortaya koymuştur.

Nitekim bunun açık delili 67 gün süren açlık grevi konusunda sayın bakanlar devreye girmiştir, sivil toplum kuruluşları harekete geçmiştir, basınımızda sürekli özellikle televizyonlarda sürekli yer alan belli şahsiyetler 'Aman bir kişi ölmesin' diyerek, bunu Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden tavizler almak suretiyle ortadan kaldırma çabalarında olmuşlardır. Buna tam yaklaşma süreci içerisinde müzakereleri dondurulmuş diye kamuoyuna aktarılan bir konu tekrar gündeme taşınmak suretiyle İmralı'da bulunan kişi tarafından verilen bir talimat üzerine açlık grevi sonlandırılmıştır.

Bu da Türkiye'de hiçbir kurum ve kişinin sonuç alamayacağı, ancak ve ancak bunun İmralı canisi aracılığıyla mümkün olabileceği ifade edilebilen bir yanlışlık ortaya konmuştur. Bu da İmralı canisinin 1978'ten bu yana tek hedefi haline gelen '4 parçalı Kürdistan rüyasına yaklaşıyorum, rüyam gerçekleşiyor' hevesi ve cesareti vermiştir. Bundan bu hükümet nasıl kendisini kurtaracaktır, onu da beklemekteyiz.''

-İdam cezası konusu-

İdam cezası konusundaki bir soru üzerine Bahçeli, ''Sayın Başbakan 326 milletvekili ile TBMM'dedir. İmzaladıkları protokoller ortadadır. Bu çerçevede idamın tekrar gelmesi için bir gayret gösterir ise Meclis'e böyle bir yasa değişikliği, uluslararası hukuk çerçevesinde de gözden geçirilerek getirildiği takdirde MHP, geçmişte de ifade ettiği gibi 'hodri meydan' diyor. 'Gelin idam cezasını tekrar getirelim' diyoruz'' dedi.

Önümüzdeki günlerde yıl dönümü olacağı hatırlatılan Uludere olayına ilişkin görüşleri sorulan Bahçeli, ''Onu bir yıl dönümü olarak algılamak mümkün değildir. O konu da yeni bir istismar konusu haline geliyor. Bunlar terörist midir, kaçakçı mıdır, yoksa masum bir köyün insanları mıdır- Önce buna karar vermek lazım'' yanıtını verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber