Bakan Çelik sert konuştu: Bunlar paranoyak

Haber Giriş : 12 Mart 2006 10:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı, Rektör Yücel Aşkın ve Şemdinli iddianamesini hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'yı yönlendirdiği tezine bu yanıtı verdi.

Son gelişmelerle Van'ın adı yeniden gündeme geldi. Vanlı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, memleketinin kötü olaylarla anılmasına tepki gösterdi. Van'ın yeni yeni kalkınmaya başlayan bir kent olduğuna dikkati çeken Çelik, "Bombalama eylemleriyle karabulutlar dolaştırılmaya çalışılıyor" dedi. Çelik, hemşehrilerini sağduyulu ve sakin olmaya davet etti. Hüseyin Çelik, 'Rektör Aşkın davasında ve Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcı ve yardımcılarına baskı yaptı' şeklindeki yorumlara gülüp geçtiğini söyledi. Vanlılar arasında mutlu olduğunu ve halkın kendisini sevdiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı, Savcı Ferhat Sarıkaya'yı sadece törenlerde 3-5 kez gördüğünü anlattı. Sarıkaya'yla bu türden bir münasebete girmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Hüseyin Çelik, "Van'ı bir tarafa bırakın, iddianameleri hazırlayan bütün savcıları birilerinin kumanda etmesi gerekiyor. Bu da bütün bir hukuk sistemine ve hukuk adamlarına haksızlık ve hakarettir" diye konuştu.

Savcı Sarıkaya'nın ağabeyi Ramazan Çelik'in yakın arkadaşı olduğu yönünde iddialar ortaya atıldığını hatırlatan Çelik, "İddiaya ağabeyimle birlikte katıla katıla güldük. Ağabeyim, 'Şimdi görsem kesinlikle tanımam' diyor" dedi. Van'da birşey olsa kendisinden bilindiğine dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti: "Yücel Aşkın tutuklanıyor benden biliniyor. Manyetik alan doğuruyorum herhalde. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına? Bu iddiaları ortaya atan insanlar ya paranoyak, ya da şizofrenik hayalleri var. Sistematik bir şekilde 'çamur at, izi kalsın' politikası yürütülmeye çalışılıyor."

'YIPRATMA BAŞKALARINA YARAR'

Bakan Çelik, kendisinin yıpratılmasının siyasi rakibi DEHAP ve HADEP'e yaradığını söyledi. AK Parti'nin hemen hemen bütün belediyeleri aldığına dikkati çeken Çelik, "43 il genel meclisi üyesinin 33'ünü, 7 milletvekilinin 6'sını almış durumdayız. AK Parti'nin yıpratılması diğer partilerin işine yaramaz. AK Parti'yi yıpratmak istiyorsanız Hüseyin Çelik'i yıpratmak zorundasınız. Van'da AK Parti'nin orkestra şefidir. Çelik'i yıpratırsanız armoni kakofoniye döner. O zaman da bu başkalarına yarar."

Şiddeti eğitimle yeneceğiz

Hüseyin Çelik, okullardaki şiddeti eğitimle yeneceklerini söyledi. Öğrencisi ve öğretmeniyle 17 milyonluk bir kitleden söz edildiğini belirten Çelik, şiddet olaylarının sistematik bir şekilde arttığı görüşüne katılmadı. Bu tür olaylara toplumsal bakılmasını isteyen Milli Eğitim Bakanı, "Rüzgâr eken, fırtına biçer. Nesilleri boş bırakırsanız olacağı budur" dedi. Kendilerinden önce okulların çocukların girip-çıktığı mekânlar olarak kullanıldığını öne süren Çelik, "Yeni müfredat öğrencinin sosyal hayatla bütünleşmesini öngörüyor. Toplumsal sorumluluk almayı öğretiyoruz. Öğrencilerimize milli, manevi değerleri, yaşama sevincini aşılamamız gerekir. Sosyal içerikli derslerde öğretmenlerimizin bunları yapması gerekiyor" diye konuştu. Öğretmenin öğrencisine örnek olması gerektiğini ifade eden Çelik, "Söylediklerinizi uygulamıyorsanız, nasihat verseniz de işe yaramaz" dedi.

Formasyon eğitiminde YÖK'ü ikna ettim

Milli Eğitim Bakanı, YÖK ile aralarındaki formasyon eğitimi tartışmasıyla ilgili şu açıklamaları yaptı. "Yanlış bilgilenmeden kaynaklanıyordu. YÖK yetkilileriyle görüştüm, meseleyi anlattım. Onlar da tatmin oldu. Herkese formasyon kursu açmadık. Milli Eğitim Bakanlığı'nda değil, dershane, özel okullar ve kurslarda eğitim verenlerini de eğitiyoruz. Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 45'inci maddesi, 'ihtiyaç hissedilen bazı dallarda formasyon alamamış öğretmen olarak atanırsa, bunların formasyon alması için gerekli tedbirleri Milli Eğitim Bakanlığı alır' der. Yani yasayı uyguluyoruz. Uzman öğretici olarak atanmış diğer bir grup da var. Formasyon alamamış ve bir kursta çalışanlar var. Bu insanlar ne yapacak o zaman? Bir başkasının yetkisini gasp etme, bir başkasının alanına girme gibi bir durum söz konusu yok. Lisans, yüksek lisans, master ya da doktora eğitimi vermiyoruz. Sertifika veriyoruz. YÖK, çıkıp da 'Bu bizim yaptığımız bir şey' derse yanlış olur. Biz öğretmenlik ruhsatı veriyoruz. Bu da YÖK'ün yetkisinde falan değil.

Öğretmenlerin eğitim süresi çok uzun

Milli Eğitim Bakanı, öğretmen eğitim süresinin çok uzun olduğunu söyledi. 5.5 yılda öğretmen yetiştirmenin doğru olmadığını savunan Çelik, "Bu çocuklara yazık ediyoruz. Çocukların çoğu fakir ve Anadolu'nun değişik yerlerinden gelen insanlar. Liseler dört yıla çıktı. Beş buçuk yıl da öğretmenlik olunca dokuz buçuk yıl yapıyor. Eskiden dört yıllık ilköğretmen okulları mezunu öğretmen oluyordu. Önce önlisansa çıkarıldı, lisansa çıktı. Bunların hepsine tamam ama şimdi beş buçuk yıla çıktı. Yazık günah değil mi bu insanlara? Bu süre kesinlikle doğru bir karar değil. Ümit ediyorum ki YÖK de bunu gözden geçirir" dedi.

Rehin öğrenciler konusuna dikkat

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yurtdışında burslu eğitim gören öğrenciler konusunda özenli olunmasını istedi. 1416 sayılı Kanun ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33'üncü maddesine göre yurtdışına öğrenci gönderdiklerini anlatan Çelik, "Burs paralarını tahsil etmekle ilgili kuruluş Maliye Bakanlığı'dır. Kanunu bu bakanlık getirecek. Yurtdışına gönderilen insan mutlaka geri çağrılır ama elinizde somut bir delil varsa, ülkesi adına olumsuz davranışlarda bulunuyorsa o insanı yurtdışında tutmanın anlamı yok. Akademik çalışmalar yapanların eğitimlerinin yarım bırakılmasını istemek eğitim hakkıyla oynamaktır" dedi.

bugün

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber