İstanbul'da 'KKKA riski yok'

Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Tıp Fakültesi 1. Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi 'Enfeksiyon Hastalıkları' başlığıyla Türkiye'de ilk defa yapıldı. 500 Tıp Fakültesi öğrencisi ve akademisyenlerin katıldığı kongrede enfeksiyon hastalıklarına dair Kırım-Kongo Kanamalı ateşi hastalığı başta olmak üzere tıp etiği, viral hepatitler, tularemi, bruselloz gibi sık görülen hastalıklar ve farklı birçok hastalık değerlendirilmeye başladı. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Enfeksiyon Hastalıkları başlığında yapılan kongrede bölgeyi özellikle ilgilendirmesi nedeniyle KKKA Hastalığının öğrenci düzeyinde katılımcılarla paylaşıldığını söyledi.

Sağlık Bakanlığı KKKA Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hürrem Bodur, devletin kenelerden insanlara geçen KKKA hastalığı ile ilgili her türlü önlemi aldığını kaydetti. Keneden ölümlerin artık haber değeri olmaması gerektiğini savunan Bodur, "Çünkü bunlar sansasyonel oluyor, panik oluşturuyor. Kene her yerde var. İnsanlar ondan sona 'bize kene tutundu' buna karşı bir şey yapın diye binlerce kişi hastaneye akın ediyor. Risk belirli coğrafi alanların kırsalında. KKKA riski taşımayan alanda yaşayanları huzursuz, rahatsız ettik. İstanbul'da da insanlar pikniğe, parka gidemez oldu. İstanbul için böyle bir risk söz konusu değil. Oradaki kenelerin cinsi farklı, Kırım Kongo etkenini taşımıyorlar. Duyarlılığı çok fazla artırdık, dozunda bırakmak lazım. Bu tip haberleri eğitime, halkın bilinçlenmesine yönelik kullanmak lazım." dedi.

Bodur, 2002-2009 yıllarında kene vakalarının üst düzeyde görülürken, 2010 yılından itibaren bu sayının azalmaya başladığını vakaların 2013 yılında da azalmaya devam edeceğini beklediklerini ifade ederek, "Toplumda duyarlılık ve KKKA Hastalığı konunda bilgilendirme arttı. Korunma tedbirleri konusunda alınan önlemlerin etkisi oldu. Vatandaşlardan isteğimiz 'bu bizim bildiğimiz kenedir, bir şey yapmaz' anlayışını terk etmelerini özellikle bekliyoruz.

KKKA tanısı konulan vakalarda ölüm oranı Türkiye ortalaması yüzde 5 civarında. Yani 100 tane tanısı konulan hastadan ölenlerin oranı yüzde 5. Dünya'daki en düşü oran Türkiye'de. Herkes her kene tutunan KKKA hastası olmuyor. Hastalığı klinik veriler vermeden geçiren insanlar da var" diye konuştu.

10 yıllık süre içerisinde çok yaşlarda 5-6 yaşında ölen birkaç vaka olduğuna dikkat çeken Bodur, KKKA çocuk yaş gurubunu değil erişkin dediğimiz insanları etkilediğinin altını çizdi.

"KENEYİ KENDİMİZ ÇIKARTABİLİRİZ"

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Başkanı ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ)Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu ise keneyi insanların zaman kaybetmemesi adına kendisinin çıkartabileceğini söyledi. Vatandaşların keneyi nasıl çıkartması gerektiğini öğrendiyse ile çıkartmasında yarar olduğunu ifade eden Leblebicioğlu, "Keneyi çıkartmayı bilmiyorsa bir sağlık kuruluşundan yardım istemesi lazım. Kene vücutta ne kadar uzun süre kalırsa o kadar enfeksiyon olma olasılığı artıyor. Mümkün olduğu kadar kene tutunduktan sonra en kısa zamanda kenenin çıkartılması lazım" dedi.

Keneyi kendisi çıkaranların hayatını kaybettiği yönünde yer alan haberlerle ilgili sorulara Leblebicioğlu, "Genelde otur vakaların hayat kaybetmekten öte hastaneye geç geldiklerini görüyoruz. Kene tutunması olup ardından ateş, bulantı, kusma, halsizlik kanam bulguları varsa hastaneye başvurulmalı"

Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Zati Vatansever ise hayvanlara yapışan kenelerin patlatılmaması uyarısında bulundu. Kırsal alanda yaşayan ve hayvancılık yapanları uyaran Vatansever, patlatılan kenelerin eldeki çatlak ve yaralardan insanlara geçebileceğini vurguladı. GOÜ'den Yrd. Doç. Dr. Fazilet Duygu'da KKKA hastalığıyla ilgili sunum yaptı.