Gül: Teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıyorum

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 05 Eylül 2013 16:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Gül: Teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıyorum

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası'na katıldı. Şuraya evsahibi sıfatıyla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da katıldı.

İstanbul Kongre Merkezi'ndeki şuranın açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaptı. Gül, İletişim, bilişim ve ulaşım çağının hayli gelişmiş bir safhasının yaşandığını dikkat çekerek, " Sosyal medya dâhil teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıyorum. Hangi sektörde, hangi kurumda ve hangi alanda bulunursak bulunalım, ulaştırma ve haberleşme hepimizin hayatını etkiliyor, vazgeçilmez bir işlevi yerine getiriyor" diye konuştu.

Gül, "Cumhuriyetimizin 100. yılında en ileri demokratik standartları yakalamış, dünyanın en ileri ekonomileri arasında yer alan, enerji-ulaştırma ve haberleşme altyapısıyla küresel sisteme tam entegre olmuş, müreffeh, istikrarlı ve güçlü bir Türkiye hedefliyoruz" dedi. "Herkes İçin Ulaşım ve Hızlı Erişim" sloganıyla düzenlenen, Denizcilik, Ulaştırma ve Haberleşme Şurası'na katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, "Sizleri kara-deniz-hava ve demiryolları ile enerji nakil ve haberleşme hatlarının kesişme noktası olan Türkiye'de ağırlamaktan son derece mutluyuz. Dört saatlik bir uçuşla, üç kıtadan bir buçuk milyar insanla kucaklaşmanın mümkün olduğu bir dünya şehri İstanbul'a hoş geldiniz diyorum. Bu önemli organizasyonu ikinci defa uluslararası katılımla gerçekleştiren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım'a ve ekibine teşekkür ediyorum" dedi.

"SOSYAL MEDYA DÂHİL TEKNOLOJİNİN TÜM İMKÂNLARINDAN FAYDALANIYORUM"

İletişim, bilişim ve ulaşım çağının hayli gelişmiş bir safhasının yaşandığını dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, ulaştırma ve haberleşmenin herkesin yaşam kalitesini yakından ilgilendirdiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Gül, "Nitekim, gündelik hayatın her aşamasında modern ulaşım vasıtalarını kullanıyor, haberleşme araçlarından yararlanıyoruz. Pek çoğumuz artık akıllı telefonlar, tabletler ve dizüstü bilgisayarlarla haberleşiyoruz. İnternet ve kitle iletişim araçlarından da çok yoğun şekilde istifade ediyoruz. İtiraf etmem gerekir ki, ben de sizlerden farklı değilim. Sosyal medya dâhil teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıyorum. Hangi sektörde, hangi kurumda ve hangi alanda bulunursak bulunalım, ulaştırma ve haberleşme hepimizin hayatını etkiliyor, vazgeçilmez bir işlevi yerine getiriyor" diye konuştu.

2035 STRATEJİSİ

Katılımcılar arasında özel sektörden de kamudan da temsilciler bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Salona baktığım zaman bu çeşitliliğin müşahhas tezahürlerini görüyorum. Aramızda özel sektörden de, kamudan da temsilciler var. 16 ülkeden devlet adamları ve bürokratlar kadar, bilim insanları, akademisyenler ve sivil toplum temsilcileri de var. Şahsen bunu çok önemsiyorum. Hedefimiz, salondaki bu katılımcı zenginliğinden istifadeyle, Türkiye'nin 2023 hedeflerini gözden geçirmektir. Böylelikle 2035 stratejisini oluşturacak ulaştırma ve haberleşme vizyonuna katkı sağlamaktır. Aramızda bulunanlar bu kadar farklı ihtisas ve donanıma sahip olunca, hiç şüphem yok ki, ortaya konacak neticede ortak aklın ürünü olacak ve geleceğe yön verecektir. Birçoğunuz bu konuların uzmanlarısınız..."

