Bunu da skandal diye yazdılar

Geçtiğimiz iki hafta sonunda 2 milyondan fazla adayın soru kitapçıklarını ve cevap kağıdını teslim alan ve sınavdan sonra 7 gün gibi kısa bir sürede sonuçları açıklayan ÖSYM'nin kanuni yetki ve sorumluluğu kapsamında yaptığı eşdeğer sınavı bile malum medya organı “skandal” olarak gördü.

ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda yer alan “Sınavını tamamlayan her aday kullandığı soru kitapçığı ile cevap kâğıdını salondaki görevlilere teslim edecektir. Soru kitapçığı ve cevap kâğıdının salon görevlilerine eksiksiz olarak teslim edilmesinin sorumluluğu adaya aittir. Soru kitapçığı veya cevap kâğıdı eksik çıkan adayın sınavı geçersiz sayılır. Adaylar isterlerse salon görevlilerinin, cevap kâğıtları ile soru kitapçıklarını paketlemelerini izleyebilirler” kuralı gereğince daha önce yaşanan bu türden olaylarda kusur adayın olduğundan hareketle sınavlarını değerlendirmeye almamaktaydı. Ancak bu yıl ilk kez salonlarda kamera ile kayıt yapan ÖSYM, yeni geliştirdiği yazılımla bazı adayların cevap kağıtlarının merkeze ulaşmadığını o anda tespit etmiş, kamera kayıtlarını incelemeye almıştır. İzlenen kamera kayıtlarında adayın kusuru olmadığını tespit eden ÖSYM, adayların mağdur olmamaları için hızlı bir biçimde eşdeğer sınavı kararı almış, bu adayları da kendi sınav merkezlerinde eşdeğer sınava tabi tutmuştur. Beş farklı ilde aynı anda başlatılan ve Çarşamba gün yapılan sınavların sonuçları da açıklanmıştır. Ayrıca yapılan sınavlar merkezden gönderilen tarafından gerçekleştirilmiş ve kamera ile kaydedilmiştir. ÖSYM adına görev yapan salon görevlileri ÖSYM'nin kendi personeli değildir. Diğer kurumlarda görev yapan kamu görevlilerinin tümünün aynı duyarlılıkla görev yapması da beklenemez. Ancak salonda ortaya çıkan ve kendi personeli olmadığı halde adayı mağdur etmemek yönünde olumlu tavır ortaya koyan kurumun yaptığı uygulamayı skandal olarak gören bazı medya organlarının, geçmişte kapalı kapılar ardında yapılanları “güven” algısı olarak yansıttığı da unutulmamalıdır. Haberde ayrıca adayların kusurunun olmadığının tespit edilebiliyor olması, ÖSYM'de yapılanların tümünün izlenebiliyor olması ve hatanın ÖSYM'den kaynaklanmadığının tespit edilmiş olması haberin ayrıntıları içinde verilmiş olsa da sunuluş biçimi “çamur at izi kalsın” anlayışının tezahürüdür.

LYS sonuçlarının erken açıklanması sonrası didik ettikleri sonuçlarda herhangi bir hata bulamayan bir kısım medyanın bu sınavda da “skandal” olarak niteleyebileceği bir olayı bulmuş olması onlar adına bir başarıdır.