Yeni eğitim yılı için velilere ve öğretmenlere öneriler

Çocuğun başarısında ebeveyn ve öğretmenin belirleyici olduğunun unutulmaması gerekir

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Eylül 2013 12:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğun başarısında ebeveyn ve öğretmenin belirleyici olduğunun unutulmaması gerektiğini bildirdi.

Tarhan yaptığı yazılı açıklamada, ailenin çocuğa ödev yapmayı sevdirmesi için öncelikle çocuğunun nasıl bir öğrenme modelinin olduğunu bilmesi gerektiğini belirtti.

Çocuğunun öğrenme modelini bilen anne ve babanın, çocuğun okuldaki başarısını artırabileceğini vurgulayan Tarhan, çocukların ödeve "soğuk" bakmalarında ve ödev yapmak istememelerinde ailelerin ve öğretmenlerin bazı yanlış tutumlarının etkisi olabildiğini kaydetti.

Tarhan, ödevlerin korku nesnesi haline getirilmemesi gerektiğinine işaret ederek, "Ödev çocuk için bir korku nesnesi haline geldiyse çocuk ödevden de okuldan da soğur. Okul günleri aklına geldikçe bile irkilir, o günleri nefretle ve soğuk duygularla hatırlar. Böyle durumlarda çocuğun öğrenmesi de zaten kalıcı olmaz. Ödevi böylesi bir korku aracı haline getirmeme konusunda anne babalar kadar öğretmenler de duyarlı olmalıdır. Verilen ödevler bütünleştirici, konunun anlamına yardımcı, çocuğu sıkmadan merak uyandıracak mahiyette az ama öz olursa çocuk için daha faydalı olacaktır" ifadelerini kullandı.

Sevginin çocukları etkileyici bir gücü olduğunu aktaran Tarhan, bu gücü kullanabilmek için öğrenciye değer verilmesi gerektiğini, "öğrenciyi azarlayan, aşağılayan, hata yaptığı zaman yerin dibine batıran, arkadaşları arasında küçük düşüren öğretmen modeli"nin bu çağın modeli olmadığını belirtti.

"Ne yazık ki hala öğrencileri aşağılayan, kaba kuvvet uygulayan öğretmenlere rastlayabiliyoruz. Halbuki çocukta korku duygusu yerine sevgi duygusunu harekete geçirerek öğretmek çok daha kolaydır. Öğretmen öğrenciye sevgiyle yaklaştığı zaman çocuğun beyni öğrenmeyle ilgili bir mutluluk kimyasalı salgılar ve öğrenme kalıcı hale gelir" şeklinde görüş bildiren Tarhan, çocuğun okuldan gelir gelmez ödev için masaya oturtulmasının yapılan eğitim hatalarından olduğunu ifade etti.

Tarhan, çocuğun okuldan geldikten sonra belli bir süre serbest bırakılmasının daha verimli bir çalışma sağlayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çocuğun hayatının programlı olması gerekir. Okuldan sonra belli bir süreyi oyun ve dinlenmeyle geçirmeli, ardından ders çalışmalıdır. Aileler de bu saatleri belirleyip çocuğun buna riayet etmesini sağlamalıdır. Çocuk ders çalışırken ödevin konusunun yanı sıra hayatı, ders çalışma metodunu, disiplinli olmayı, zorluklara dayanmayı öğrenmelidir. Çocuğa güven duygusunun eşlik ettiği bir sorumluluk duygusu kazandırmak gerekir. Aksi halde sadece itaati öğrenir. Yapılan hatalardan biri de ailelerin çok yüksek motivasyonlu olmaları ve çocuğa devamlı çok başarılı olmasını beklediklerini hissettirmeleridir. Ailedeki yüksek beklenti düzeyine ulaşamayan çocuk ne yaparsa yapsın ailesini memnun edemez. Bu nedenle 'Nasıl olsa ben annemi ve babamı memnun edemeyeceğim' deyip yenilgiyi baştan kabul eder, hiç çalışmamaya başlar. Aslında yeterince zeki olan çocuk, 'yapamam, başaramam' duygusuna yenildiği için başarısız olur."

- "Hata ve kusurlara odaklanmak güveni zedeliyor"

Hem öğretmen hem de ailenin hep olumsuza, çocuğun hatalarına, kusurlarına odaklandığında çocuğun kendine güveninin zayıfladığını ve çalışma şevkinin kırıldığınına dikkati çeken Tarhan, "Çocuğun başarısında ebeveyn ve öğretmenin belirleyici olduğunun unutulmaması gerekir. Diyelim ki, çocuk karne getirdi. Notlarının yedi tanesi iyi, üç tanesi zayıf. Çoğu ailenin yaklaşımı neden üç tane zayıf olduğunu sorgulamak şeklinde olur. Aileler bunu iyi niyetle, çocuğun daha başarılı olmasını istedikleri için yapıyorlar fakat farkında olmadan çocuğu ders çalışmaktan soğutuyorlar. Oysa 'Bak, şu dersler pekiyi, bunları çok güzel başarmışsın. Hadi beraber bu üç zayıfı nasıl düzelteceğimizi düşünelim ve bir çözüm bulalım' denirse çocuk 'Annemle babam benim olumlu yönlerimi de görebiliyor' der ve dikkatini zayıfları düzeltmeye verir, başarabileceğine inanır ve çözüm üretir" ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber