Erdoğan: Sağlıkçılara uygulanan şiddetin affedilir yanı yok

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sağlık görevlilerine yapılan saldırıların insani olmadığını belirtti.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 01 Şubat 2013 15:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Sağlıkçılara uygulanan şiddetin affedilir yanı yok

Başbakan Erdoğan, Sağlık Bakanlığı kara ambulansı, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) aracı ve ambulans botlardan oluşan 486 araçlık filonun TÜYAP Fuar Alanı Otoparkı'nda düzenlenen hizmete alım törenine katıldı.

Hizmete alınan kara, deniz ve paletli 486 yeni ambulansın millete, ülkeye, tüm insanlar, şehirler için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na, verdikleri ve verecekleri hizmetlerden dolayı teşekkür etti.

Erdoğan, zaman zaman bazı sağlık kuruluşlarında, doktorlara, hemşirelere, sağlık çalışanlarına karşı yapılan insani olmayan saldırıları ve vahşeti kınayarak doktorların, hemşirelerin, sağlık görevlilerinin her zaman her yerde hastalar, yaralılar için hep şifa dağıtmaya gayret ettiğini aktardı.


* Sağlık Bakanlığı'na 486 araçlık yeni filo


Bu gayretler esnasında, sağlık çalışanları şifa ellerini uzatmaya çalışırken, o ellere yumruk, bıçak ve silah sıkılmasının affedilir yanı olmadığını vurgulayan Erdoğan, bu tür davranış içerisinde olanlara milletçe tavrın net bir şekilde konulması gerektiğini kaydetti.

''Hastalık bizim içindir ve her hastaneye giden oradan sağlıklı çıkacak diye de bir matematik olayı yoktur'' diyen Erdoğan, doktor ve hemşirenin elinden geleni yaptığını, neticenin şüphesiz ki Allah'tan olduğunu ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye gerçekten çok zor dönemlerden geçti. Milletçe her alanda çok büyük yokluklar, yoksulluklar yaşadık. Ama böyle bir süreçte doktorlarımıza yapılan bu saldırıları görmezlikten gelmek mümkün değil. Vazife şehitlerine Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifalar diliyorum. Bugün 15 hatta 20 yaşın altında olan gençlerimiz Türkiye'nin nereden nereye, hangi yoksulluk seviyesinden hangi zenginlik seviyesine ulaştığını belki görmediler, yaşamadılar. Ama 20 yaşın üzerindeki vatandaşlarımız Türkiye'nin nasıl değiştiğini, dönüştüğünü, türlü badireleri atlatıp buralara ulaştığını çok net olarak görüyor ve biliyorlar. Özellikle sağlık hizmetleri alanında Türkiye son 10 yılda çok büyük ilerleme kaydetti, adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdi. Türkiye 10 yılda sağlık alanında öyle bir atılım gerçekleştirdi ki, inanın dünya bu atılımı hayranlıkla, gıptayla izliyor ve Türkiye'yi örnek alıyor. Sizlere Anadolu'da, Trakya'da değil ücra köylerde, yaylalarda, mezralarda değil, şehir merkezlerinde Ankara'da, İstanbul'da yaşananlardan örnekler vereceğim. İstiyorum ki genç kardeşlerimiz nereden nereye geldiğimizi görsünler. İstiyorum ki vatandaşlarımız bugünlere nasıl geldiğimizi tekrar hatırlasınlar. Bundan 10 yıl öncesine kadar insanlar hastalığın ızdırabını çektikleri kadar, sağlık hizmetlerinin, hastanenin ızdırabını çekiyorlardı. Biz ambulans sirenini çok nadir olarak duyuyor, ambulansı sokaklarda, caddelerde ayda yılda bir görebiliyorduk.''

''Damdan düştük. Damdan düşenin halinden anladık''

Acil bir durum olduğunda hiç kimsenin aklına ambulans çağırmak gelmediğini kaydeden Erdoğan, o ambulansın vaktinde ulaşacağına dair kimsenin umudu olmadığını, bunu bir Başbakan olarak kendisinin yaşadığını, 3 yaralı arkadaşının trafik kazasından sonra ambulansa adeta istifleme konularak hastaneye götürüldüğünü söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''Damdan düştük. Damdan düştüğümüz için de işte bu göreve geldiğimizde biz bunu millete yaşatmayacağız dedik. Hasta bindir zorlukla sokağa indiriliyor, otobüsle, dolmuşla, bulunabilirse, para varsa taksiyle karga tulumba hastaneye gidiliyordu. Ama asıl çile hastaneye ulaşınca başlıyordu'' ifadelerini kullandı.

Acil servislerin, odaların, yatakların dolu, doktor, hemşire ve cihaz sayısının yetersiz olduğunu anlatan Erdoğan, hastaların odadan odaya hatta hastaneden hastaneye dolaştığını, ilaç alma anına gelindiğinde orada da bir karmaşa yaşandığını, ilaçların bulunamadığını, eczane çilesinin yaşandığını bildirdi.

''Yani hastaneye sağlam giren hasta çıkıyordu ve reçetenizde yazılan ilaçların eczanelerde bakıyorsunuz yarısı var, yarısı yok. Ondan sonra da farklı eczanelere gidip o ilaçları ücretle almak zorunda kalıyordunuz'' diyen Erdoğan, bazılarının hastanede iyileşse bile rehin tutulduğunu ve parasını ödeyene kadar hastaneden çıkamadığını, hatta bazılarının ölülerinin bile hastanede rehin kaldığını dile getirdi.

''Sağlıkta da insanımıza yakışan, yaraşan sistemi inşa ettik''

Bu sıkıntıların büyük şehirlerde yaşandığının altını çizen Erdoğan, şu şekilde devam etti:

''Büyük şehirlerden uzaklaştıkça sağlık çilesi daha da artıyordu, katlanıyordu. Hastane bulsanız doktor, doktor bulsanız cihaz yoktu. Hepsini bulsanız ilaç yok. Kış mevsiminde yollar kapanıyor, bazen 6 ay açılmıyor. Maalesef nice hasta, köylerinde, evlerde, yollarda, kızakların üzerinde hayatını kaybediyordu. Allah'ın izniyle, milletin, sizlerin desteğiyle son 10 yılda bu manzarayı tamamen tersine çevirdik. Bizim insanımız her şeyin en iyisine fazlasıyla layıktır dedik ve adımlarımızı attık. Bizim insanımız sokakta, caddede, okulda, devlet dairesinde olduğu gibi hastanede de insanca muamele görecek, insanca hizmet alacak, devlet onun hizmetkarı olacak dedik. Azimle, kararlılıkla, samimiyetle çalıştık. Hamdolsun her alanda olduğu gibi sağlıkta da insanımıza yakışan, yaraşan sistemi inşa ettik.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne içeriden ne de dışarıdan hiçbir saldırının bizi zayıflatmasına, yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmeyeceğiz. Bizi bölmek ve ayırmak isteyenlere hadi oradan çekilin, siz bu millete düşmansınız diyeceğiz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Sağlık Bakanlığı kara ambulansı, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) aracı ve ambulans botlardan oluşan 486 araçlık filonun TÜYAP Fuar Alanı Otoparkı'nda düzenlenen hizmete alım törenine katıldı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 10 yıl önce enflasyonu düşüreceklerini söylediklerinde birilerinin bunu hayal olarak gördüğünü ama yüzde 30'dan devraldıkları enflasyonu yüzde 6'ya düşürerek, bu hayali gerçeğe dönüştürdüklerini dile getirdi.

Paradan 6 sıfır atacaklarını söylediklerinde birilerinin ''Bunlar hayal görüyor'', ''6 sıfırı attığında enflasyon patlar'', ''Taksim Meydanı'na çıkar eşek gibi anırırım'' dediğini ifade eden Erdoğan, ''Ben hala o köşe yazarlarını çok merak ediyorum. Ama onlar hiçbir zaman sözlerinin sahibi olamadılar, olamazlar. Sözlerinin sahibi olanlar burada'' dedi.

-''Yolsuzluk hortumlarını keserseniz...''-

Bol sıfırlı paraların unutulduğunu, hayalin gerçeğe dönüştürüldüğünü anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''10 yıl önce Türkiye'nin milli geliri üç kat artacak deseydik, bugün yine birilerine hayal gibi gelebilirdi. 230 milyar dolarla aldık, 774 milyar dolara çıktık. 3 kattan fazla artırdık. 10 yıl önce Türkiye IMF'ye olan borçlarını tamamen ödeyecek dediğimizde herkes dalgasını geçiyordu. Hatta borç vereceğiz dediğimizde dalgasını geçiyordu. 23,5 milyar dolar borcumuz vardı IMF'ye, bizden öncekiler bunu borçlandı. Şimdi 1 milyar doların altına indik, 860 milyon dolar borcumuz var. Mayıs ayında o da bitiyor, sıfırlıyoruz.

Bu arada da IMF bizden borç istedi. Görüşmeler yapılıyor, onlara 5 milyar dolar borç vereceğiz. 10 yıl önce Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı, şu anda 123 milyar doları aştı. Nereden nereye. İşte olay bu. Bütün bu döviz rezervleri yükseliyor. Bereket var. Siz yolsuzluk hortumlarını keserseniz, mafyayı, çeteleri çökertirseniz işte o bir yerlere giden paralar nereye gelir- Bu milletin kasasına, cebine gelir.''