"İNSANOĞLUNUN ZAMAN VE MEKÂNA OLAN BAĞIMLILIĞI BÜYÜK ÖLÇÜDE KIRILDI"

"Küresel köy olarak tanımlanan dünyada ve post-modern bir zaman diliminde yaşadığımızın altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:

"Teknolojik ilerleme ve yeniliklerin, zamanın akışını hızlandırdığı bilgi çağında yaşıyoruz. Geçen asrın sonunda gerçekleşen teknoloji, iletişim ve bilişim devrimiyle, insanoğlunun zaman ve mekâna olan bağımlılığı büyük ölçüde kırıldı. Artık uzak-yakın, bilinen-bilinmeyen, tanıdık-yabancı gibi kavramlar anlamsızlaştı.-Sınırlar şeffaflaştı. Karşılıklı etkileşimin önündeki engeller büyük ölçüde kalktı. Bilişim ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen yenilikler, artık toplumların kimyasını değiştirdi. Toplumlar sadece kendilerine sunulanı değil, her alanda dünyada en iyi olanı talep eder hale geldiler. Neticede, şeffaflık, özgürlük, adalet, hesap verebilirlik ve iyi yönetişim, artık sadece dünyanın imtiyazlı bir bölümü için değil, tamamı için geçerli değerler haline dönüştü. Nitekim yakın bölgemizde cereyan eden gelişmeler, bu sürecin tüm iniş ve çıkışlarına rağmen geri döndürülemez bir mecra olduğunu herkese göstermektedir. Bunu anlamayanların, gelişmeleri yönlendiren değil, olayların ve zamanın arkasında koşanlar olacakları açıktır. Şu bir gerçektir ki teknolojiye gem vurmak mümkün olmadığına göre bugün hayal etmediğimiz birçok yeniliklerle ilerde karşılaşacağız. Bu dünyayı bugünkünden çok daha şeffaf hale getirecek ve bu hiçbir şeyi dar bölgeler içerisinde bırakmayacak. Bu gidişatı en iyi değerlendirmesi ve anlaması gerekenler de şüphesiz ki ülkelerini yönetenlerdir."

"Küreselleşen dünyada haberleşme ve ulaştırma, hiç şüphesiz ekonominin de temel sütunları arasındadır" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Gül, : "Küresel dünyaya açık, modern bir ekonominin, sağlıklı bir iletişim ve ulaşım altyapısına sahip olmadan rekabet etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, her ülkenin entegre bir ulaştırma stratejisi dahilinde kara-deniz-hava ve demiryollarına yatırım yapması şarttır. Esasen yük taşımacılığında daha ucuz yöntemler deniz ve demiryollarıdır. Orta mesafelerdeki yolcu taşımacılığında hızlı tren hatları ise her geçen gün daha da ön plana çıkmaktadır. Şüphesiz karayolları da tüm dünyada temel ulaştırma ağı olarak ağırlığını sürdürmektedir. Sürat ve konforun sembolü havayolları ise modern çağın bir diğer vazgeçilmezidir" şeklinde konuştu.

"ULAŞIM İMKÂNLARI ARTTIKÇA İNSANIMIZIN GÜVENİ ARTIYOR"

Ulaştırma ve iletişim alanında yapılan hamleleri işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin son dönemde, ulaştırma ve iletişim alanında dev hamleler gerçekleştirdiği hepinizin malumudur. Türkiye'de özellikle havayolu sektöründe başlatılan liberalizasyon çalışmaları kısa zamanda meyvelerini vermiştir. İç hatların milli havayolumuz dışındaki havayolu şirketlerine açılmasının ardından, büyük bir pazar genişlemesi yaşanmış; ortaya çıkan rekabet ortamı THY dâhil tüm şirketlerimizin atılım yapmasını sağlamıştır. Bu aynı zamanda kaliteyi, fiyatları ve yolcu sayısındaki artışı da beraberinde getirmiştir. Hatırlıyorum ilk yıllarda bu kararlar alınırken çok büyük tedirginlikler yaşandı. Ama neticede bugün geldiğimiz nokta hepimizi gururlandıran nokta olmuştur. İnanıyorum ki bunu birçok ülke ele alabilir ve Türkiye'deki özellikle havacılık alanındaki gelişmeleri güzelce çalışabilir, bundan alınabilecek çok dersler olduğu kanaatindeyim. Bugün THY, beş kıtada 220 noktaya doğrudan sefer düzenleyen, dünyada en fazla ülkeye uçan, gerçek anlamda bir dünya şirketi haline gelmiştir. Her geçen gün gelişip güçlenen özel havayolu şirketlerimizin başarıları ise her türlü takdire şayandır. Ayrıca Türkiye, bugün Avrupa'nın en modern havalimanı terminallerine sahip ülkesidir. Ülkemizin neredeyse her şehrine havayoluyla ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Bütün bunlar doğru stratejilerin başında ortaya konmasıyla sağlanmıştır. Hepsi birbirine adeta imkân hazırlamıştır. Eğer biz başındaki kapalı ekonomiyle havayollarında devam etmiş olsaydık ne Türk Hava Yolları bugünkü duruma gelirdi ne de dünyada artık isim sahibi olmuş büyük özel hava yolları şirketlerimiz olurdu; ne de her ilde bu terminaller, bu hava yolları bu hava alanları açılabilirdi. Havayolu alanında yaşanan iftihar verici gelişmelerin ardından son yıllarda, hızlı tren hatlarında da büyük bir atılım yaşanmaktadır. Bütün bu gelişmeler bize şunu gösteriyor: Ulaşım imkânları arttıkça insanımızın memnuniyeti artıyor. Kendine güveni artıyor; ülkesine güveni artıyor."

"TÜRKİYE, TÜM DÜNYAYA DAHA AÇIK BİR ÜLKE VE TOPLUM HALİNE GELİYOR"

Türkiye'nin daha açık bir ülke ve toplum haline geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:

"Kentler, adeta komşu evler mesafesine dönüşüyor. Bir yandan ekonomimiz gelişiyor; diğer taraftan toplumsal insicamımız pekişiyor. Türkiye, tüm dünyaya daha açık bir ülke ve toplum haline geliyor. Elbette ulaştırma ve iletişim alanında yapılacak daha çok işimiz vardır. Bu bağlamda, otoban ve duble yol ağının genişletilmesi, raylı sistemlerin yaygınlaştırılması, yeni liman ve tersane inşası, yüksek tonaj ve hızda gemi yapımı önem taşımaktadır. Ayrıca, daha geniş kapasitede havaalanları, uçak filoları ve bunları şehir merkezlerine bağlayacak sistemlerin inşası, ağırlık vermemiz gereken alanlardır. Tüm bunlar yapılırken insanlara güvenli, ucuz, hızlı ve konforlu seyahat imkânı tanınmalı, aynı şekilde, yük transferinde düşük maliyet-hızlı teslimat dengesini sağlayacak altyapılar oluşturulmalıdır. Benzer bir tablo haberleşme sektörü için de geçerlidir. Bu bağlamda, üretkenlikte zaman-mekân kısıtlamalarının büyük ölçüde kırıldığı post-modern çağda, gözetilmesi gereken en temel ilkelerinden biri esnekliktir. İnsanlar, artık geleneksel kalıplara bağlı kalmadan yaşayabilecekleri, çalışabilecekleri ve üretebilecekleri imkânlar peşindeler. İletişim ve ulaştırma sektörleri, bu talebe kulak verebildiği ölçüde daha yenisini, daha iyisini ve daha kalitelisini geliştirecektir..."

"TÜRKİYE, ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME STRATEJİSİNİ BÖLGESEL VE KÜRESEL BOYUTLARIYLA PLANLAMALI"

