Merkezin müdahalelerine rağmen döviz yükselişini sürdürüyor

TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın pazartesi gününden itibaren güçlü bir ek parasal sıkılaştırma uygulamasına başlanacağını belirterek, “Ek parasal sıkılaştırmanın güçlü, etkili ve geçici olması esastır. Uygulamanın süresi döviz piyasasındaki gelişmelere bağlı olarak belirlenecektir" açıklaması yapmıştı.

Merkez Bankası, ek parasal sıkılaştırma kapsamında bugün 1 tanesi 50 milyon dolar, 4 tanesi 150 milyon dolar ve 1 tane 650 milyon dolar olmak üzere toplam 6 ihale döviz satım ihalesinde 1 milyar 350 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi.

Bugün bankalararası piyasanın açılışında 1,9420 olan dolar/TL kuru, en yüksek 1,9565 seviyesini gördükten sonra Merkez Bankası'nın döviz satım müdahaleleri ile gün içinde en düşük 1,9370'ye kadar geriledi.

Merkez Bankası ek parasal sıkılaştırma kararının ardından 8 Temmuz'da dövizdeki volatiliteyi azaltmak için toplam 2 milyar 250 milyon dolarlık döviz satım ihalesi gerçekleştirmişti. Aynı gün bankalararası piyasanın açılışında 1,9739 ile tarihi zirvesine yükselen dolar/TL, TCMB'nin döviz satım ihaleleri ile piyasaya müdahale etmesinin ardından gün içinde en düşük 1,9436 seviyesine kadar gerilemişti.

TCMB'nin ek parasal sıkılaştırma politikası çerçevesinde bu yıl ilk defa 11 Haziran'da döviz satım ihalelerine başlanmıştı. 11 Haziran - 8 Temmuz arasında düzenlenen ihalelerle piyasaya 4 milyar 900 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirilmişti. TCMB'nin 11 Haziran'dan bugüne kadar yaptığı döviz ihaleleriyle sattığı tutar 6 milyar 200 milyon dolara ulaştı.

-Merkez bankaları döviz kurunu rekabetçi bir seviyede tutmak amacıyla müdahale ediyor

Londra merkezli finans kuruluşu Capital Economics gelişen piyasalar ekonomisti William Jackson, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, volatiliteyi engellemek için döviz kurlarına müdahale etmenin gelişen piyasalardaki Merkez Bankaları'nın çok tipik bir özelliği olduğunu belirterek, Çin başta olmak üzere diğer birçok Asya ülkesi ve Mısır, Romanya, Rusya, gibi ülkelerin döviz kuruna sıklıkla müdahale ettiğini söyledi.

Merkez bankalarının müdahalelerinin döviz kurunu rekabetçi bir seviyede tutmak gibi avantajının olabileceğini vurgulayan Jackson, "Ayrıca, yabancı para cinsinden borçlanma düzeyi yüksek olan ülkeler için de avantajları var. Örneğin borç ödemede yerel para birimin maliyetinin yükselmesine sebep olabilecek döviz kurlarındaki keskin düşüşü önleyebilir. Bu durumlarda ekonomik büyümenin yavaşlamasına sebep olabilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın döviz kurlarına müdahalede bulunmasının temel sebebinin de bu olduğuna inanıyorum. Ayrıca Polonya Merkez Bankası'nın da haziran ayında döviz kurlarına müdahale etmesinin sebebi de bu olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Dövize yapılan müdahalenin problemlere yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunan Jackson, "Mesela Mısır gibi bir ülkede merkez bankası çok fazla değerlenen döviz kurunu desteklemek için müdahalede bulunuyor. Bu merkez bankasının döviz rezervleri düşecek mi ya da döviz kuruna olan destek artacak mı? gibi sorulara yol açabilir. Eğer destek verilmezse bu durum ekonomiyi sıkıntıya sokacak bir keskin düşüşe sebep olacaktır" ifadelerini kullandı.