Göreve geldiklerinde ihracatın 36 milyar dolar olduğunu, 2012 yılı sonu itibarıyla bu rakamın krize rağmen 152,5 milyar dolara çıktığını anlatan Erdoğan, 8.5 milyar dolar olan turizm gelirinin 23,5 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

Türkiye'ye 13 milyon turist gelirken, bugün bu sayının 32,5 milyona çıktığını aktaran Başbakan Erdoğan, ''Bu, Türkiye'nin ne kadar güvenli bir ülke, ne kadar çekim alanı olan bir ülke olduğunu gösteriyor ve sadece güneş, kum, deniz değil turizm. Artık Türkiye'de kültür, inanç, sağlık, eğitim, yayla, dağcılık, dağ turizmi var'' dedi.

-''2023'e çok farklı bir ülke olarak gireceğiz''-

Bütün bu ilerlemeyi, zenginleşmeyi okul, hastane, ambulans, adliye sarayı, asayiş, yol, konut olarak milletle birlikte sağladıklarını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''10 yılda nasıl hayalleri gerçeğe dönüştürdüysek, inanın önümüzdeki 10 yılda da hedeflerimizi tutturacak, 2023'e çok farklı bir ülke olarak gireceğiz. Şunu özellikle bilmenizi istiyorum; bizim en büyük kaynağımız birliğimiz, dayanışmamız, yardımlaşmamızdır, kardeşliğimizdir. Bir olursak, kardeşlik hukukunu yüceltirsek, inanın erişemeyeceğimiz, ulaşamayacağımız hiçbir hedef yoktur. Aramızda Türk, Kürt, Laz, Abazha, Boşnak, Roman olmayacak. Biz yaradılanı, yaradandan ötürü seveceğiz.

Bizi bölmek ve ayırmak isteyenlere hadi oradan çekilin diyeceğiz. Siz bu millete düşmansınız diyeceğiz. Bu millet, birliğini, beraberliğini hiçbir zaman bu ayrılıkçılara feda etmeyecektir. Bu ana muhalefetin yaklaşım ve anlayış tarzı hiçbir zaman bizim anlayışımızla mukayese edilemez.''

-''Hiçbir saldırının bizi zayıflatmasına müsaade etmeyeceğiz''-

Yola çıkarken tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dediklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Etnik milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe hayır dedik. Bunların hepsi bizim ayağımızın altında. Çünkü biz etnik milliyetçilik yapamayız, yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bölgesel milliyetçilik yapamayız dedik. Batıda ne varsa doğuda o olacak. Güneyde ne varsa, kuzeyde o olacak dedik. Bizde dinsel milliyetçilik de olmayacak. Müslüman, Hristiyan... Mezhepsel, Sünni, Alevi ayrımı da bizde yok, olamaz. Çünkü bizim iktidarımız, her türlü inanç gurubunu ve her dini grubun inancını güvence altına alan bir iktidardır. Böyle yola çıktık, böyle devam ediyoruz. Bu dayanışmamızı, kardeşliğimizi böyle yürüttüğümüz içindir ki milletimiz bizi aldı, yüzde 34'ten yüzde 50'ye çıkardı. Ülkemizde, her iki kişiden biri AK Parti iktidarına destek veriyor. Bu daha da artıyor. Bu kardeşliğimizi devam ettireceğiz, kimseye bu noktada prim vermeyeceğiz. 10 yıl boyunca birlikle, dayanışmayla, kardeşlikle büyüdük, inşallah önümüzdeki süreçte de yine birlikle, dayanışmayla, kardeşlikle geleceğe ilerleyeceğiz. Hiç kimsenin birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi bozmasına, aramıza nifak sokmasına izin vermeyeceğiz. Hiç kimsenin, hiçbir etkenin bizim kutlu yürüyüşümüzü engellemesine, yavaşlatmasına izin vermeyeceğiz. Ne içeriden ne de dışarıdan hiçbir saldırının bizi zayıflatmasına, yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmeyeceğiz.''

Başbakan Erdoğan, tamamen anayasal, yasal ve meşru yollardan milletin değerleriyle örtüşen şekilde kardeşlik sürecini ilerleteceklerini ifade ederek, ''Millet olarak umudumuzu hiçbir zaman yitirmeyeceğiz, karamsarlığa kapılmayacak, hayallerimizi asla ertelemeyeceğiz. İyi niyetle çıktığımız bu hayırlı yolda Türkiye'nin önünü açacak, Türkiye'yi istikrarla, güvenle büyütmeye devam edeceğiz. Milletimizin desteği, hayır duası bizimle oldukça bu ülke büyümeye ve güçlenmeye devam edecektir'' diye konuştu.

Erdoğan, konuşmasının ardından Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Selamet, AK Parti milletvekilleri, bazı ilçelerin belediye başkanlarıyla birlikte kurdela keserek, Sağlık Bakanlığı kara ambulansı, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) aracı ve ambulans botlardan oluşan 486 araçlık filoyu hizmete aldı.

Başbakan Erdoğan, daha sonra hizmete alınan araçları inceledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber