Emniyet, sorunlarını tespit etmek için sivil toplum kuruluşlarından ve personelinden görüş alarak hazırlattığı kitabı daha sonra sakıncalı bularak toplattı.

Emniyet, sorunlarını tespit etmek için sivil toplum kuruluşlarından ve personelinden görüş alarak hazırlattığı kitabı daha sonra sakıncalı bularak toplattı.

Emniyet tarihinde ilk kez sansürsüz şekilde hazırlanan özeleştiri kitabı Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner'in talimatıyla toplatıldı. Raporun hazırlık aşamasında, gösteri ve yürüyüşlerde sık sık polisle karşı karşıya gelen İnsan Hakları Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarına da, ?Nasıl bir Çevik Kuvvet istiyorsunuz?? sorusu yöneltilmişti.

Zaman'ın ele geçirdiği Çevik Kuvvet Raporu'nda polisler, çalışma koşulları ve amirlerinin davranışları hakkında ağır eleştirilerde bulunuyor. Polislere göre amirleri bazı toplumsal olaylarda gereksiz yere çok sayıda personeli görevlendiriyor. Mesai saatlerinin düzensizliğinden yakınan Emniyet mensupları, ?Ben dövmeyeyim de kimler dövsün?? şeklinde ifadelerde bulunuyor. Raporda polisler, ?Toplumsal olaylarda saldırı olduğu zaman ne devleti güçsüz gösterecek kadar az ne de kaynak israfı doğuracak kadar fazla personel görevlendirilmesi gerekir.? görüşünü dile getiriyor.

Maçlarda boş tribünlerin önünde görev yaptıklarını belirten polisler, bu durumun seyircinin alaylı tavırlarına sebep olduğunu hatırlatıyor. Çevik Kuvvet'te santral memuru olarak görevlendirildiğini belirten bir polis, ?Bu yapmam gereken iş değil.? diyor.

Sakıncalı yayınlarla mücadele eden Emniyet, bu sefer kendi hazırlattığı yayını sakıncalı buldu. İstanbul'da 2001'de Çevik Kuvvet otosuna yönelik saldırının ardından binlerce polisin büyük şehirlerde yürüyüş yapması Emniyet yetkililerini harekete geçirdi. Genel Müdürlük başta Çevik Kuvvet'te görevli memurlar olmak üzere polislerin yaşadığı sorunların tespiti için sivil toplum örgütlerinin görüşlerine başvurdu. İnsan Hakları Derneği ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu gibi dernek ve sendikaların verdiği bilgilerle 280 sayfalık rapor hazırlandı. Bin adet bastırılan rapor, öncelikle üst düzey bazı emniyet müdürlerine gönderildi. Ancak özeleştiri raporu, polislerin amirlerine ve Emniyet teşkilatına yönelttikleri eleştiriler sebebiyle sakıncalı bulundu. Rapor dağıtım için Emniyet Genel Müdürü Aydıner'e de gönderilirken Aydıner, rapordaki bazı görüşler yüzünden kitabın toplatılması talimatını verdi. Üst düzey Emniyet müdürlerine gönderilen kitaplar da tutanak karşılığında toplanarak depoya kaldırıldı.

Raporda Çevik Kuvvet'in statü sorununun çözülmesi gerektiğine işaret ederek imaj ve algılamada Çevik Polisi'nin statüsünün düşük olduğunu ifade ediyor. Cop, köpek, at ve gaz gibi kullanılan lojistik araç ve gereçlerin ele alındığı raporda, köpeklerin toplumsal olaylarda müdahale sırasında aktif şekilde kullanılmasının tehlikeli durumlara yol açabileceği belirtiliyor. Atlar gibi köpeklerin de toplumsal olaylarda kullanılması istihdam edilmesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilen raporda, polisler, maytaptan dahi ürken atların eylemlerde kullanıcısını oldukça zor duruma düşürdüğüne dikkat çekiyor.

Raporda görüş bildiren bazı polisler, el spreylerini coptan daha etkili görüyor. ?Gazların toplumsal olaylarda, toplulukla beraber polisi de etkileyecek şekilde kullanımından kaçınılması gerekiyor. Gaz kullanımından önce anons yapılmalı.? tespitinde bulunan polisler, önce gaz, ardından cop kullanılması gerektiğini savunuyor. Raporda, tüm polislere biber gazı dağıtılmasının uygun olacağı görüşü savunuluyor.

Çevik Kuvvet personelinin büyük bölümü kalabalıkların dağıtımında panzer kullanımının gereksiz olduğu görüşünü savunuyor. Kalabalıkların dağıtımında panzerlerin sıktığı boyalı su normal sudan daha etkili olduğu dile getirilirken, panzerlerin her olayda öne sürülmesinin caydırıcı etkiyi kaldırdığı ifade ediliyor. Raporda, ?Panzerler görüş alanı dar olduğu için çevreye hakim olamamakta. Panzerler yalnızca personele silahlı bir saldırı olabilecek yerde kullanılmalı. Panzer olaylarda tahrik unsuru oluyor. Bu yüzden topluluk saldırgan hale gelmiş ve tamamen çığırından çıkmışsa kullanılmalı.? tespitinde bulunuluyor. Raporda sivil toplum kuruluşlarının da görüşlerine yer verilerek ?Nasıl bir Çevik Kuvvet istiyorsunuz?? sorusu yöneltildi.

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu:

Toplumsal olaylarda zor kullanılmamalı. Esnafa eylem yaptırmadınız, işçilere eylem yaptırmadınız. Ankara'da eylem yasaklandı. İnsanlar tepkilerini nasıl dile getirecek? Eylemin bitirilmesi için bir saat veriliyor. O arada polise emir ve komuta eden kişi gösterinin hemen dağıtılması için emir verebiliyor. Sizinle birlikte oraya gelen eylemciler emir komuta zinciri içinde hareket etmiyor. Bu arada toplum polisinin iyi tanınması gerekiyor. İnisiyatif kullanılırken işin aslından uzaklaştırılarak adeta sorun oluşturmaya yönelik bir tavır gösteriliyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin:

En itici şeylerin başında cop geliyor. Eylemi copla dağıtırsanız, dağıtamazsanız başka bir tedbir gelir, panzer gelir, gaz gelir, yani olayın büyüklüğüne göre önlem değişir. Bu materyallerin kullanılmaması en büyük dileğimizdir. Arkadaşımız grubun dağıtılmasını rica ediyor. Dağılmadıkları takdirde güç kullanacağını söylüyor. Eğer bunu güzel bir üslupla söylerse karşıdakilerin yaklaşım tarzı da farklı olur.

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur:

Yasal eylem yasal davranış karşılıklı olmalıdır. Eğer esnaf derneği müsaade almadan sokağa dökülüp vurup kırıyorsa, yakıp döküyorsa, polis de aynı muameleyi yapmak zorundadır. Aksi takdirde ezilir. Polisin böyle bir olaya intikalinde kendi kitle kişiliğini koruma zorunluluğu vardır. Polisin direnme gücünü takviye etmek gerekir.

Türk-İş Genel Sekreteri Hüseyin Karakuş:

Cop ve köpeklerin kullanılması en son yapılması gereken şeylerden biridir. Ufak bir sorunda yürüyüşü kesmek veya herhangi bir olayı dağıtmak için kullanılmaması gerekir. Önce kalkan ile müdahale edilebilir. Su sıkmakla dağıtılabilir. Cop ve köpek kullanmak, saldırtmak, bunlar hoş şeyler değil.

zaman