Muş'ta valilik önünde Kürtçe eğitim

Muş Eğitim-Sen üyeleri ve BDP'liler, valilik önünde kurdukları tahtada Kürtçe eğitim verdiler. Eğitime katılan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, okullarda her sabah çocuklarına 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' andı okutularak zehir enjekte edildiğini söyleyerek, "Benim varlığım size niye armağan olsun, benim varlığım insanlığa armağan olsun" dedi.

Bugün saat 15.00 sıralarında Hükümek Konağı önünde toplanan Eğitim-Sen ve BDP'liler, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne anadilde Kürtçe eğitim için dilekçe vermek istedi. Polis yaklaşık 200 kişilik gruba izin vermedi. Bunun üzerine grupla polis arasında sözlü tartışma yaşandı. Sendikacılar daha sonra eylemin yapıldığı Hükümet Konağı önüne yazı tahtası getirip, Kürtçe eğitim vermeye başlad. Polisin geniş güvenlik önlemi altında tahtaya Kürtçe harfler yazan üyeler verilen dersi dinledi. Yaklaşık 20 dakika kadar süren Kürtçe eğitimin ardından BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık bir konuşma yaptı. Sakık, anadilde eğitimin yasaklandığını bunun da yetmediğini ve zulüm politikası uygulandığını söyledi.

GERİLLA BU TOPRAKLARA DÖNECEK

Kürtler için Türkçe eğitimin şişede duran bir süt gibi olduğunu ifade eden Sakık şunları söyledi:

"Ana sütü şişede duran sütten önemlidir. Biz diyoruz ki şişede duran sütü içeriz, ama biz ana sütümüzü içmek istiyoruz. Türkçe'yi öğrenelim ey ülkeyi yönetenler. Bırakın Kürtler kendi dillerini de öğrensinler. Bunun nedeni anadilde eğitimdir. Anadilimizin ve kültürümüzün özgür olmasını istiyoruz. Bizim isteğimiz sadece bu topraklarda diğer halklar ve Türk kimliği ile eşit olma isteğidir. Sabah okullarda benim çocuklarıma 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' andını okutarak zehir enjekte etmeye hakkınız yok. Benim varlığım size niye armağan olsun. Benim varlığım insanlığa armağan olsun. Daha öncede buna benzer açıklamalar oldu. Kürt halkı ve Kürt siyaseti üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdi. Son dönemlerde hükümetin dile getirdiği sayısal rakamları çok doğru bulmuyoruz. İkinci aşama dediğimiz aşamanın bugün halen hayata geçmediğini görüyoruz. KCK'nın bu konudaki açıklaması da hükümeti duyarlılığa davet etmektedir. Yanı KCK, 'Biz savaşırız, kavga ederiz' demiyor. Gerilla birliklerinin Güney veya Kuzey Kürdistan'ın dağlarında olması bir şey ifade etmiyor. Önemli olan silahların susmasıdır. Çatışmasız bir ortamda ölen insan olmuyor. Barış havası esiyor. Biz duruma buradan bakıyoruz. Hükümetin de buradan bakması gerekiyor. Biz daha önce hükümeti çekilme konusunda komisyon oluşturulması için uyarmıştık. Buna rağmen komisyon oluşturmadılar. Eğer komisyonlar oluşturulmuş olsaydı, bugün bu denetimleri onlar sürdürüyor olacaktı. Sayın Başbakan ve hükümetin yetkili kurumları bu 30 ile 40 rakamlarına takılıp kalmayacaklardı. KCK'nın açıklamaları da bu doğrultuda olmayacaktı."

PKK'nın bu topraklarda kalacağını belirten Sakık, saldırı olmaması halinde ortaya çıkmayacaklarını, gerillaların nereye giderlerse gitsinler bu toprakların insanı olduklarını ve buraya döneceklerini söyledi.

Sakık'ın konuşmasından sonra kalabalık grup, yazdıkları anadilde Kürtçe eğitim dilekçelerini Milli Eğitim'den gelen bir görevliye teslim ederek dağıldı