Öğretmen ve futbolcu

Görgüsüz futbolcunun biri çıkıyor, "Benim 7 ceddime yetecek param var!" diyor.
Borsa'da kaybettiği 6 milyon doları da, anası ağlayan bir ülkenin gözüne sokuyor.
Bu ülkede öğretmenlerin 7 gün sonrasına yetecek parası yok.
Bu ülkede öğretmenler, pazar sonlarında ezik domates toplamanın onurunu yaşıyor.
Futbolculara ibadet eden düzen, öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği görmüyor bile.
Öğretmenler fitildir gaz lambalarında.
Ülkesi aydınlık olsun diye kendisini yakar! Futbolcular, milyon dolarlık merdivenlere basıp, arşa çıkar! Sen çok yaşa memleketim!

***

Futbolcuya değer verip, öğretmenini ezik domateslere mahkum eden düzen, karanlıkları ülkeye davet ediyor.
Futbolcunun ağzının içine bakan ve ayaklarına kul köle olan toplumlarda, öğretmenler otobüslerde bile "yer verilmesine gerek duyulmayan" insanlar haline dönüşüyor.
Böylesine bir saygı çarpıklığında, karanlıklar aydınlıkları boğuyor.
Sokaklar hırsızlara ve namussuzlara teslim oluyor.
Herhalde, "devlet devrilinceye kadar", bu sistem tıkır tıkır işleyecek. Çünkü padişahlar öyle istiyor! Futbolcularına tanrı muamelesi yapanlar için öğretmen ne ki!

***

Televizyonlar ve gazeteler için de durum aynı... Onlar da futbolcuya tapınmanın bütün kulluk haklarını yerine getiriyorlar. Toplumu da aynı karanlık çemberin içine çekiyorlar.
"Bir harf öğretene 40 yıl köle olunan düzene karşılık!"
Bir gol atan futbolcunun 7 ceddine uşaklık edecek sistem yürürlüğe giriyor. Siz hiç öğretmenler için saatlerce tartışılan bir televizyon programı gördünüz mü? Ya da gazetelerde, öğretmenlerin
24 Kasım'dan başka bir gün anıldığına şahit oldunuz mu?

***

Bir futbolcu 7 ceddine yetecek parasıyla gurur duyuyor. Bir öğretmen asaletiyle... Öğretmenler, televizyonlardaki ve gazetelerdeki futbolcu uşaklarını ve parasıyla övünen görgüsüzleri adam edemediklerine yanıyorlar. Kendilerini yaktıkları yetmezmiş gibi... İşin en acı yanı bu! Yoksa paranın canı cehenneme! Para ancak görgüsüzlerin gururudur!

hakkı yalçın/takvim