İletişim, bilişim ve inovasyonun ortaya çıkardığı verimlilik artışının, ekonomik büyümenin de, beşerî kalkınmanın da ana lokomotifi olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunun için bilgi, bilgi üretimi ve araştırma-geliştirme faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılmalıdır. Türkiye'de bu konuda yürütülen çalışmaları yakından takip ediyor ve destekliyorum. Bu çalışmalar, yeni ekonomi politikalarının temel öncelikleri arasındadır. Bu politikalar, ekonomimizin orta gelir tuzağına takılmamasının da anahtarıdır. Gördüğüm kadarıyla yeni kalkınma planlarının genel stratejisi hep buraya oturtulmaktadır. Çünkü Türkiye bu kategoriden başka bir kategoriye muhakkak taşınacaktır. Bu da bilim, teknoloji ve inovasyonda olacaktır. Bu bilincin bütün ülkeye ve bütün kamuya ve bütün yönetime hâkim olduğunu görmekten de gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bir coğrafyada yaşanan gelişmenin "domino etkisiyle diğerlerine de tesir ettiği günümüz dünyasında, Türkiye'nin ulaştırma ve haberleşme stratejisini bölgesel ve küresel boyutlarıyla planlaması elzemdir. Ulaşım ve haberleşme hatları sadece ekonomik ve ticari zaviyeden bakılacak bir mesele de değildir. Her şeyden önce dünya üzerinde bir coğrafi alanın "bölge" olarak adlandırılabilmesi için, ülkeler ve halklar arasında iletişim ve etkileşimi mümkün kılacak haberleşme ve ulaşım ağlarının olması şarttır. Eğer bu ulaşım ve haberleşme ağları bir bölgede olmazsa ülkeler çıkmaz sokak gibidir. Komşularıyla hiçbir ilişkisi olmayan, yalnızdır. O bakımdan bölgesel kalkınmaların, bölgesel iş birliğinin temel niteliği ve temel ihtiyacı muhakkak ki ağlarla bu ülkelerin o bölgede birbirine bağlanmasıdır. Bu durum esasen, tarih boyunca da böyle olmuştur. Mesela, İpek Yolu olmadan Avrasya bölgesinden bahsetmek mümkün müdür? Bu ulaşım ağları sayesinde ülkeler, medeniyetler birbiriyle hem ticari hem de insani ilişkiler geliştirmişlerdir. Bugün bu tür bölgesel ve küresel ağların oluşturulması artık diplomasinin, ekonominin ve stratejinin temel politika önceliklerinden biri haline gelmiştir. Avrupa Birliği gibi bölgesel ekonomik ve siyasi entegrasyon projeleri, kıtaların kaderini değiştirmiş, bölgesel barış ve refahın temel lokomotifi olmuştur. Tarih boyunca Türkiye, hem coğrafi hem kültürel olarak, kıtaların, medeniyetlerin ve kadim ulaşım koridorlarının kesişme noktasında yer almıştır. Bugün, söz konusu jeostratejik konumumuzu yeni küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlayarak, pek çok bölgesel enerji, haberleşme ve ulaşım ağına öncülük ettik."

"MODERN İPEK YOLUNU BİNA EDİYORUZ"

Türkiye'nin geride kalan 10 yılda bu yönde önemli adımlar attığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

"Ülkemiz üzerinden geçen enerji, ulaşım ve haberleşme ağlarıyla, bir yandan Türkiye'yi dünyaya kenetledik; diğer yandan, etrafımızdaki çok boyutlu coğrafi bölgelerin ekonomik ve beşeri entegrasyonuna hizmet ettik. Bu anlayışla, kara-hava-deniz yollarına ve hızlı tren altyapısına çok ciddi yatırım yaptık. Bunlardan sınır aşan boyutları bulunan Marmaray projesine özellikle dikkat çekmek istiyorum. Asya ve Avrupa'yı hem kara, hem de demiryoluyla birbirine bağlayan bu projenin üstüne, Modern İpek Yolu olarak da adlandırılan Orta Koridor'u bina ediyoruz. Bu vizyonun önemli bir parçası olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının temelini Azerbaycan ve Gürcistan Cumhurbaşkanlarıyla birlikte attık. Önümüzdeki yıl tamamlamayı öngördüğümüz projeyi süratle hayata geçirmek için Gürcü ve Azeri dostlarımızla birlikte yoğun çaba gösteriyoruz. Bu proje sayesinde Londra'dan kalkacak bir trenin, Marmaray ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu ile Hazar Denizi'ndeki Aktau Limanı bağlantısı üzerinden, kesintisiz olarak Pekin'e kadar gitmesini sağlayacak altyapıyı oluşturmayı hedefliyoruz. Esasen Modern İpek Yolu olarak adlandırdığımız Orta Koridor projesi, basit bir ulaştırma projesi değildir. Yüzyıllık bir rüyayı hayata geçirecek bu projenin, ileride Hazar'ın iki yakasını enerji, ulaşım ve haberleşme hatlarıyla örülmesi hedeflenmektedir. Bu projeler sayesinde Hazar Denizi, Avrupa-Asya ekseninde ülkeleri ve bölgeleri, enerji hatları, kara, deniz ve tren yolları ile haberleşme ağlarıyla birbirine bağlayan kritik bir bölge haline dönüşecektir."

Ulaştırma alanında gerçekleştirilen dev projelere paralel olarak, iletişim ve haberleşme alanında da devrim niteliğinde açılımlar yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Gül, "Memnuniyetle görüyorum ki, Türkiye'nin bugünkü iletişim altyapısı, pek çok gelişmiş ülkenin sahip olduğu teknolojinin ötesinde bir hız ve etkinliğe sahiptir. Türk bilim insanları, mühendisleri ve girişimcilerinin önümüzdeki dönemde de çığır açan teknolojik buluş ve yeniliklere imza atacaklarına inancım tamdır" dedi.

"MÜREFFEH, İSTİKRARLI VE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE HEDEFLİYORUZ"

2009 yılında düzenlenen Şura'da ortaya konulan "Hedef-2023 Stratejisi"ne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi;

"Şimdi sorulması gereken soru, önümüzdeki dönemde neler yapılacağıdır. Esasen 2009'da düzenlenen Şura'da ortaya konulan Hedef-2023 Stratejisi'yle bunun işaretleri verilmiştir. Türkiye'yi, Türk ekonomisini ve Türk insanını, post-modern çağın gereklerine uygun şekilde geleceğe hazırlamak temel şiarımızdır. Cumhuriyetimizin 100. yılında en ileri demokratik standartları yakalamış; dünyanın en ileri ekonomileri arasında yer alan; enerji-ulaştırma ve haberleşme altyapısıyla küresel sisteme tam entegre olmuş; müreffeh, istikrarlı ve güçlü bir Türkiye hedefliyoruz. Özel girişimcilik ve serbest piyasanın gerekleriyle yoluna devam edecek demokratik Türkiye'nin, komşularımızın yanı sıra bölgesel ve küresel ortaklarımızın da yararına olacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda gerek milli, gerek sınır aşan projelerde tüm bölgesel ve küresel ortaklarımızla işbirliğine açık olduğumuzun altını çizmek istiyorum. Üç gün sürecek Şura boyunca çevreci, sürdürülebilir, maddi gelişme ve kalkınmanın yanında konunun sosyo-kültürel boyutlarını da dikkate alan küresel bir bakış açısıyla meseleleri ele alacak, konuşacak ve tartışacaksınız. Özellikle konunun sosyal ve kültürel boyutunun ne kadar çok önem arz ettiğini eminim ki hepimiz vakıfız. Teknoloji bugün artık, biraz önce de söylediğimi gibi, toplumların da kimyasını gerçek anlamda değiştirmiştir. Buna göre muhakkak ki birçok sosyolojik siyasi gelişmeler söz konusudur. Bunlar çok olumlu yönde olduğu gibi nasıl tedavi eden ilaçların olumlu etkileri varsa çeşitli yan etkileri de olabilir. Dolayısı ile bütün bunların göz ardı edilmeden bu toplantılarda ele alınması gelecek için şüphesiz ki hepimizi çok daha güvenli yapacaktır. Yapacağınız fikir teatisinin, 2035'e giden süreçte yeni ufuklara doğru yol alınmasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Aklınızda hep şu ideal olsun; insanların, ürünlerin, hizmetlerin ve sermayenin serbestçe dolaşabildiği, özgür, müreffeh ve yaşanabilir bir dünya. Bu ideali, bugün olmazsa bile ileride gerçekleştirmek, çalışmalarımızı buna göre düzenlemek sadece bir millet, ülke veya bölgenin değil, bütün insanlığın yararına olacaktır."

BAKAN YILDIRIM: ULAŞAN ERİŞEN BİR TÜRKİYE VARDIR ARTIK

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den önce konuşan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binalı Yıldırım ise, "Ulaşan erişen bir Türkiye vardır artık " dedi. Şimdi sıranın ülkenin her noktasına aynı kalitede aynı hızda bölgesel farklılıkları ortadan kaldırarak ekonomik ve hızlı ulaşım ve iletişimi sağlamak olduğunu söyleyen Bakan Yıldırım, şuranın temasını herkes için ulaşım hızlı erişim olarak belirledik. Asıl gayemiz şuranın temasına uygun olarak bir durum tespiti yapmak, gelecek 10 yılın hedeflerini yeniden şekillendirmek olacaktır"diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber