Eğitim-Sen'den sürgün iddiası
Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı İhsan Babaoğlu, Tunceli ile Mersin'de öğretmenlerin sürgün edildiğini iddia ederek, diğer illerde de "sürgünlerin başlamasının çok şaşırtıcı olmayacağını" söyledi.
Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı İhsan Babaoğlu, Tunceli ve Mersin'de derste, "Evrim Teorisi'ni okuttukları", "öğrencilerin dini inançlarını sarsıcı açıklama ve telkinlerde bulundukları" gerekçesiyle 11 Eğitim-Sen üyesinin sürgüne gönderildiğini iddia etti. "Sürgünlerin" diğer illere sıçramasının çok şaşırtıcı bir durum olmayacağını öne süren Babaoğlu, "Salt son 1 ay içinde Eğitim-Sen üyelerinin tüm kamuoyu önünde yaşadıkları, Türkiye'nin insan hakları ve özgürlük açısından nerede olduğunu göstermiştir. Eğitimcilerin büyük yürüyüşünde yaşanan saldırılar yeterli görülmemiş olacak ki, son günlerde tüm Türkiye çapında Eğitim-Sen üyelerine yönelik baskı, soruşturma, sürgün ve cezalarda artış görülmüştür. Tunceli Valisi'nin isteğiyle 6 Eğitim-Sen üyesi, Türkiye'nin çeşitli illerine sürgün edilmiştir. Mersin'de yaşananlar ise, Türkiye'nin 21. yüzyılın çok daha gerisinde olduğunu göstermiştir. Mersin'de Yalınayak İlköğretim Okulu'nda görev yapan 5 Eğitim-Sen üyesinin derste, 'Evrim Teorisi'ni okuttukları', 'öğrencilerin dini inançlarını sarsıcı açıklama ve telkinlerde bulunmaları' gibi gerekçelerle sürgün edilmesi, Türkiye'nin nasıl bir zihniyete mahkum ettirilmek istendiğinin göstergesidir. Yıllardır Eğitim-Sen üyelerine yönelik idari ve siyasi baskıların olduğu bilinmektedir. Eğitim-Sen üyeleri, daha önce de benzer gerekçelerle soruşturmaya uğramış, sürgün cezaları almıştır. Eğitim emekçilerinin mücadelesini engellemeye yönelik bu tür girişimler, ne ilk ne de sondur. Bu nedenle, Tunceli'nin ardından Mersin'de parlayan soruşturma ve sürgün cezalarının, önümüzdeki günlerde diğer illere de sıçraması bizim için şaşırtıcı olmayacaktır" dedi.
Eğitim-Sen Şube Başkanı İhsan Babaoğlu, yaşanan "sürgünlerin, cezaların" Eğitim-Sen'in doğru yolda olduğunu gösterdiğini savunarak, siyasi iktidarın ise yürütülen bu mücadeleden rahatsız olduğunu ileri sürdü