Kamuda türban yoksa içki de yok

Haber Giriş : 22 Aralık 2005 08:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Funda Özkan/Radikal

Türkiye'de atılan her adım dış dünyada takip ediliyorsa, Antalya'da alınan her nefes yurtdışında etki yaratıyor. Bugün Ruslar için, Almanlar için Antalya, Türkiye'den, İstanbul'dan daha bilinir.
Son günlerin 'içki yasağı' ve 'içki içilen yerlerin tecridi' tartışmaları da, dünyada Türkiye'nin imajı kadar Antalya'nın geleceğini ipotek altına alıyor. Antalya'ya gelecek Ruslar votkasının, Almanlar birasının, Fransızlar şarabının, İngilizler viskisinin derdine düşüyor.
Antalya'dan sesini yeterince duyuramadığını düşünüyor olsa gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, İstanbul'da önce basın toplantısı yaptı, ardından küçük bir grup gazeteciyle görüş alışverişinde bulunduğu yemek düzenledi.
Menderes Türel, anamuhalefet lideri Deniz Baykal'ın kulaklarını yeterince çınlattı. Bizim merak ettiğimiz ana konuysa 'içki yasağı' tartışmasıydı.
Hükümetin ikinci adamı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bile "Bu içki olayında kafam karıştı" dedikten sonra biz sokaktaki vatandaşın şıp diye yasak işini çözmesi mümkün mü?
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, "Yerel yönetimler reformu çerçevesinde yetkilerin atanmışlardan alınıp, seçilmişlere verilmesine yönelik bir karar bu" diyerek söze başlıyor, ardından şöyle devam ediyor:
"AK Partililerin oyuyla seçildim ama Antalya'nın başkanıyım. Partizanca davranamam. Büyükşehir belediyesi olarak, içkili yer bölgeleri konusunda hiçbir çalışmamız yok. Bu tartışmaların gündeme gelmesi bile uluslararası ölçüde turizmimizi olumsuz etkiliyor."
Pek güzel anlatıyor, Menedres Türel.
Devamı da şöyle:
"Geçenlerde bizim partiden bir belediye başkanı dedi ki, 'Başkan ne güzel sen uluslararası film festivali yapıyorsun, bense cami minaresi peyzajı yarışması.' Halkın tercihleri var, halkın nabzını iyi tutmak gerekiyor. Ben Antalya'da cami minaresi peyzajı yarışması yapamayacağım gibi, o da film festivali yapamaz."
Son dönemdeki tartışmaların altında da bu endişe yatıyor. 'Yetkiyi kötüye kullanacak belediye başkanları çıkar mı?' endişesi bu. Hadi kötüye kullanma demeyelim de, 'şehrinin muhafazakâr yapısı nedeniyle' içkiye yasak uygulamasına gidenler olur mu?
Ki olduğunu da gördük, Denizli'de, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde...
Menderes Türel, 'Bu yetki kötüye kullanılır mı' sorusuna, "Kullanılabilir elbette. O zaman demokrasiyi de tartışmamız lazım" karşılığını veriyor.
Menderes Türel, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı'ydı. Görünüşü 'tutucu' değil. Yanlış anlaşılmasın içki içmeyi de çağdaşlık kıstası almıyorum elbette. Ancak Menderes Türel'in yaklaşımı da eleştirilmeyi hak ediyor.
"Kimse bir vatandaşın ibadet özgürlüğüne, başörtüsüne karışamayacağı gibi, alkollü içecek tüketimi konusunda da böyle bir sınırlama doğru olmayacaktır" diyor.
Bu sözlerini kendi verdiği örnekle açıklayalım:
"Altın Portakal Film Festivali'nin için hoş geldiniz kokteylini belediyede verdik. İçki servisi olmadı. Ben de içki içiyorum ama belediyede, kamu binalarında içki içilmesine karşıyım. Belediye tesislerinde düğün de olsa içki verilmemeli. İçki içecek düğün sahibi özel tesislerde düğün yapsın."
Niye karşıymış?
"Özel tesiste içki içildiğinde oranın çalışanı gerekli hizmeti, gerekli müdahaleyi yapar. Ama kamu personelinden aynı hizmeti vermesi beklenemez."
'Her içen zıvanadan çıkar' gibi bir fikre kapılmaya başladı AKP'liler.
Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da ima etmişti. Menderes Türel de aynı izde:
"Kamuda türban yoksa, içki de yok."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber