Yargı Yayınevi: KPSS'de 4 soruda hata var

Yargı Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Can OKTAYLAR, 6-7 Temmuz 2013 tarihinde yapılan KPSS sınavını memurlar.net'e değerlendirdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Temmuz 2013 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Yargı Yayınevi: KPSS'de 4 soruda hata var

Yargı Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Can OKTAYLAR, 6-7 Temmuz 2013 tarihinde yapılan KPSS sınavında 4 soruda hata bulunduğunu belirtti.

Sorular incelendiğinde sayısal bölümde 50. sorunun cevabı seçeneklerde bulunmadığını belirten Oktaylar, "Genel Kültür Coğrafya dersinde ise cevabın yanlış olduğu iddia edilen 28. sorunun cevabı doğrudur. Eğitim Bilimleri alanında 43. sorunun cevabı yanlış verilmiş, 65. ve 73. soruların ise birden fazla cevabı bulunmaktadır." dedi.

Oktayların sorularla ilgili olarak yaptığı analiz şu şekildedir:

Sorunun doğru cevabı seçeneklerde bulunmamaktadır. Çünkü sorunun cevabı 12'dir.

20 turda 1 numaralı koltuk ve 20'ye kadar olan asal sayılardaki koltuklar 1 kez yan yatar.Bunlar 1,2,3,5,7,11,13,17 ve 19'dur.

Ayrıca 20 turda 25 numaralı koltuk sadece 5. turda, 46 numaralı koltuk sadece 2. turda, 49 numaralı koltuk sadece 7.turda 1 kez yan yatar.

Sonuç olarak 20 turdasadece 1 kez yan yatan koltuklar 1,2,3,5,7,11,13,17,19,25,46,49 numaralı koltuklardır ve 12 tanedir.

ÖSYM cevabı B şıkkı olan 9 olarak vermiştir fakat doğru cevap olan 12 seçeneklerde yoktur.

Dolayısıyla soru iptal edilmelidir.

ÖSYM sorunun doğru cevabı olarak D seçeneğini belirlemiştir. Fakat sorunun cevabının E olduğu iddia edilmektedir. Bu konuya yönelik literatür incelendiğinde bununla birlikte bilimsel kongrelerde sunulan akademik çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda sorunun cevabının D seçeneği olduğu görülmektedir.

Bir deltanın oluşumu için, akarsu tarafından taşınan döküntünün akıntılar ve dalgalar tarafından akarsu ağzından uzaklaştırılan döküntü miktarından daha fazla olması gerekir. Delta oluşumu açısından ilk ve asıl şart yukarıda belirtilen durumdur. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere deltaların oluşumu akarsuların yapıcı ve dalgalarla akıntıların bazen yapıcı bazen yıkıcı etkisine bağlıdır.Bu ilişkileri belirleyen etkenleri ve şartları şu şekilde özetlemek mümkündür.

1. Nehrin taşıdığı materyal miktarı

2. Deniz dibinin topoğrafya şekli

3. Dalga şiddeti

4. Akıntı durumu

5. Kabuk hareketi

Kaynak: Sırrı ERİNÇ Jeomorfoloji II DER yayınları 2001 Sayfa 347-348

Bu tanımlamaya bağlı olarak Batı ve Orta Torosların güney yamacından alan akarsuların karstik arazi yapısı nedeniyle daha çok yükü eriyik halde taşımaları büyük deltaların oluşamamasının temel nedenidir. Bu nedenle soru iddia edildiği gibi yanlış değildir. Bu alanda kıyıdaki derinliğin fazla olmasınında büyük deltaların oluşamamasında etkisi bulunmaktadır. Ancak bu tali bir etkendir. Soru, Bu durumun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? diye sorulmuş olsaydı soruda hiçbir kusur olmayacaktı.

Bu soruyla ilgili ayrıntılı değerlendirme için tıklayınız.

ÖSYM sorunun doğru cevabı olarak B seçeneğini vermiştir. Oysa aşağıda verilen literatür bilgileri incelendiğinde doğru cevabın E olduğu görülmektedir.

Davranışçı kurama göre bir uyaran tarafından başlatılan refleksif, duyuşsal ve tepkisel davranışlar klasik koşullanmayla; belirli bir amaca dönük sonuçlarından etkilenen davranışlar ise edimsel koşullanma ile açıklanır. Soruda zil sesini duyan köpeğin elektrik şokundan kurtulmak için harekete geçtiği belirtilmiştir. Davranış sonucu tarafından yönetilmektedir. Köpek kendisine acı ve elem veren bir durumdan kaçınarak(kaçınma koşullanması) kendisini olumsuz pekiştirmektedir. Bu nedenle sorunun cevabı edimsel koşullanma olmalıdır. Deneyde zil sesi ayırt edici uyarıcı işlevi üstlenmiştir.

