'Kız öğrencilerin tarifesi bile var!' ama niye?

Sırrı Yüksel Cebeci, geçen gün gözler önüne serdiği ahlaksızlık manzaralarının boyutunun sanılandan da büyük olduğunu belirtip, velileri çocuklara sahip çıkmaya çağırdı.

Kız öğrencilerin tarifesi bile var!

YAŞITI birçok genç kızın trajedisini bütün açıklığıyla ortaya koyarak, toplumun kanayan bir yarasına parmak basmamızı sağlayan Bodrumlu 14 yaşındaki lise öğrencisi kıza teşekkür ediyoruz.

Gençliğim eyvah başlıklı yazımız nedeniyle bizi arayan veya elektronik mektup gönderen değerli eğitimcilere, öğrenci velilerine, değerli okurlarımıza ve yazımızı yayınlayarak daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan İnternet Haber, Kanal 7 Haber, Son Sayfa ve Haberbank gibi Internet medyasının değerli sitelerine de...

Ancak, bazı noktaları hemen açıklığa kavuşturmamız gerekiyor.
Yazımız, ortaöğrenim çağındaki gençlerin karşı karşıya bulundukları tehlikelere dikkat çeken genel bir fotoğraf niteliğindedir. Sadece özelleri değil, devlet okullarını da kapsamaktadır.

Ve gerçek -acı da olsa- maalesef anlattığımız gibidir. Nitekim, eğitimcilerin ve öğrenci velilerinin çoğu da, gerek 14 yaşındaki lise öğrencisi kızın anlattıklarının ve gerekse bizim tespitlerimizin doğruluğunu kabul etmektedirler.

Söz konusu yazımızı laiklik, antilaiklik, türban ve başörtüsü gibi konularla ilişkilendirmek yanlıştır. Sadece ahlâki ve manevi değerlerin ne büyük hızla tahribata uğradığının sergilenmesi amaçlanmıştır.

Ayrıca, özel ve resmi bütün ortaöğretim okullarını ve bu okullarda eğitim gören milyonlarca öğrenciyi aynı kefeye koymanın haksızlık olacağını biliyoruz. Ailesine ve ülkesine yararlı olabilmek için bir an önce okulunu bitirmeye çalışan öğrenciler, -her şeye rağmen- çoğunluğu oluşturuyor.
Aptal, moron, süt çocuğu

BİR özel okuldan söz ettiğimiz için, yazımıza en yoğun tepki özel okul yöneticilerinden geldi. Özel okullar her şeyden önce kâr amaçlı kurum olduklarından, bu tepkiyi de doğal karşılıyoruz.

Bizi önce telefonla arayan, sonra da yazılı açıklama gönderen Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu, özel okulları töhmet altında bıraktığımızı söylüyor.

Hayır. Yazımızda bir özel okulu sadece örnek olarak gösterdik. Bu çeşit olaylar, sadece özel okullarda değil, devlet okulları dahil, aşağı yukarı bütün ortaöğretim kurumlarında yaşanıyor.

Kaldı ki sorun, sadece, okul çıkışında kız öğrencileri alıp gitmek için park eden lüks otomobiller değil. Uyuşturucunun bugün okul kantinlerine kadar girdiği söyleniyor. Beyaz zehir tacirleri okulların önünde cirit atıyor. Bir öğretmen, bakın ne diyor:

Okullarda bakire kızlara aptal, kız arkadaşı olmayan erkeğe moron, sigara içmeyen öğrenciye süt çocuğu, esrar kullanan erkek öğrenciye tam erkek deniyor!

Anne babalar, dikkat!

BİR arkadaşımızın devlet lisesinde okuyan oğlu, bir süre önce, okuldaki bütün arkadaşlarının sigara ve alkol, büyük bölümünün uyuşturucu kullandığını, kız öğrencilerin çoğunun tarifesi olduğunu anlatmıştı!

Bunları biz duyuyoruz da, o öğrencilerin anne ve babaları duymuyor mu?

Ama o kadar kendi âlemlerine dalmışlar ki, çocukları olduğunu hatırlamıyorlar bile!

Öğrencilerin sigara, alkol ve uyuşturucu kullanmalarını engellemek için yoğun çaba gösteren okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin yapabilecekleri de çok sınırlı... Öğrencisini sigara içerken yakalayan okul müdürünün merdivenden itildiği, öğretmene ise okulda meydan dayağı çekildiği anlatıldı bize.

Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin, öğrencileri okul dışında da sürekli izleme imkânları olmadığı için, bu konuda en büyük görev, öğrenci velilerine, anne ve babalara düşüyor.

Çocuklarını denetimsiz, kuralsız ve sahipsiz bırakmasınlar.
Saldım çayıra, mevlam kayıra zihniyetinde olan özellikle varlıklı aileler şunu unutmasınlar: Parayla her şeyi satın alabilirler, fakat ülkenin geleceği olan çocuklarını ve onların sevgisini asla!

Sırrı Yüksel Cebeci / H.O. Tercüman