I. Zil sesi (Nötr Uyarıcı) + elektrik şoku (Koşulsuz Uyarıcı) …… Titreme (Koşulsuz Tepki)

Zil (I. Koşullu Uyarıcı) ……………………… Titreme (Koşullu Tepki)

II. Işık (Nötr Uyarıcı) + Zil sesi (Koşulsuz Uyarıcı)… …..… Titreme (Koşulsuz Tepki)

Işık (Koşullu Uyarıcı) ……………………………………… Titreme (Koşullu Tepki)

Fakat soruda böyle bir sürece yer verilmemiştir. Bu durumda “üst düzey koşullanma” olarak verilen cevabın hatalı olduğu düşünülmektedir.

ÖSYM sorunun cevabını D seçeneği olarak belirtmiştir. Fakat soru incelendiğinde D seçeneği ile birlikte A seçeneğinde de verilen ifadenin de yanlış olduğu görülmektedir. Bu nedenle soru çift cevaplıdır. Buna yönelik akademik literatürden kolaylıkla saptama yapılabilir.

Freud'un klasik psikanalitik kuramına göre; her bebek doğduğunda bir id yığınıdır. Yani yeni doğmuş bir bebeğin davranışlarında "id"in belirleyici olduğu söylenebilir. İd haz ilkesine göre çalışır, bir başka deyişle doyumu ertelemeye tahammülü yoktur. İd hazzı ertelemek zorunda kaldığı anda bebek gerçeklikle karşı karşıya kalır. Bu durum yaşamın ilk bir yılında egonun yani gerçeklik ilkesinin oluşmasını sağlamaya başlar. Freud'a göre süperego ise beş yaşlarında yani fallik dönemin sonlarında oluşur. Çocuk fallik dönemde oidipal çatışmasını çözebilmek için kendi cinsiyetinden olan ebeveyni ile özdeşime girer. Bu özdeşim sürecinde ebeveynin cinsiyet rolünü, değerlerini ve ahlak anlayışını kendine mal eder. İşte bu durumda özdeşim süreci ile birlikte süperego oluşur. Bu durumda soru iki cevaplıdır. Hem "Bebeklik ve çocuklukta, kişilik yapısının tamamını id oluşturur." ifadesi hem de "Ego'nun çabaları, bireyin davranışlarının ahlaki olması yönündedir." ifadesi Freud'un kuramına uygun değildir.

ÖSYM bu sorunun cevabı olarak D seçeneğini vermiştir. Oysa genel ve geçerli literatür incelendiğinde B ve E seçeneklerinin de doğru olduğu görülmektedir. Bu nedenle sorunun üç cevabı bulunmaktadır.

Mantık Hatası; gözlemcinin, bireye ait farklı nitelikler arasında mantıksal ya da neden sonuca dayalı ilişkiler kurmasıdır. Bir başka deyişle alakasız nitelikler arasında yanlış ilişkiler kurmasıdır. Bu nedenle derslerinde yüksek notlar alan bir anlamda akademik başarı düzeyi yüksek olan öğrencinin zeki olduğunu düşünmek mantık hatasına örnektir. Fakat öğretmenin derslerinde başarılı olan öğrenciyi, liderlik özelliği olan bir öğrenci olarak değerlendirmesi; derslerinde başarısız olan öğrenciyi, arkadaşlarıyla ilişkilerinde sorunlu olarak değerlendirmesi de mantık hatasına örnek oluşturur. Bu bakımdan soru birden fazla doğru cevap içermektedir.

Öğretmenin sınıfa yeni gelen öğrencisini teneffüste tek başına oturduğunu görmesi üzerine onun arkadaşlık ilişkilerinin iyi olmadığının yargısına varması genelleme hatasına örnektir. Genelleme, bireyi benzer alanlarda benzer yönlerde değerlendirmekle ilgilidir.
Öğretmenin gözlediği nitelikler yönünden öğrencilerini genellikle orta düzeylerde derecelendirmesi ise kişisel yanlılık hatasına örnektir.

Bizlere, 67. Sorunun cevabının da yanlış olduğuna yönelik başvurular gelmektedir; cevabının "ahlak öncesi" değil; "dışa bağımlı dönem" olduğu iddia edilmektedir. Cevap bilimsel içeriği itibarıyla doğrudur.

Kaan'ın "Anneme yalan söylediğim için başıma böyle bir şey geldi." ifadesi benmerkezlilikten kaynaklanmaktadır. Benmerkezlilik ise ahlak öncesi dönemi kapsayan 3-6 yaşa yönelik bir özelliktir. Cevap olarak iddia edilen dışa bağlı dönemle Kaan'ın ifadesi bağdaşmamaktadır. Dışa bağlı dönemde bir otoriteye bağlanmak ve otoritenin verdiği kararların değişmezliğine inanmak söz konusudur. Kaan'ın "Anneme yalan söylediğim için başıma böyle bir şey geldi." ifadesi bir otoritenin değişmez kuralına itaat etme zorunluluğuna işaret etmemekte; olayı kendi açısından yorumlayan bir anlama dayanmaktadır. Bununla birlikte söz konusu ifade bir ahlaki dönem ifadesi değil, işlem öncesi dönemin zihinsel sınırlılığının bir göstergesidir. İşlem öncesi dönem ahlak gelişiminde ahlak öncesine karşılık gelir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber